Öz Şefkatli Farkındalık
Yazar Hüseyin Aktürk • Psikolog • 23 Şubat 2022 • Yorumlar:
Stres ve kaygı insanın hayatı boyunca kendisine eşlik edecek duygulardandır. Bu duygular ve bunlara eşlik eden duygusal ve bilişsel süreçler ortaya çıktığı zaman yaşamı bazen katlanılmaz bulabiliriz. Stres ve kaygı, ortaya çıkardıkları bilişsel, fiziksel, davranışsal ve duygusal tepkiler nedeniyle sevilmezler. Bununla birlikte belli oranda seyreden stres ve kaygı insan yaşamı için oldukça önemli kaynaklardandır.
Bununla birlikte stres ve kaygı seviyesi özellikle spesifik bazı durumlar ve olaylar söz konusu olduğunda başa çıkılabilir, tolere edilebilir seviyelerden oldukça yükseklerde seyrediyorsa bu noktada bedensel, zihinsel ve duygusal iyileşmeyi sağlamak adına birtakım müdahalelerde bulunulması gerekmektedir. Bir hekime başvurmak, gerekli tıbbi tetkikleri yaptırmak, bir psikiyatrist ile görüşmek, bir ruh sağlığı uzmanı ile psikoterapi veya psikolojik destek ve danışmanlık sürecine başlamak bu müdahale yollarının başında gelmektedir.
Bu noktada profesyonel desteğe ek olarak bizler de kendimize destek sunabiliriz. Öz şefkatli farkındalık temelli uygulamalar ve meditasyonlar bu öz destek pratiklerinin başında gelmektedir. Burada belki öz şefkatin ne olduğu ve insanın öz şefkat aracılığıyla kendisine nasıl destek olabileceğine derinlemesine bakmak yarar sağlayabilir.
Öz şefkat genellikle insanın kendisine acıması ve kendini zavallı görmesi olarak algılanmaktadır. Aksine öz şefkat insanın kendisine aynı acı çeken bir yakınına destek sunmasında olduğu gibi stresli, travmatik ve zorlayıcı yaşam olayları deneyimlediği zaman kendi kendine destek sunmasına karşılık gelmektedir. Öz şefkat temelde insanın kendine yönelik sevgi ve koşulsuz olumlu kabul bağlamında yaklaşmasıdır.
İnsanın kendisine öz şefkatli bir şekilde yaklaşmasının önemi tüm duyguların yaşama dahil olduğunun kabul edilmesinden gelmektedir. Zorlayıcı olan ve olmayan tüm duyguların kabul edilmesi, tüm duygulara kalbin açılması önemlidir. “Şu anda tam olarak neye ihtiyacım var?” sorusu en temelde öz şefkatin özüne işaret etmektedir. En çok ihtiyaç duyduğumuz anlarda kendimizin dostu olabilmemiz öz şefkatli farkındalığın esas amacına işaret etmektedir.
Öz şefkat sayesinde, kişisel olarak eksikliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı fark ettiğimiz zaman kendimize yönelik sert ve eleştirel bir tutumla yaklaşmaktan ziyade daha destekleyici ve umut verici bir şekilde yaklaşmanın önemini anlamaya başlarız. Öz şefkati daha iyi anlayabilmek için de yaşama ilişkin değerlendirmelerimizi gözden geçirmemiz gerekmektedir.
Çoğunlukla hayatın düz bir ilerleme çizgisinden ibaret olduğunu düşünürüz. Yaşam olaylarını değerlendirirken tüm insanların gelişmekte oldukları gerçeğini unuturuz. Bu noktada unutmamamız gereken bazı şeyleri öz şefkatli bir şekilde kendimize yaklaşarak ve dünyayı, deneyimlerimizi ve diğer insanları bu çerçevede değerlendirerek hatırlayabiliriz.
Öncelikle hayat düze bir ilerleme-gerileme çizgisinden ibaret olmayan kimi zaman düz kimi zaman engebeli ve türlü şekillerde gelişen bir deneyim sürecidir. Herkes zaman zaman hatalar yapabilir ve başarısızlık olarak değerlendirilen deneyimleri olabilir. Bununla birlikte yaşam beraberinde çeşitli ihtimalleri ve potansiyelleri de getirerek bizlere yeni kapılar açabilir.
Herkesin yaşamı boyunca deneyimlediği ve deneyimleyeceği acılar ve zorluklar birbirinden farklılık gösterebilir. Bu farklılık, her insanın zaman zaman belli durum veya olaylara bağlı olarak acı ve zorlukları deneyimlemediği yani acı ve zorlanma konusunda bir ortak insanlık deneyiminin var olmadığı anlamına gelmemektedir. Öz şefkatin yaslandığı üç temel sacayaklarından birisi olan insanlığın ortak deneyimleri bu anlamda önem kazanmaktadır.
Zorlu bir yaşam olayı deneyimlendiği, zorlayıcı bir duygunun bize eşlik ettiği zaman ortak insanlık deneyiminin yanı sıra farkındalık sahibi olarak bu zorluğu kabul etmek ve öz nezaketli bir şekilde kendimize yaklaşarak bu süreçte kendimize destek olabilmemiz mümkün olur. Farkındalık sahibi olmak ile öz nezaketli yaklaşım da bu noktada öz şefkatin yaslandığı diğer sacayaklarıdır.
Öz şefkat bize mükemmel olmamız gerektiğini dayatan toplumsal ön kabullerden arınmış ve daha iyi olmanın ötesinde bir kendini kabulün ve kendine şefkat göstermenin olasılıklar arasında olduğu inancını besleyen bir bakış açısının mümkün olduğunu söylemektedir. Bu süreçte özellikle bizi zorlayan yaşam olayları ve duygular belirdiyse kendimize yönelik yaklaşımımızda bu zorluğun etki derecesini ve bizde sebep olduğu duygusal değişimleri fark edip kabullenen bir tavır takınmamız daha sağlıklı bir yol olacaktır.
Deneyimlediğimiz olumsuzlukların, başarısızlıkların, hataların ve zorlukların karşısında benzer deneyimleri olan bir yakınımıza olan yaklaşımımızda olduğu gibi nezaketle ve şefkatle kendimize yaklaşmaya çabalamamız öz şefkatli farkındalığı tesis etmek noktasında bize destek olan bir yaklaşım olacaktır. Nitekim bu sadece kendimiz için değil diğer insanlar için de yararlı bir adım olacaktır. Zira kendimize şefkatli bir şekilde yaklaşabildiğimiz oranda diğer insanlarla olan ilişkilerimizde daha ilgili, uzlaşmacı, şefkatli ve destekleyici olabiliriz.