Panik Atak
Yazar Özge Engin • Psikolog • 18 Nisan 2021 • Yorumlar:
Panik sözlükte yer alan tanımına göre deprem, yangın, kaza, arızalanan bir asansörde kalma gibi ciddi tehdit içeren durumlarda ağız kuruluğu, terleme, çarpıntı, hızlı soluklanma, çaresizlik, dehşet duygusu, vb. gibi fiziksel, özerk ve ruhsal tepkilerle yaşanan akut kaygı anlamını taşımaktadır.
Panik atak yaşanması ise genellikle kardiyak semptomlarının (düzensiz veya hızlı kalp atışı gibi kalp ile ilgili semptomlar) veya nefes almakla ilgili sıkıntıların (nefes daralması, göğüs ağrısı) eşlik ettiği bir felaket hissidir. Bu his genelde aniden başlar ve hızlıca artar. Bu sıkıntılı durumun tamamı ise genelde yarım saatten az sürer.
Panik atağın yaygınlığı oldukça fazladır. Yetişkinlerin %30’u en az bir kere yaşamıştır. Kadınlarda ise erkeklere oranla daha fazla görülmektedir. Yaşanma sıklığına bağlı olarak bazı insanların hayatları boyunca sadece birkaç dönemden oluşurken bazı insanların haftada birkaç defa yaşadığı bir durum olabilmektedir. Hatta bazı kişileri geceleri olan (nokturnal) ataklarla uykularından uyandırabilmektedir.
Bazı panik ataklar, bir köprünün geçilmesi ya da kapalı bir alışveriş merkezinde dolaşılması gibi özgül durumlar tarafından da tetiklenebilir. Bu ataklar, belirtili veya duruma bağlı ataklar olarak bilinmektedir. Panik bozukluğunda da olduğu gibi, diğer atakların özgül bir uyaranla ilişkisi yoktur ve kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden beklenmeyen veya belirsiz denmektedir. Üçüncü tür olan durumsal eğilimli ataklar ise kişinin uyaranla karşılaştığı zaman genelde (ancak her zaman değil) panik yaşadığı ataklardır.
Patolojik panik ataklar genelde 20’li yaşlarda başlamaktadır. Panik ataklar başka semptomlar olmadan (panik bozukluk tanısı için değerlendirildiğinde) veya agorafobi, sosyal kaygı bozukluğu, özgül fobi, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), duygudurum bozukluğu ve psikotik bozukluklar gibi diğer farklı pek çok bozuklukla bağlantılı olarak, aynı zamanda, başka bir sağlık durumuna bağlı kaygı bozukluğunda ve maddenin/ilacın yol açtığı kaygı bozukluğunda da ortaya çıkabilmektedir. Bazen duygudurum bozukluklarından kalp krizine kadar olan pek çok hastalığı ise örtmektedir.
Temel özellikleri olarak aniden başlayan “savaş ya da kaç” semptomlarının göğüs ağrısı, ürperme, sıcak basması, tıkanma, nefes darlığı, hızlı veya düzensiz kalp atışı, karıncalanma, uyuşma, aşırı terleme, mide bulantısı, baş dönmesi ve titreme (tremor) gibi başka birkaç semptomun daha eşlik ettiği, bedensel belirtilerin ise en az dördünün görüldüğü, korku ve dehşet duygusudur. Kişiler gerçek dışı hissedebilir, akıllarını kaybediyor gibi hissedebilir veya ölüyormuş gibi bir korku yaşayabilir.
Tedavi edilmediğinde kişinin yaşamını sarsıcı düzeyde etkilemektedir. Uygun tanı ve tedavi yöntemiyle panik atak üstesinden gelinebilecek bir durumdur.