Panik Ataktan Panik Bozukluğa

Yazar Gökhan Bingöl • 5 Ocak 2022 • Yorumlar:

Panik Atak

Panik atak; realitede bir tehdit, tehlike veya beliren bir sebep olmadan fiziksel belirtilerle (kalp çarpıntısı, nefes alamama) meydana gelen ani ve kuvvetli bir panik-korku atağıdır. Panik atak bir anksiyete çeşididir. Panik atağın yaşandığı o zaman dilimi çok korkutucu bir andır. Birey, kalp krizi geçirdiğini/geçireceğini, zarar göreceğini veya öleceğini düşünebilir. Panik atağın en belirgin özelliği nerede ve ne zaman ortaya çıkacağının bilinmemesidir. Ani bir şekilde ortaya çıkar. Genellikle 10 dakika gibi bir sürede en yüksek seviyesine çıkar ve yine genellikle 15 dakika içinde sonlanır. Kadınlarda daha sık karşılaşılmaktadır.

Panik Bozukluk

Panik bozukluk panik atak ile ilişkili psikolojik/ruhsal bir rahatsızlıktır. Birçok insan hayatları boyunca bir ya da iki panik atak geçirebilir. Ancak panik ataklar beklenmedik bir şekilde tekrarlayarak düzenli bir hale gelmiş ise "panik bozukluk" probleminden bahsetmek mümkündür. Bireyin zihni yaşadığı o panik atakları zihnin ilgili bölümüne kaydeder ve bunu üzerinden atamaz. Birey için panik atak eşittir olumsuz tecrübe, eşittir istenmeyen, kaçınılan bir anı. Birey git gide bu olumsuz tecrübenin her an yaşanacağı korkusu ve kaygısını yaşar. Her an panik atak geçirme korkusuna panik bozukluk denir. Panik atak ile başlayan ve git gide panik bozukluğa doğru evrilen bu serüveni başından itibaren anlatmaya çalışalım.

 

Panik Bozukluk Nasıl Oluşur?

Bireyin geçmiş zamanlarda yaşamış olduğu "panik atak"ların istenmeyen, hoş olmayan bedensel duyumlara sebebiyet vermesi ve bu bedensel duyumları da bireyin yanlış bir şekilde yorumlaması sonucunda, "acaba tekrar eder mi, tekrar yaşar mıyım" gibi zihinsel senaryolara yönelik birey korku/kaygı hali yaşar ve kişi tetikte olma haline bürünür. Bu durum da esasen bir beklenti anksiyetesidir. Birey rahatsız olduğu, istemediği bu bedensel duyumlarına daha da dikkat etmeye, onları izlemeye başlar. Benzer duyumları hissetmeye başladığında kendisini rahatlatmak için çeşitli yollar geliştirmeye çalışır. Hastaneye gidebilir, ilaç kullanabilir… Bu tür davranışlar kişinin kaçınma davranışına sebebiyet verir. Panik atağın panik bozukluğa dönmesine sebebiyet verir. Panik bozukluğu olan kişilerin strese karşı aşırı duyarlı olduğu düşünülmektedir.

 

Başlangıcı

Bir gün ani bir şekilde ortada hiçbir neden yokken kendinizde ilginç, tuhaf, daha önce hiç deneyimlemediğiniz şekilde bir değişim olduğunu, vücudunuzda ve/veya zihninizde çok farklı şeylerin başladığını hissetmeye başladınız. Bedeninizin genelinde çok hızlı bir şekilde panik dalgası oluşmaya başladı. Kalbinizde çarpıntılar, göğüs ağrısı, göğüste bir sıkışma, avuç içlerinizde sıcaklık ve terlemeler, midenizde bulantı hissi, vücudunuzda bir uyuşma, karıncalanma, titremeler, baş dönmesi, nefes alıp vermede bir zorluk duygusu, karında bir ağrı, düşecek veya bayılacakmış gibi sizi rahatsız eden bazı hisler yaşamaya başladınız. Bu tür belirtileri daha önce deneyimlemediğiniz için, böyle bir durum sizi dehşet içinde bıraktı. İşte tam da o anda "kalp krizi" geçirdiğinizi veya "felç" geçirmekte olduğunuzu zannederek yoğun bir "ölüm korkusu veya felç olma korkusu" yaşadınız. Bazen de başınızda bir tuhaflık, sersemlik, kendinizi ya da çevrenizi bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, “kontrolünüzü kaybetmeye” ya da “çıldırmaya başladığınızı” düşünerek kendinize ya da çevrenizdekilere bir zarar vermekten korkmaya başladınız. Böyle bir durumda iken, büyük bir korku ve endişe ile yakınlarınız tarafından en yakın doktor ya da acil servise götürüldünüz. Oksijen verilerek ya da sakinleştirici bir iğne yapılarak evinize gönderildiniz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda ise doktorlar yakınlarınıza hiçbir şeyi yok ya da stresten olmuş” dediler.

 

Gelişimi

İlk zamanlarda birkaç dakika ile nükseden bu garip sıkıntı durumu başka mekan ve zamanda tekrar meydana gelince sizi iyice huzursuz etti. Git gide bir endişe sardı sizi. "Acaba sağlığımla ilgili bir problem mi var?" kaygısıyla bir doktora gitmeye karar verdiniz. Gittiğiniz hastanede doktorunuz farklı bölümlere sevk etti ve tüm tetkiklerin, tüm testlerin yapılmasını istedi. İlgili bölümlerde birçok muayene yapıldı,  çeşit çeşit filmler çekildi, EKG, BT ve diğer tüm incelemeler fazlasıyla yapıldı. Ve sonuçlar bütün bu sürecin nihayetinde geldi. Doktorunuz "Hanımefendi/Beyefendi gayet sağlıklısınız, hiçbir sorun yok. Bu hislerin nedeni sadece psikolojik." dedi. Doktorunuza güvenmediniz ve başka bir hastaneye/doktora gitmeye karar verdiniz. Çünkü panik ataklar halen devam ediyordur. Dolayısıyla tekrar gittiniz ve sonuç yine aynı. Tüm tetkikler iyi, tüm testler güzel. Ve doktorunuz yineledi. "Sonuçlarınız iyi, bir sorun gözükmüyor, sağlığınız yerinde. Bir psikologdan destek alın." diye de ekledi.

 

Kabul Edememe 

Siz bir türlü inanamazsınız. Nasıl olur da sadece ve sadece psikolojik sebeplerden dolayı bu hale gelebilirim, bu kadar yoğun korku/kaygı hissedebilirim diye düşündünüz. Kimi zaman böyle durumlar yaşadığınızda da acaba tekrar yaşar mıyım, acaba doktorların bende tespit edemediği bir hastalık mı var diye kaygılandınız. Bunun sonucunda da başka başka doktorlara hatta araştırıp en iyi doktorlara gitmeye karar verdiniz ve de gittiniz. Oralarda da fazlaca tetkikler, testler yaptırdınız. Maalesef ki yine aynı cevapları aldınız. Herhangi bir hastalığınız yok, psikolojik bir problem var ve mutlaka bir psikologdan destek alınız diye yine eklediler. 

 

Araştırma Kısmı

Derken hemen bir düşünce geldi aklınıza acaba panik atak mı var bende? Acaba panik atak hastalığının başlangıcında mıyım? Ve başladınız araştırmaya. İnternetten videolara, yazılara, forumlara, sitelere bakmaya başladınız. Nihayetinde zihniniz allak bullak oldu. Çünkü bazı yerlerde panik atak çok zor bir hastalık, iyileşmeniz ciddi anlamda zaman alacak, hatta hiç iyileşmeyeceksiniz, bir sürü ilaç kullandım ama yine geçmedi diye yazılar okudunuz. Bu okumalarınız ve araştırmalarınızdan sonra öyle tahmin ediyorum ki zihniniz allak bullak oldu. Ne yapacağınızı bilemediniz. İleriki süreçlerde panik atak yaşamayasınız diye ilgili mekan ve hallerden kaçınmaya ve değişik değişik önlemler almaya karar verdiniz ve hatta pratiğe döktünüz. Belli bir süre sonra bu can sıkıcı problem yaşamınızda ciddi bir yer kaplamaya başladı ve nihayetinde bir psikologdan psikolojik destek yani psikoterapi almaya karar verdiniz. Hatta bir psikiyatristten de ilaç desteği almaya başladınız. 

 

Çaresizlik

Belki de bu iki desteği aldınız lakin bu iki destek de her nedense size istediğiniz gibi bir katkı vermedi ve rahatsızlığınız aynen sürmeye devam etti. Çaresizlik, umutsuzluk, hayal kırıklığı, stres, üzüntü iyice hayatınızın bir parçası haline geldi. Aklınıza "Bu hayat böyle mi gidecek,  böyle mi sürecek, bunla mı yaşayacağım, hiç düzelmeyecek miyim, bunun bir çaresi yok mu?" gibi sorular geldi. Bu tür sorular sizi daha bir strese soktu, daha bir gerdi. Ama size şunu söylemek istiyorum. Bu yazıyı buraya kadar okumuşsanız demek ki halen umudunuz var. Halen iyileşeceğinize inanıyorsunuz. Kalbinizin bir köşesinde belki de o kurtulma isteğinizin kırıntıları sizi iyileştirecektir.

 

Panik Bozukluğun Görülme Sıklığı Nedir? 

Yapılan epidemiyolojik araştırmalar, panik bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı, %1.5-3.5  yani her 1000 kişiden 15-35 kişi olarak karşımıza çıkartmaktadır. Panik bozukluğun daha sıklıkla genç erişkinlik dönemlerinde başladığı gözlemlenmektedir. Başlangıç yaşı daha çok 20’li yaşlar olmakla birlikte, yaşamın herhangi bir döneminde de başlayabilmektedir. Panik bozukluğu kadınlarda, erkeklere göre yaklaşık iki kat sıklıkta görülmektedir.

Panik Bozukluk Hastalığı Tedavi Edilmediği Takdirde Seyri Ne Olur?

Panik bozukluk hastalığı erken dönemde saptanıp tedavi edilmediği takdirde hastada, depresyona ve alkol-madde kullanımına yol açabilir. Böyle bir şeyin yaşanması işleri daha da sarpa sarabilir. Panik bozukluk daha bireysel bir hastalık iken git gide aileyi de içine alan bir soruna dönüşebilir. Ayrıca hastalığın git gide artan şiddeti ile birlikte birey kendini umutsuz, çaresiz hissedebilir. Onun için hiç vakit kaybetmeden panik atak ile ilgilenen bir psikologdan destek almak gerekir.

Panik Bozukluk Tedavisi Mümkün Müdür?

Panik bozukluk, tedavisi gayet mümkün olan bir hastalıktır. Panik bozukluk ile ilgilenen bir psikologdan alacağınız psikoterapi ile panik bozukluk probleminizi ortadan kaldırmak mümkün olabilir. Psikoterapinin yanına yine panik bozukluk ile ilgilenen bir psikiyatristten alacağınız ilaç desteği de tedavinizi birazcık daha hızlandırılabilir. Panik bozukluğun tedavisinde etkili bulunan ilaçlar mevcuttur. Bu tedaviler için panik bozukluk ile ilgilenen bir psikiyatristten destek almak uygun olacaktır. Ancak ilaç tedavisi etkili olmakla birlikte tedavi bittikten sonra şikayetler tekrarlayabilir. Bu nedenle ilaç kullanılsa bile psikoterapi bu alanda çalışan uzmanlar tarafından kuvvetli bir şekilde önerilmektedir. Panik bozukluk tedavisinde psikoterapinin tedavideki etkinliğini araştıran birçok çalışma-araştırma yapılmıştır.  

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)