Panik Atak

Panik atak; yoğun endişe-kaygı nöbeti anlamına gelmektedir. Bu endişe ve kaygı nöbeti kişinin vücudunda bazı fiziksel belirtilerle kendisini gösterir. Bu nedenle çoğu zaman kişide yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu oluşur. Bu yoğun korku duygusu içerisindeki kişi öleceğini, kalbinde bir sorun olduğunu veya kalp krizi geçireceğini düşünür. Atak 10 dakika içerisinde en şiddetli halini alır. Kişi, panik halde doktora başvurarak kendisine kötü şeyler olacağını düşünür. Çoğu zaman gidilen hastanede veya acil serviste herhangi bir girişimde bulunmaksızın bu belirtiler geçmeye başlar ve kişi kendini iyi hisseder.

Panik nöbeti sırasında kişide aşağıdaki belirtiler görülmektedir. Bu belirtilerden en az 4 tanesi var ise panik atak olma ihtimali fazladır. Bu belirtiler:

• Çarpıntı, kalbin fırlayacakmış gibi atması

• Terleme, ateş basması

• Nefes darlığı, soluğun kesilmesi

• Göğüs ağrısı, bulantı ya da karın ağrısı

• Baş dönmesi, bayılacakmış gibi olma

• Çevrenin gerçek olmadığını düşünme (derealizasyon)

• Ölüm korkusu, çıldıracağını düşünmek

• Vücutta uyuşma ve karıncalanma duygusu

 Panik atağın beyindeki kimyasal maddelerden ya da beynin yan kısmının fonksiyonunu yitirmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Tek başına ya da çeşitli hastalıklarla birlikte ortaya çıkabilmektedir. Stresli bir hayat panik atağı tetiklemektedir. Bunların dışında; sara hastalığı (epilepsi), akciğer-kalp hastalıkları, vitamin eksikliği, kafeinli besinlerle beslenme, tiroid bezindeki sorunlar, kan şekeri düşmesi, beyinde oluşan tümör, ilaçların yan etkisi, kapalı yerlerde bulunma, depresyon, uyarıcı madde kullanımı sonucunda da ortaya çıkabilir.

  Genelde yirmili yaşlar olmak üzere her yaşta ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda görülme ihtimali biraz daha fazladır. Yakın akrabalarında bu rahatsızlığa sahip olan kişilerde görülme olasılığı fazladır. Kaygılı, şüpheci kişilik yapısına sahip bireyler, baskı altındaki ve cinselliği baskılayan kişilerde de bu rahatsızlığa fazla olasılıkla rastlanılmaktadır.

   Panik atak tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi başlıca tedavi seçenekleridir. Uzun soluklu panik atak tedavisinde ilaçlar yaklaşık iki hafta sonrasında etkisini göstermeye başlamaktadır. Bu nedenle tedavide sabır çok önemlidir. Hastaların iyileştiklerini düşünerek ilaç tedavisini yarım bırakmamaları gerekmektedir.

   Ağır vakalarda ise ilaç tedavisinin yanında psikolojik destek ve psikoterapi yöntemi de uygulanmaktadır. Psikoterapi yöntemi, hastada panik atağa neden olan etkenlerin telkin yolu ile ortadan kaldırılmasıdır. Hastaya panik atakla baş etme yöntemleri ve atağı yatıştıracak nefes alıp verme teknikleri öğretilir.