Pankreas Hastalıkları
Yazar Salih Boğa • Gastroenterolog • 25 Kasım 2020 • Yorumlar:
Pankreasın, temel olarak iki önemli görevi vardır. Bunlardan biri sindirim için çok önemli olan ekzokrin yani salgılama işlevidir. Diğeri ise kan şekeri seviyesini düzenleyen hormonal yani endokrin işlevidir. Pankreas ekzokrin görevini sindirim enzimleri üretip bağırsağa salgılayarakyapar iken, endokrin görevini ürettiği insülin hormonunu kana salgılayıp kan şekerini düzenleyerek yapar. Karnın üst kısmında, midenin hemen arkasında bulunan ve insan metabolizmasında hayati rolleri olan bu küçük ama önemli organa ait hastalıklar maalesef sıklıkla geç tanınabilmekte ve bu da günümüz tıbbının pankreas hastalarına yardımcı olmasını kısıtlamaktadır. Bu sebeple pankreas hastalıklarında erken teşhis genel sağlık açısından çok önemlidir.
Pankreas hastalıkları nelerdir ?
Pankreasın birincil hastalıkları kabaca akut ve kronik pankreatit ve pankreas kanseri şeklinde sınıflandırılabilir. Pankreatit bir pankreas iltihabıdır. Akut yani ani başlangıçlı pankreatit sıklıkla şiddetli karın ağrısıyla ortaya çıkar, bulantı ve kusmaya neden olabilir. Uzun süreli yani kronik pankreatit ise daha az şiddetli olsa da uzun süren ve hastanın hayat kalitesini bozan karın ağrısı ve sindirimdeki bozulmaya bağlı kilo kaybı, uzun süreli ishal ile kendini gösterir.
Hastalarda pankreas kanseri oluşumunu artıran faktörler sigara içimi, ileri yaş, cinsiyet (erkeklerde daha sık görülür), kronik pankreatit varlığı ve bazı endüstriyel kimyasallere maruz kalmayı içerse de oldukça sinsi seyreden pankreas kanseri maelsef bu risk faktörlerin olmadığı hastalarda da görülebilmektedir. Pankreas kanserlerinin çoğu (% 95) pankreasın ekzokrin yani sagısal dokularında gelişen adenokarsinomlardır. Sıklıkla erken bulgu vermediği veya karın ağrısı, bulantı, iştah kaybı ve sarılık gibi spesifik olmayan belirtiler gösterdiği için erken evrelerde pankreas kanseri tanısı koymak oldukça zordur. Hastalık daha çok 60 yaş sonrasında görülmekte ve genellikle hızlı yayılım göstermektedir. Tanı sırasında kanserlerin yalnızca yaklaşık % 10’u pankreas içinde kalmış ve yayılmamıştır.