Polikistik Over Sendromu ve Tedavisi
Yazar Elif Didem Ulusoy • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 19 Aralık 2019 • Yorumlar:
Üreme çağındaki kadınlarda yaklaşık %4-8 arasında izlenir. Polikistik over sendromu (PKOS) toplumda en sık görülen endokrinopatilerden biridir. Üzerinde pek çok araştırmalar yapılan bu hastalığın oluş mekanizması halen tam olarak aydınlatılamamıştır. Beraberinde bulunabilen insülin direnci (gizli şeker), dislipidemi (yağ metabolizmasındaki bozukluklar) ve obezite (şişmanlık) uzun dönemde oluşabilen sağlık risklerini arttırır.
Son kriterlere göre hastalığın tanısı; 1) Klinik olarak veya kanda androjen yüksekliği 2) Yumurtalıkların çalışmasındaki bozukluklar (az veya hiç adet görememe veya yumurtalıkların yapısal olarak fazla sayıda kistik görünmesi) 3) Diğer androjen yüksekliği ve yumurtlama bozukluğu yapan nedenlerin dışlanması ile konur. Bu maddelerden ikisinin bulunması tanı için yeterlidir. PKOS’taki androjen fazlalığı laboratuvarda androjen hormon seviyelerine bakılarak veya hastada kıllanma fazlalığı, ciltte sivilce (akne), erkek tipi saç dökülmesi (alopesi) gibi bulguların varlığı ile anlaşılır. Polikistik yumurtalıklar ise ultrasonografi görüntüleme ile tanı alırlar. Ultrasonografide yumurtalıkların stroma adı verilen orta kesimleri artmıştır, çevrede de 12 ve üstü çapı 2-9 mm arasında değişen folliküller (yumurtalar) sıralanmıştır. Ancak unutulmaması gereken diğer bir konuda toplumda polikistik overlerin %20-30 oranında görülebildiğidir. Bu kadınlar adet bozuklukları ve androjen yüksekliği gibi diğer belirtiler olmadıkça PKOS tanısı almazlar.
PKOS’ ta belirtiler genellikle ergenlikle başlar. PKOS’ ta adet düzensizlikleri, sıklıkla uzun aralıklarla (35-40 günden daha geç aralıklarla) adet görme veya anormal rahim kanamaları şeklinde kendini gösterir. Ancak PKOS’lu hastaların %40 kadarında anovulasyon (yumurtlayamama) olmasına rağmen düzenli adet kanamaları gözlenmiştir. Sık aralıklarla adet görme(<21 gün) ise çok nadir gürülen bir durumdur (%1,5). PKOS’lu hastalar sıklıkla yumurtlama problemlerine bağlı gelişen infertilite nedeniyle kliniklere başvururlar. Bu hastalardaki yumurtlama probleminin kaynağına bakacak olursak, LH hormon düzeyinin yüksekliği, zayıf hastalarda %30-40, obez hastalarda %80 izlenebilen hiperinsülinemi (insülin hormon yüksekliği) ve FSH’in fonksiyonlarındaki bir yetersizlik sayılabilir. Bu hastalarda kendiliğinden gebelik kayıplarınında daha sık olduğu bilinmektedir.
PKOS’lu hastalar normal kan açlık şekeri düzeylerine sahipken, şeker yükleme testi sonrası bozulmuş glukoz intoleransı ile karşılaşılabilir. Bu durum ileride şeker hastalığı riskini arttırır. İnsülin düzeylerinin yüksekliği yumurtalıklardan androjen hormonların salınımını arttırır.
Nedenini tam olarak bilemediğimiz genetik ve çevresel faktörlerin etkin olduğunu bildiğimiz bu hastalıkta tedavi daha çok belirtileri ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bu anlamda, temel hedefimiz adet bozukluklarının düzeltilmesi, androjen hormon yüksekliğinin düzeltilmesi, insülin duyarlılığının arttırılması ve üreme fonksiyonlarının sağlanması şeklinde sıralanabilir. PKOS’ta uzun dönem sağlık risklerine yönelik yaşam tarzı değişiklikleri de son derece önemlidir.
Androjen yüksekliğinin tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılırken, bunların etkilerinin en erken altı ay içinde ortaya çıkabileceği hastaya anlatılmalıdır. Ayrıca, tedavi başarısının arttırılması için ilaç tedavisi yanında mekanik ve kozmetik yöntemlerde uygulanmalıdır. Kombine oral kontraseptifler (doğum kontrol hapları) adet döngülerini düzenler, rahim iç tabakası üstünde koruyucudur ve androjen hormon düzeylerini düşürür. İnsülin direnci ile mücadelede insülin duyarlılığını arttıran ajanlar kullanılır. En sık olarak kullanılan ilaç metformindir. Metformin aynı zamanda androjen hormon düzeylerini düşürür, kendiliğinden yumurtlamayı sağlayabilir. Ancak tüm bu ilaçları doktorunuzun önerisi ile kullanmalısınız. Düzenli fiziksel aktivite ile kilo kaybı sağlanması da insülin direncinde düzelme sağlar.
PKOS pek çok hastalık ile ilişkili bulunmuştur. Tip 2 şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği (hiperkolesterolemi), hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, gebelikte gelişen şeker ve yüksek tansiyon hastalığı, rahim duvarı, meme ve yumurtalık kanserlerine yatkınlık bildirilmiştir. Bu nedenle PKOS tanısı ihmal edilmemeli, mücadeleye erken başlanmalı ve bu hastalar ömür boyu takip altında olmalıdır.
Yazar
Elif Didem Ulusoy Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Op. Dr.
Randevu al Profili görüntüleyinYorumlar: (0)
Yazar
Elif Didem Ulusoy
Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite Op. Dr.