Polikistik Over Sendromu
Yazar Sevil Dilara Güneş • Diyetisyen • 7 Ağustos 2018 • Yorumlar:
Polikistik over sendromu doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen; mensturasyon düzensizliği, hirsütizm (erkek tipi kıllanma), infertilite ve obezite ile karakterize bir endokrin bozukluktur. Tedavi altına alınmazsa ileri ki dönemlerde tip 2 diyabet, dislipidemi, kardiyovasküler hastalıklar ve endometrium kanseri gibi kronik hastalıkların gelişmesine yol açabilmektedir.
Polikistik over sendromunda hipofiz bezinden salgılanarak üreme organlarına etki eden FSH ve LH hormonlarında dengesizlik görülür. Bu dengesizlik mensturasyon döngüsünü değiştirerek yumurtlamanın her ay düzenli olarak gerçekleşmemesine ya da mensturasyonun hiç yaşanmamasına (amenore) neden olur. Yumurtalıklardan erkeklik hormonlarının üretimi de artar.
PCOS tanısı almış ergenlik dönemindeki kızların beden imajlarından hoşnut olmamaları depresyona neden olmakta ve yanlış beslenme alışkanlıklarıyla birlikte yeme bozukluklarına da yol açabilmektedir.
Polikistik over sendromlu hastalarda; kan şekerinin dengede kalmasını sağlayan insülin hormonu metabolizmasında bozukluk söz konusu olabildiğinden insüline karşı da bir direnç ortaya çıkmaktadır. Beslenme planı oluşturulurken insülin direnci de göz önünde bulundurulmalıdır. Doymuş yağdan fakir, glisemik indeksi düşük ve yüksek lif içeren besinler tercih edilmelidir. Yeterli miktarda posa alımını için sebze ve meyve tüketimi artırılmalı, tam tahıllı ürünler tercih edilmeli ve kurubaklagil tüketimine özen gösterilmelidir. Bunlara ek olarak vücudu 2-3 saatten fazla aç bırakmayarak kan şekerini dengede tutmalı ve oluşabilecek yeme ataklarının önüne geçilmelidir. Ayrıca fiziksel aktivite enerji harcayarak kilo kontrolünü kolaylaştırır. Diyet ve egzersiz ile kilo kaybı psikolojik olarak da iyilik sağlar.
Yapılan çalışmalarda, düşük karbonhidrat ve yüksek protein içeren bir beslenme örüntüsüyle insülin direncinin kırılabildiği ancak uzun vadede birincil enerji kaynağı olarak karbonhidrat yerine proteinlerin kullanılmasına neden olacağı için dikkatli ayarlanması gerektiği belirtilmiştir. Vücut ağırlığındaki %5’lik bir kaybın bile insülin direncini azalttığı, ovulasyon, hirsütizm ve menstrüel fonksiyonların düzelmesinde etkili olduğu çeşitli çalışmalarla desteklenmiştir.