Porselen Lamine Sadece Gülüş Tasarımı İçin Mi Uygulanır?
Yazar Merih Tanyel • Diş Hekimi • 31 Ocak 2020 • Yorumlar:
Güzellik kavramı insanlığın yaratılışından beri birçok aşamadan geçip değişikliğe uğramıştır. Antik çağlardan beri yazar, ressam, heykeltraş ve hatta hekimler zamanlarının estetik normlarına yön verecek eserler üretip güzellik kavramının şekil değiştirmesinde etkin rol oynamış ve beğenilerin değişmesine neden olmuşlardır. Yüz güzelliğinde, yüzyıllardan beri neredeyse bu akımlardan hiç etkilenmeyen iki adet öğe bulunur. Birincisi değişikliğe çok izin vermeyen ruhun aynası gözler, ikincisi inci gibi dişler.
Kişinin yüz yapısı, cilt tonu ve ten pürüzsüzlüğü, göz ve burun şeklinin ahengi ne kadar iyi olursa olsun; ağız hijyeninin yetersizliği ve diş dizilimi bozuklukları güzelliğin önüne set çeker, adeta görünmez kılar. Aynada kendi yansımasından rahatsız olan kişi özgüven eksikliğinden dolayı mutlu olamadığı gibi çevresine de mutluluk saçamaz.
Diş hekimliği tarihi boyunca fonksiyon ve estetik hep birlikte yol almıştır. Estetikten yoksun sadece fonksiyona dayalı bir diş hekimliği düşünülemeyeceğinden, diş eksikliklerinin giderilmesi ve estetiğinin düzeltilmesi için yıllar boyunca sayısız teknik ve materyal geliştirilmiştir.
Kötü ağız hijyenine ve genetik faktörlere bağlı diş eti problemleri periodontolojinin, yine aynı sebeplere bağlı çürükler konservatif tedavi ve endodontinin, çapraşıklıkların düzeltilmesi ortodontinin, kemiksel bozuklukların tedavisi çene cerrahisinin, eksikliklerin rehabilitasyonu protetik tedavi dallarının ilgi alanı olsa da hiçbir diş hekimliği kolu estetikten uzaklaşamaz.
Ağız hijyeni düzeltildikten, diş eti problemleri giderildikten, kemik ve diş sağlığı tamamlandıktan sonra dişlerin diziliminde bir bozukluk var ise ortodontik tedavi mutlaka seçenek olarak değerlendirilmelidir. Ancak bazı durumlarda ortodontik tedavi sonrası dişler normal dizilimlerine geçip düzgün fonksiyon sağlansa dahi, dişlerin boyutları, şekilleri, yüzey yapısı, renkleri, diş eti seviyeleri kişiyi rahatsız etmeye devam edebilir.
Dişlere uygulanan porselen laminelerin sorunsuz bir biçimde hizmet etmesi için planlamadan tedavinin bitimine kadar birçok unsura titizlikle dikkat etmek gerekir. Porselen lamine uygulanacak dişlerin diş eti problemi ve sallantısı olmaması gerekir. Çürükler önceden tedavi edilmeli gerekiyorsa kanal tedavileri yapılmalıdır. Dişlerin kapanış ve çiğneme durumundaki hareketleri dikkatlice analiz edilip yapılacak protezlerin şekil ve büyüklüklerine karar verilmelidir. Alınacak ölçüler sayesinde elde edilecek modeller incelenip hastadan alınan ağız içi ve cephe fotoğrafları ile çakıştırılıp bir tasarım oluşturulur. Tasarım modeller üzerinde mum modelaj tekniği ile yaratılıp (wax up) hastanın ağzında 3 boyutlu olarak görülebilmesi için silikon bir şablonu çıkarılır. Silikon şablon içine akrilik esaslı plastik bir malzeme sıkılara ağıza yerleştirilir ve modeldeki tasarımın ağız içine aktarımı sağlanır. Bu aşamada tasarımdaki uyumsuzluklar ve istenen şekil değişiklikleri giderilerek, çeneler arası ilişki ve çiğneme fonksiyonu test edilir. Tasarımda yapılan değişiklikler kaydedilerek porselen lamineler gerekli prosedürler dahilinde üretilir ve dişlerin üzerine yapıştırılır.
Porselen lamine tedavisi her zaman sadece estetik beklentinin karşılanması ve estetik bir gülüş için uygulanmaz. Bazı durumlarda çiğneme düzlemindeki problemler nedeni ile düzgün yan hareketleri yapamayan dikey boyutu azalmış ya da çapraz kapanışı olan hastalarda da belirli prosedürler dahilinde uygulama alanı bulurlar. Sadece dişlerin ön yüzeyini kaplayacak bir biçimde yapılabildikleri gibi ısırma ve çiğneme yüzeylerine de uzatılarak dikey boyutun (yüz yüksekliğinin) arttırılıp dişlerin birbirleri üzerinden hareketlerini düzenleyebilirler. Bu sayede hastaya rahat bir öğütme ve konuşma fonksiyonu da sağlanmış olur.