Pandemi Günlerinde Rüyalara Dair
Yazar Begüm Makinacı Özkılıç • Psikolog • 4 Mart 2021 • Yorumlar:
Covid-19 gündeminde hepimiz ister istemez biraz kendimizi dinliyoruz. Şu aralar birçok kişi uyku düzeninin bozulduğundan veya ilginç rüyalar gördüğünden bahsediyor. Gündelik hayatımız bu kadar değişmişken uykumuzun da bu durumdan etkilenmesi aslında çok doğal. İştahımızın artmasının dikkatimizi çekmesi çok uzun sürmedi, bunu fark etmekte ve anlamlandırmakta gecikmedik. Bir başka bedensel ihtiyacımız olan uykuda yaşanan değişiklikler ise biraz daha geri planda kaldı. Gece uykusu ve gündüz olanlar sanki birbirinden tamamen bağımsız olmalı, gibi geliyor.
Hayatımız birçok anlamda yavaşladı ama hayal gücümüz buna ayak uyduramadı, o hala aynı viteste çalışmaya devam ediyor. Peki hayal gücümüzü besleyecek uyaran yoksa? Birçok kişi için günler birbirine çok benziyor, sosyalleşme imkanları kısıtlı. Hareketsizlikten yakınan çok, bir yandan gelecek algımız “hele şu işler bir geçsin” gibi muğlak ifadelerle kısıtlı, uzun vade planı yapmak pek mümkün değil. Bu bahsettiklerim gibi gündüz aklımızdan geçen her şey uyuduğumuzda şöyle bir temize çekilir. Gündüz yaşantısından yeteri kadar işlenecek malzeme gelmiyorsa rüyaların daha eski kaynaklara, erişilmeye fırsat bulunmamış yerlere el attığı düşünülüyor. Karantina sürecinde evde dolapları dip köşe temizlemek gibi.
Gündelik yaşamımızda hiçbir şey olmuyor da değil. Duygular karışık. Endişeli ve bıkkın tarafımızla her şeye rağmen umutlu ve hayata tutunan tarafımız arasında gidip geliyoruz. Ruh halimiz sıklıkla değişebiliyor. Bu duyguların işlenmeye ihtiyacı var. Rüya görmenin bir işlevinin de duygularımızı sindirmek olduğu biliniyor. Uykunun REM evresinde gözlerimiz hızla hareket ediyor ve rüya görüyoruz. REM evresindeki beyin aktivitesi bize rüyalar hakkında fikir veriyor. Akılda kalıcı ve duygusal olarak yüklü, tuhaf ve renkli rüyalar duygular ve hafızayı yöneten bölgelerinde gözlenen yüksek seviyedeki aktiviteyle ilişkilendiriliyor. (1) Yukarıda bahsedilen karmaşık duygular varken, karmaşık rüyalar görmemiz normal. Uyanıkken farkında olmadığımız duygular bazen rüyalarda karşımıza çıkabiliyor.
Travmatik olaylardan kurtulan kişilerin rüyalarıyla yapılan araştırmalar travmatik yaşantıların rüyalarda iki şekilde karşımıza çıktığını gösteriyor. Birincisi, travmatik olayın bizzat tekrar yaşandığı, bazen de alternatif sonlarla biten rüyalar. Doğrudan coronavirüsle ilgili rüyalar gören çok kişi var. Travmatik yaşantılar bazen de daha üstü kapalı şekilde, gerçekdışı rüyalarda travmanın yerini tutan bir sembole dönüşebiliyor. Halen devam eden bir araştırmada katılımcıların virüs korkusunu böcekler, zombiler, doğal afetler, kim olduğu belli olmayan kişiler, canavarlar ve silahla toplu katliam yapanlar gibi mecazi başka unsurlara yükledikleri görüldü. (2) Araştırmayı yürüten psikolog Deirdre Barrett’ın sözleri durumu özetliyor: “Sanırım virüsün görünmez olması, bu kadar çeşitli şeylere dönüşebilmesinin de nedeni”.
Yukarıda bahsedilen araştırmalar diyor ki, bu rüyaların bir ortak özelliği de kişilere ne kadar garip göründükleri. Bu gariplik nedeniyle sanki çözülmesi gereken bir sorun olarak algılanabiliyorlar. Oysa, görüldüğü kadarıyla beynimiz uykuda bize yardımcı olmaya ve duygularımızı yerli yerine koymaya çalışıyor.
Sebebi ne olursa olsun kabuslar görmek epey rahatsız edici olabilir. Rahatsız edici rüyalarla baş etmek için öneriler:
-Rüyalarınızı not ederek ne olup bittiğini biraz daha somutlaştırmak iyi gelebilir. Hayal meyal hatırlanan rahatsızlık verici görüntüler yerine söze dökülmüş bir hikayeyle baş etmek daha kolay olabilir.
-Rüyanızda neyi değiştirmek istediğinizi düşünmeyi deneyin. Rüyanızda bir canavarla savaşıyorsanız, durumdan nasıl kurtulacağınızı somut olarak hayal edin. Hatta rüyaların gerçekdışı olabilmesinden faydalanın. Yanınıza bir canavarsavar almak ve canavarı bir karınca büyüklüğüne getirmek işinize yarar mıydı?
Koronavirüsün aşısı henüz bulunmadı ama rüyalarda her şeyin mümkün olduğunu unutmayın. :)