Öz Anlayış
Yazar Esra Yurday • 4 Temmuz 2024 • Yorumlar:
Öz anlayışın tanımı daha genel olan “anlayışlı olmak” tanımıyla benzerdir. Anlayışlı olmak, diğer bireylerin üzüntülerine karşı açık ve duyarlı olmak demektir. Aynı zamanda başkalarına karşı sabır ve nezaket göstererek, yargılayıcı olmadan, insanların kusursuz olmadıklarının ve hatalar yapabildiklerinin farkında olmaktır. Bireyler yaşamları boyunca üzüntü, başarısızlık ve ızdırap gibi olumsuz duygularla başa çıkabilmek için sakinleşmeye, rahatlamaya ve en önemlisi zarara uğramadan bu olumsuz duyguların üstesinden gelmeye ihtiyaç duyarlar. Bireyler bunun gibi olumsuz duyguların üstesinden gelmek için öz anlayışlarını arttırmalıdırlar.
Öz anlayış, bireyin acılarına karşı açık ve duyarlı, kendisine karşı nazik ve şefkatli, yaptığı hatalar karşısında affedici olma, başarısızlık ve yetersizliklerini yargılamama, yaşadığı sıkıntı veren durumları insanlığın bir parçası olarak görme ve içinde bulunulan anı yargılamadan olduğu gibi kabullenmesidir. Öz anlayış kelimesinin içeriğini anlayış kavramı oluşturmakla birlikte başkalarının acılarına duyarlı olmayı, acılarını hafifletme arzusunu, hata yapan insanlara karşı yargısız anlayışa sahip olmayı da içermektedir.
Öz anlayışlı bireyler kendileri hakkında olumlu duygulara sahip olmak için diğerlerinden daha başarılı olmak ya da üstün hissetmek zorunda değillerdir ve kendilerini başkaları ile daha az karşılaştırırlar.
Öz anlayış, kendine şefkat, ortak paydaşım, bilinçli farkındalık olmak üzere üç temel bileşeni içermektedir.
a) Kendilerine şefkat: Kendi acı ve başarısızlıklarına karşı yargılayıcı olmaktan ziyade, kendine karşı nazik ve anlayışlı olmak olarak tanımlanmıştır.
b) Ortak Paydaşım: Kendini diğerlerinden izole ve ayrı hissetmek yerine, kişinin deneyimini insanoğlunun parçası olarak algılamaktır. Ortak paydaşım olumsuz duygulardan kaçmak yerine, onların olumlu duygulara dönüştürülmesini sağlar. Öz anlayışa sahip bireyler kendilerini başkalarından farklı ve yalıtılmış olarak görmek yerine, bütünün bir parçası olarak görürler.
c) Bilinçli Farkındalık: Bilinçli farkındalık, bireyin dikkatini içinde bulunduğu ana yoğunlaştırıp, yaşananları yargılamadan, olduğu gibi kabul etmesi ve farkında olabilmesidir. Acı ve ıztırap veren duyguların üzerine yoğun bir şekilde odaklanmak yerine dengeli bir farkındalığa sahip olmaktır. Öz anlayış, depresyonun izolasyon ve ruminasyon gibi olumsuz sonuçlarına karşı koruyucu, duygusal açıdan olumlu bir benlik tutumudur.
Öz anlayışın öz şefkat, ortak paydaşım ve bilinçli fakındalık olarak sınıflandırılan üç bileşeni kavram olarak farklı olmasına ve olgusal boyutta farklı olarak deneyimlenmesine rağmen birbiriyle etkileşim halindedir.
Çocukluğunda ihmal ve istismara uğramış ve yoğun strese maruz kalmış bireyler öz anlayış göstermeyi yapay ve zor bulurlar. Olumsuz psikolojik ve fiziksel yaşantısı olan insanlar, kendilerini iyi hissetmeyi hak etmediklerini düşünürler veya bu konuda çok fazla çabaları da olmamıştır. Diğer insanlara veya özellikle hayvanlara ve çocuklara karşı şefkat ve anlayış gösterirlerken, kendilerine karşı şefkatli olma konusunda başarısızlardır.
Öüz anlayış düzeyi yüksek olduğunda, daha az depresyon, anksiyete, stres düzeyi ve daha fazla yaşam doyumu, pozitif duygulanım gibi olumlu ruh sağlığı ile ilişkilidir. Öz anlayışın yükselmesi, iyimserliği ve psikolojik dayanıklılığı güçlendirmektedir.