Panik Atak
Yazar Hatice Alkan Akdağ • Psikiyatrist • 22 Nisan 2019 • Yorumlar:
Panik atak, ani, nedensiz ve şiddetli bir kaygı halidir. Beklenti anksiyetesi ve agorafobiyle beraber panik bozukluk adı verilen hastalığın temel belirtisidir. Yaşanan huzursuzluk ve kaygıya nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, terleme gibi güçlü bedensel belirtilerin eşlik etmesi ek olarak plan yapma ve düşünme gibi yetilerin geçici olarak kaybedilmesi ve bulunan ortamdan kaçmak ya da uzaklaşmak için yoğun bir istek duyulmasıdır. Belirtiler sinir sistemi kökenli başlamakla birlikte, bir kısmı sık sık nefes alıp vermeye yanıt olarak gelişir. Kaygıyı baskılamak için sık nefes alınıp verilse de kanda azalan karbondioksit düzeyleri başta sersemlik hissi, baş dönmesi, bedenin değişik bölümlerinde uyuşma karıncalanma, el ayaklarda kasılma gibi ek belirtilere neden olur. Hastalar panik atak belirtilerini kalp krizi geçirdiği, felç olacağı, bayılacağı, kontrolünü yitireceği ya da aklını kaçıracağı şeklinde yorumlar. Temel bedensel belirtilere korku duygusu eşlik eder.
Atak hızla başlar, 2-10 dakika içinde doruğa yükselir ve çoğunlukla 10-30 dakika içinde sona erer. Panik atak belirtileri:
-
Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama
-
Terleme
-
Titreme ya da sarsılma
-
Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma
-
Soluğun kesilmesi
-
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma hissi
-
Bulantı ya da karın ağrısı
-
Baş dönmesi sersemlik hissi, düşecekmiş bayılacakmış gibi olma
-
Gerçek dışılık duygusu ya da kendisinden ayrılmış olma hissi
-
Kontrolünü yitireceği ya da çıldıracağı korkusu
-
Ölüm korkusu
-
Uyuşma ya da karıncalanma duyumları
-
Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Yoğun korku ve bedensel belirtiler kişi de bir an önce bulunduğu ortamdan kaçıp kurtulma isteğine neden olur. Ayrıca hastalar çaresizlik hissi, ağız kuruluğu, idrar çıkma isteği, karında basınç hissi, düşüncelerin yavaşlaması, başta ve ensede duyumlar gibi belirtiler yaşadıklarını belirtirler. Her durum ve koşulda hatta uykuda bile atak gelebilir. Atakların sıklığı ve şiddetli değişkendir. Öyle bir korku halidir ki hızla yardım arayışına yol açar. Sıklıkla acil servislere ardından kardiyologlara başvururlar.
Daha çok sosyal fobi ve özgül fobide görülebilen ‘Durumsal’
Panik atak tablosu olup 4 taneden az belirtinin var olduğu ‘Sınırlı belirtili’
Herhangi bir tetikleyici olmaksızın uykuda aniden gelen ‘Gece gelen’
Korku ya da endişe gibi bilişsel belirtisi olmayan ‘Korkusuz’ atak çeşitleri tanımlanmıştır. Ama klinik olarak anlamlı bir tanımlama değildir.
Beklenti Anksiyetesi
İlk panik ataktan sonra ya da atakların sıklaşmasıyla birlikte başka bir atak daha geçirileceğine dair korku gelişmekte ve hastalar huzursuzluk, dikkatte bozulma ve hareketliliğin olduğu yeni bir kaygı durumu yaşarlar. Yeni bir atak geçirme beklentisi ve korkusuna Beklenti Anksiyetesi denir. 3 temel öğesi vardır.
-
Bir panik atak geçirme ile ilişkili olan huzursuz edici ve endişeli, yoğun düşünce uğraşları
-
Yine bir panik atak olacak bu da tehlike yaratacak inancı ve beklentisi
-
Süregiden bir korku eğilimi ya da korkuyla oluşan bedensel duyumlardan korkma.
Hastalar sürekli olarak ne zaman panik atak yaşayacaklarını, kestirmek amacıyla tüm çevresel ve bedensel ipuçlarını değerlendirmeye çalışmaktadır. Belirgin bir tehlikelilikte olma hali vardır. Bedensel belirtilerine dikkati verirler. Ve bu bedensel belirtiler ortaya çıktıkça güvenlik arayış davranışları geliştirirler.
Agorafobi
Panik atakların yarattığı tehdit ve tehlike algısı bir dizi aktif kaçınma eylemini tetikler. Hastalar panik atağı yaşamamak veya tehlikeli gördükleri şeylerden kendisini korumak için bir çok güvenlik önlemine başvururlar. Bazen bu kaçma davranışı oldukça şiddetlidir ve kişi kaçındığı olaya girmeye zorlandığında panik atak yaşayabilir. Bu güvenlik arama davranışı anksiyeteyi geçici olarak yatıştırmakla birlikte, hastalığı sürdürücü işlev olarak görmekte ve hatta bu davranışların kendisi yeni belirtiler üretmektedir. Agorafobi panik bozukluğa bağlı gelişir ve panik atak olduğunda yardım almanın ya da kaçıp kurtulmanın kolay olmayacağı durum/ortamlardan korku olarak tanımlanır.
Panik atak tedavisinde; ilaçla tedavi ve psikoterapiler ayrı ayrı ya da birlikte kullanılabilirler. Kullanılan ilaçlarla hastalığı yaratan fizyopatolojik süreçlerin düzeltilmesi, altta yatan biyolojik yatkınlığın giderilmesi ve işlevselliğin onarılması beklenmektedir. Bu hedeflerde antidepresanlar ve benzodiyazepin grubu ilaçlar tercih edilebilir. Psikoterapide ise gevşeme ve nefes egzersizleri, bilişsel davranışçı terapi, grup terapisi ve psikodinamik psikoterapiler kullanılabilir.