Özgüven Eksikliği
Yazar Gökhan Bingöl • Psikolog • 5 Ocak 2022 • Yorumlar:
Öz güven eksikliği; kişinin aşırı uyum göstermesi, karşılaştığı durumlara boyun eğmesi, kendinden şüphe duyması, güvensizlik, yalnızlık, pasiflik, depresyon, eleştirilere karşı hassas olması, aşağılık duygusunun olması, güven duymaması ve sevilmediğini hissetmesi gibi kavramlarla tanımlanabilir. Öz güven eksikliği, basit bir tarifle; kişinin hayatta istediklerini gerçekleştirebilmek, harekete geçirebilmek için kendine yeterince güvenmiyor olmasıdır. Kişinin kendi kendini cesaretlendirememesi, başaracağına dair inancının yeterli olmamasıdır. Öz güven, kişinin yaşamın her alanında öncelikle mutlu, ardından da başarılı olmasını sağlar. İşte öz güven eksikliği durumunda kişi, kendinden, yeteneklerinden memnun olmadığı için mutlu değildir, başaracağına inanmadığı için de neye adım atsa başarı elde edemez. Hatta çoğu zaman bir girişimde bulunmak bile mümkün olmayabilir. Öz güven eksikliğinde; birey kendisinden sürekli şüphe duyar, zorluklar karşısında hemen pes eder, otoriteye boyun eğer, pasiftir, kendine ve çevresindekilere karşı güvensizidir, aşağılık duygusu içindedir ve depresyona girme eğilimi çok yüksektir.
Öz Güven Eksikliği Olan Kişilerde Genelde Neler Oluşur?
Öz güven eksikliği yaşayan bir kişi de genel olarak, karamsarlık, asosyallik, her şeye evet deme, sosyal fobi, depresyon, suçluluk duygusu, karşı cinse olan ilginin dışa vuramaması gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. etrafınızdaki kişilere istemediğiniz bir konuda hayır diyemiyor, ilişkilerinizde sınır koyamıyor, sosyal ortamlarda bulunamıyor, kendinizi değersiz ve yetersiz hissediyorsanız öz güven eksikliğiniz olabilir. Bu belirtiler çok ciddi hastalıklara da yol açabilirler, örneğin depresyon, kişi de baş ağrısı, iştahsızlık, kendine zarar verme gibi olayları beraberinde getirebilmektedir. Öz güven eksikliği psikolojik bir problem olarak görülebilir. Kendini dış dünyaya kapama, sosyalleşmekten ve başaramamaktan korkma gibi belirtileri vardır.
Bir kişinin öz güveninin olmaması diye bir şey söz konusu değildir. Kendine güven konusu üç farklı düzeyde karşımıza çıkıyor. Öz güven çeşitleri kendine aşırı güvenme, kendine hiç güvenmeme ve kendine yüksek oranda güven duyma olarak sınıflandırılıyor.
Öz Güven Eksikliği Nasıl Oluşur?
Öz güven eksikliği, çeşitli nedenlerden dolayı meydana gelmektedir. Öz güven eksikliği genel olarak küçük yaşlarda, çocukların büyütülmesinde ve eğitiminde yaşanan sorunlar dolayısıyla ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum ilk olarak ailede başlamaktadır. Çocukluk döneminde ailenin çocuğa olan tavrı büyük önem taşımaktadır. Aile içinde çocuğun aşağılanması, değer görmemesi, saygı ve sevgi gösterilmemesi öz güven eksikliği yaratmaktadır. Bu durumda kendini değersiz, önemsiz ve işe yaramaz hisseden çocuk, bu durumu tüm hayatı boyunca yaşamaktadır. Öz güven duygusunun gelişimi ilk çocukluk dönemleri ve sonrasında yaşanan olaylar veya karşılaşılan tavırlarla ilgili olabiliyor. Bu nedenle öz güven eksikliği olan çocuklar yetişmektedir.
Yaşanan bu durum sadece aile içinde değil, aile dışındaki faktörler nedeniyle de oluşmaktadır. Bu faktörler; aile içinde yaşananlar, okul dönemi, arkadaş ortamı, bulunduğu çevredir. Okul döneminde öğretmenin çocuğa doğru davranmaması, arkadaş ortamında alay edilmesi, bulunduğu çevrede değer görmemesi, saygı duyulmaması ve sevilmemesi öz güven eksikliğine neden olan en büyük faktörlerdir. Bu durumun sürekli devam etmesi bireyin sağlıklı bir ruh halinin olmasını engellemektedir. Bu nedenle bireylerin kendilerine benlik saygıları bulunmamaktadır. Benlik saygısı olmayan bireyler, toplumda daima farklı görülür. Bu durum hayatları boyunca fark edilmeyen, önemsenmeyen kişi olmalarına neden olmaktadır. Bu yüzden aileler çocuklarına gereken sevgi ve saygıyı göstermelidir. Okul döneminde öğretmenler her öğrenciye gereken ilgiyi vermelidir. Bu durum sonucunda öz güveni yüksek bireyler olurlar. Çocuklar daha sağlıklı bireyler olarak yetişir.
Aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duygular genellikle evde, okulda veya işte yaşadığımız kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkar. Örneğin, siz büyüme aşamasındayken, ebeveynleriniz size sağlıklı ve destekleyici bir çevre sağlayamamış olabilir. Size karşı çok eleştirel, talepkar ve/veya aşırı koruyucu olabilirler. Sonuç olarak, kendiniz hakkında olumsuz düşünmeye başlarsınız.
Öz Güven Eksikliğine Sebep Olan Düşünceler
Aileden birini veya yakın bir arkadaşı kaybetmek. Örneğin: anne-babanızın boşanması, evinizden ilk kez ayrılıyor olmak (ailenizden ve arkadaşlarınızdan ayrı olmak), erkek/kız arkadaşınızdan ayrılmak. Başarısızlık, hayal kırıklığı gibi olumsuz olayları bir deneyim gibi algılamaktansa, bunların üzerinde fazla durmak. Kendini veya yeteneklerini çok acımasız bir şekilde eleştirmek. Olayların sonuçlarını, gerçekte olduklarından daha kötü bir şekilde değerlendirmek. Ailenizin ve arkadaşlarınızın, sizinle ilgili istek ve beklentilerini karşılayabilmek için çok fazla baskı hissetme ve bu durumun sizin kendi kimliğinizi geliştirmenize ve kendinize ait kararlar almanıza engel olması. Gerçekçi olmayan hedefler belirleme. Başarısızlık korkusu. Örneğin; bir dersten kaldığınızda, kendinizi bir dersten kalmış iyi bir insan olarak düşünmektense, işe yaramaz ve başarısız biri olarak düşünmek.
Niçin Öz Güven Eksikliği Yaşarız?
Araştırmalara göre çalışma hayatındaki kişilerin %35’i maaşına zam isteme konusunda öz güven eksikliği yaşıyor. %52’si topluluğa sunum yapamazken %46’sı topluluk karşısında konuşma yapamama problemi yaşıyor. Çalışanların %25’i ise proje veya iş sürecinde ara istemekten kaçınıyor. Araştırmalar bireylerin yaşadığı öz güven sorununun temelinde ailenin ve çevrenin yaklaşım tarzlarının geldiğini söylüyor. Küçük yaşlardan itibaren ailesinden onay almayı başaramamış bireylerde ileriki yaşlarda kendine güvenme konusunda sorunlar ortaya çıkıyor. Anne ve babadan sürekli “Sen yapamazsın, dokunma, yapma, yaşıtların senden çok daha iyi” gibi cümleler duyan çocukların hayatı boyunca kendileriyle barışma sorunu yaşayabileceği belirtiliyor.
Yetişkinler İçin Öz Güven Eksikliği
Çocuklar yaşamın temelini oluşturan ilk çocukluk dönemlerinde yoğun eleştiri ile karşılaşıyorlar. Aldıkları eleştiri neticesinde hedeflerini hayal olarak görüyor ve kendilerindeki potansiyele “Acaba?” ile yaklaşıyorlar. 2-6 yaş arasındaki bu dönemde; çocuklara yeterince sevgi verilmesinin, akranlarıyla kıyaslanmamasının, sordukları soruların itinayla cevaplanmasının ve onlarla iyi vakit geçirilmesinin olumlu sonuçlar doğuracağı vurgulanıyor.
Yetişkinler içinse farklı öz güven geliştirme yolları öneriliyor. Yetişkin bireylerde öz güven problemi yine aileden ve çocukluktan gelen olumsuz tepkilerin yanında yetiştiği çevre, üst üste yaşadığı başarısızlıklar, olumsuzlukların bir kader olduğuna karşı inanç geliştirmelerine neden oluyor. Öz güveni tam olan bireyler olumsuz yaşantıları deneyim olarak görürken, kendine güven duymayan bireyler ise "Bunlar hep benim başıma geliyor" tarzında bir yaklaşım sergilemektedirler.
Öz güven eksikliğinin önemli psikolojik sorunları tetikleyebilirken, öz güven eksikliği temelinin, çok küçük yaşlarda atılmaya başladığını söylemek gayet mümkün. Öz güven duygusu zamanla zarar görmektedir. Çocukluktan beri bilinçli ya da bilinçsizce bazı davranışlar sergileriz ve her davranışımıza karşı çevremizdekilerden özellikle ailemiz tarafından geri bildirimler alırız. Çevreden aldığımız tepkileri değerlendirir ve yaptığımız şeyin iyi ya da kötü olduğuna dair bir sonuca ulaşırız. Çocuk, bir davranış gösterdikten sonra çevresi tarafından takdir, sevgi ve saygı alıyorsa, kendisinin değerli ve yeterli olduğuna inanır. Bunun aksine çocuk, çevresinden sürekli eleştiri ve ceza alıyorsa kendisinin; kötü, beceriksiz ve yetersiz biri olduğuna dair bir inanç geliştirecektir. Böyle durumların ve davranışların birçok kez tekrarlanması yoluyla çocuk kendini değersiz, yetersiz görmeye başlayacaktır ve yanlış yapma, eleştirilme korkusu yaşayacaktır.
Öz Güven Eksikliğinin Temelinde Çocukluk Travmaları ya da O Günlerde Yaşananların Rolü Var mı?
Çocukluk travmaları, öz güven düşüklüğünün en temel nedenleri arasında sayılıyor. Bu dönemde; aileleri tarafından dışlanan, duygusal açıdan ihmal edilen, cinsel istismara maruz kalan çocuklar çok daha sık olarak öz güven problemi yaşıyor. Aileleri tarafından dışlanan ve ihmal edilen çocuklar, genelde sevilmediklerini hissederek kendilerini başarısız ve değersiz olarak değerlendiriyor. İnsanlar tarafından kolayca reddedileceğine inandıklarından dolayı kendi içlerine kapanıyorlar. İstismar ise çocuğun duygusal ve cinsel gelişimini, kişiler arası ilişkilerini, öz güvenini sarsıyor. Fiziksel görünüşünü beğenmeme, utanç ve suçluluk hissetme istismara uğramış çocuklarda en çok görülen belirtiler arasında yer alıyor. Dolayısıyla bu belirtiler, sosyal ortamlara girmeme ve içe kapanma gibi öz güven eksikliğinin diğer belirtilerine neden oluyor. Toplumda çok fazla önemsenmiyor ama öz güven eksikliği çocuk yaşlarda başlayıp yetişkin dönemde; depresyon ve sosyal fobi gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor.
Öz Güven Eksikliğine Yol Açan Etkenler Nelerdir?
Öz güven eksikliğine yol açan etkenlerin en başında kesinlikle ailenin yanlış tutumu gelir. Bunlar genel olarak;
Her koşulda sevileceği ve değerli olduğu duygusunun yeterince verilememesi,
Çocuğa güven verilmemesi,
Çocuğun yeteneklerinin yeterince desteklememesi,
Çocuğa sorumluluk verilmemesi,
Çocuğa başarı hazzını yaşayacağı ortamlar sağlanmaması,
Çocuğa gerçekleştirilebilir hedefler sunulmaması,
Hem başarı hem de başarısızlık durumlarında çocuğun yanında bulunmaması, sadece başarıya odaklı sevgi gösterilmesi,
Ceza odaklı davranış eğilimleri,
Çocuğun yeterince özgür bırakılmaması,
Evde çocuğa ait kişisel bir ortam oluşturulmaması şeklinde sıralanabilir.
Öz güven eksikliğine yol açan bir diğer önemli faktör de olumsuz öğretmen tutumlarıdır. Zira çocuk okul çağına geldiğinde, anne, babadan çok tüm gün boyunca öğretmenle birliktedir. Bu bakımdan çocukta öz güven eksikliğine yol açan öğretmen davranışları genel olarak;
Her çocuğun farklı özelliklere sahip olduğuna, bireysel farklılıkların önemine dikkat etmemek,
Her öğrenciden en yüksek başarıyı beklemek,
Her öğrencinin matematik, dilbilgisi ya da yabancı dil gibi birbirinden çok farklı derslerde başarılı olmasını beklemek,
Her çocuğun her emre itaat etmesini beklemek,
Sadece yüksek not alan öğrencilere sevgi göstermek,
Davranışsal yaklaşımı uygulayıp her yanlış davranışı cezalandırmak,
Davranışlarda süreç ya da sebepten çok sonuca odaklanmak,
Çocukların içinde bulundukları gelişim çağının özelliklerini göz ardı ederek yanlış beklentiler içine girmek şeklinde sıralanabilir.
Öz Güven Eksikliğinin Sebepleri Nelerdir? Nelerden Kaynaklanır?
Çocukluk Döneminde İhmal
Çocukluk yılları kişiliğin geliştiği, şekillendiği yıllardır. Çocukların yaşadığı her şey, hatta aklımıza bile gelmeyecek kadar küçük olaylar onların kişiliğinde iz bırakarak, ileriki yıllarda etkisini gösterir. Susturulmuş, istek ve düşüncelerini belirtmesine izin verilmemiş, ya da aile içi şiddete tanık olup bunu içselleştirmiş çocuklar, ileriki yaşlarda genellikle öz güven problemleri yaşar.
Taciz
Çocukluk yılları boyunca cinsel istismara maruz kalan çocuklar, yetişkinlikte kendine güven sorunları yaşar. Çocuk, yaşadığı korkunç travmanın etkisiyle kendini hayatı boyunca suçlu hisseder, gerekli öz güveni toplayamaz.
Dış Görünüş
Dış görünüm öz güven kazanmak için önemli. Bedenine güvenen insan, kişiliğine de güvenir. Örneğin obezitesi olan çocuklar ve yetişkinler öz güven kazanmakta zorlanırlar. Dış görünüşlerinin toplum içinde bir yer edinmekte engel teşkil ettiğini düşünür, kendi içlerine kapanırlar. Toplum içine çıkamama nedenlerinden biri de aslında kişinin kendisiyle barışık olmaması, kendini sürekli başka insanların yerine koyma isteğinden doğar.
Ebeveynlerin Yüksek Beklentileri
Elbette ki her ebeveyn çocuğunun başarılı olmasını ister. Ancak bu durum aşırıya kaçtığında, anne-babalar çocuklarına başarılı olmaları için baskı yapıp, hırs aşıladığında, çocuk, kendisiyle yarışa girer ve kendine olan güvenini yitirir. Çocuk acımasızca cezalandırılmamalı, aynı şekilde başardığı zaman ise ödüllendirilmemelidir. Başarısız olduğunda yanında durulmaması, yalnız bırakılması gibi etkenler bir çocukta öz güven eksikliği oluşmasının en önemli sebepleri olarak görülüyor.