Probiyotiklerin Diş Eti ve Genel Sağlığımızdaki Etkileri
Yazar Güngör Karagözlü • Diş Hekimi • 1 Haziran 2020 • Yorumlar:
Probiyotikler, yaşam için anlamına gelen, yeterli miktarda alındıkları zaman faydalı olan canlı organizmalardır.Bağışıklık sistemimiz, sindirim ve boşaltım sistemimizin sağlıklı çalışmasında rol alırlar. Deri, ağız, bağırsaklar gibi organlarımıza yerleşmiş bakterilere " MİKROBİYOTA" adı verilir. Mikrobiyotanın yüzde 85 kadarı faydalı mikroorganizmalardır.Yüzde 15 kadarı fırsatçı bakteriler olup, bağışıklık sistemi zayıfladığında vücuda zarar verir. Faydalı ve faydalı olmayan mikroorganizmaların sayısının dengede olmasına " PREBİYOSİS", sistemin dengesinin bozulmasına ise"DİSBİYOSİS" denir.
Ağızımızdan başlayıp,boşaltım organımıza kadar vücudumuzdaki bütün boşluklar mukoza denilen bir zarla kaplıdır.Bu zarlarda yaşayan mikroorganizmalar yer yer farklılıklar gösterse de genelde aynıdır. Bağırsak florası değişikliğinden ağız florası etkilenir, ağızın florası veya mikrobiyomu değiştiğinde de zararlı bakteriler çoğalır, vücudumuzun savunma sistemi zarar görür, diş eti hastalıkları, diş çürükleri, diş taşları oluşur, sık sık aftlar çıkar, bu durum bağırsak florası bozukluğu sonrası zayıflamış olan bağışıklık sisteminin bir belirtisidir. Bağırsak bozukluğu tedavi edilmeden, yapılan diş eti tedavileri çoğu kez tekrarlama eğilimi gösterir, bu yüzden diş eti tedavisinde mekanik debridmanın yanı sıra, probiyotiklerle tedaviye destek verilir.Özellikle antibiyotikler verilmişse, probiyotik desteği önemlidir. Zira antibiyotikler, iyi kötü demeden tüm bakterileri ortadan kaldırır, sonrasında da patojen bakteriler yeniden çoğalır. Probiyotik bakterilerimizin azalması çeşitli sağlık sorunlarına yol açar
1- Gaz, şişkinlik, hazımsızlık, reflü.
2- İshal veya kabızlık atakları.
3- Bağışıklık gücünün zayıflayıp enfeksiyonların çoğalması.
4-Depresyon, parkinson, fibromiyaljiler.
5-Obezite.
6-Kolesterol ve şeker dengesinin bozulması.
7-Alerji ve dermatitlerin çoğalması.
8- Ağız kokusu.
9- Sürekli yorgunluk en sık görülen belirtilerdendir.
Önemli probiyotikler, Lactobacillus ve Bifidobakteriyum türleridir. Bu bakteriler, ev yoğurdu, kefir, lahana turşusu, boza, şalgam, tarhana , gibi fermente gıdalarda bulunur. Probiyotiklerin beslenmesi için uygun ortam oluşturan besinlere de - Prebiyotikler denir- Prebiyotik besinlere ise pırasa, yer elması, kereviz , bamya, muz, pancar örnek verilebilir.
Bağışıklık sistemi , vücudumuzu hastalıklara, patojen bakteri ve virüs saldırılarına karşı koruyan savunma sistemimizdir. Bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesi bizi virütik ve kronik enfeksiyonlardan korur.Bağışıklık cevabı, vücudun makrofaj ve nötrofiller gibi savunma askerlerini güçlendirmek için yararlı probiyotik mikroorganizmalara ihtiyacımız her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır. Probiyotikler bağışıklık sisteminin yapı taşlarıdır, vücudumuzda ne kadar faydalı bakteri bulunursa, özellikle virütik hastalıklara karşı o kadar dirençli oluruz. Mutluluk hormonu Serotoninin yüzde 85 i bağırsaklarda probiyotikler tarafından üretilir, probiyotikler bu şekilde bizi depresyondan da korumayı başarırlar. Sağlıklı yaşamak istiyorsak, bol bol sirke, lahana turşusu, ev yoğurdu, kefir, enginar, soğan sarımsak, yer elması tüketmeli, probiyotiklerimize gözümüz gibi bakmalıyız.
* Bu makalede yer alan yazılı içerikler, farklı kaynaklardan oluşturulmuş, hastalarımızı bilgilendirmek amacıyla yazılmıştır. Kesin teşhis ve tedavi niteliği taşımamaktadır. Herhangi bir sağlık sorununda mutlaka o işin uzmanı doktorunuza başvurmalısınız. Sağlık konusunda bilgiler sürekli güncellenmektedir.
Sağlıklı günler dilerim efendim.