Panik Atak Nedir?
Yazar İbrahim Özcanlı • Psikolog • 12 Mayıs 2020 • Yorumlar:
Türkiye Psikiyatri Derneği Anksiyete Bozuklukları Bilimsel Çalışma Biriminin tanımlamaları doğrultusunda ele almamız gerekirse; ilk olarak Panik atak ve panik bozukluğun iki ayrı kavram olduğunu belirtmek faydalı olacaktır. Panik ataklar kendiliğinden ortaya çıkan, yaşandığı an kişiyi dehşet içerisinde bırakabilen ve zaman zaman tekrarlanan yoğun korku ve sıkıntı nöbetleridir.
Panik Atağı, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkar; çoğu zaman 10-30 dakika (seyrek olarak da 1 saate kadar) devam ettikten sonra kendiliğinden geçer.
PANİK ATAĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
-
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma,
-
Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması
-
Terleme,
-
Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma,
-
Soluğun kesilmesi
-
Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma
-
Uyuşma ya da karıncalanma
-
Üşüme, ürperme ya da ateş basması,
-
Bulantı ya da karın ağrısı
-
Titreme ya da sarsılma
-
Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
-
Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu
-
Ölüm korkusu
Bir Panik Atağında bu belirtilerden en az 4 ya da daha fazlası bulunur.
PANİK BOZUKLUĞU NASIL OLUŞUR?
İlk aşamada ataklar başlıyor.Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme ya da ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik; düşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtiler, kişiyi dehşet içinde bırakır.
O an “kalp krizi” geçirdiğini ya da felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir “ölüm korkusu” ya da “felç olma korkusu” yaşar.
Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik, kendisini ya da çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, “kontrolünü kaybetmeye” ya da “çıldırmaya başladığını” düşünerek kendisine ya da çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Bu aşamadan sonra ataklar tekrarlamaya başlar. Bir süre sonra kişi atakların geleceğine dair bir beklenti süreci içine girer ve beklenti anksiyetesi oluşur. Kişi bu süreçlerin ardından kendini içinden çıkılmayacağını düşündüğü bir süreçte hisseder ve kişiye depresif düşünceler ile depresif ruh hali eşlik eder. Bu sürecin ardından kişi problemle karşı karşıya kalmamak adına kendi stratejilerini geliştirmeye ve günlük davranışlarını değiştirmeye başlar.
PANİK BOZUKLUĞU NE SIKLIKTA ve KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Panik Bozukluğu Ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller tarafından iyi bilinen ve çok sık görülen bir durumdur.
Öyle ki toplum içinde herhangi 100 kişinin yaklaşık 3-4’ü bu hastalığı ya daha önce geçirmişlerdir ya da halen bu hastalığı yaşamaktadırlar.
Genellikle ilk kez 20-35 yaşları arasında başlar. Kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat fazla görülür.
PANİK BOZUKLUĞU NEDEN OLUŞUR?
Panik Bozukluğunun neden oluştuğuna ilişkin iki bilimsel açıklama vardır:
1. Panik Bozukluğu, beynimizde nöron adı verilen sinir hücrelerinden salgılanan, heyecan ve duygusal yaşantılarımızı düzenleyen bazı beyin hormonlarının anormal çalışması sonucu oluşmaktadır.
2. Panik Bozukluğu, günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlarımızın sonucunda ortaya çıkan ve tamamen “doğal ve zararsız” olan çarpıntı, terleme, nefes sıkışıklığı ya da baş dönmesi gibi bedensel belirtilerin, hasta tarafından kötü bir hastalığın belirtileri olarak değerlendirilmesi ve bunun sonucunda da “kalp krizi geçiriyorum, öleceğim”, “çıldırıyorum”, “felç olacağım” şeklinde yanlış yorumlanması ile oluşur.
PANİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?
Panik Bozukluğu, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır. Bunlar İlaç tedavisi ve Terapi Sürecidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ilaç kullanımı olmaksızın panik bozukluk tedavilerinin yapılabileceği gözlemlenmiştir. Terapilerde iki temel amaç bulunmaktadır. İlk olarak kişinin, aslında tamamen “zararsız” olan Panik Atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve kişiye bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. Bir diğeri ise kişi panik atağı geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması, böylece korkularının üstüne gitmesi sağlanarak korkularını yenmesi amaçlanır.