Proloterapi
Yazar Ercan Madenci • Fizik Tedavi Uzmanı • 19 Temmuz 2018 • Yorumlar:
Enjeksiyonlar genellikle eskimiş, aşınmış, zedelenmiş , güçleri azalmış tendon, ligament ve eklemlere yapılır. Böylece eklem, tendon, ligament ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif madde eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında, kasların kemiğe yapışma yerlerinde ve ligamentlerin kemiğe yapışma yerlerinde inflamatuar bir süreç başlatır. Bu inflamasyon (mikropsuz iltihap) tamir sürecini başlatır, gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollajen fibrillerin oluşumunda ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu yeniden tamir süreci makroskobik ve mikroskobik olarak gösterilmiştir. Ortalama 3 hafta süren bu inflamatuar süreçten sonra hastada klinik düzelme başlar. Tendon, ligament ,eklem, kıkırdak ve kas sorunlarında sadece ağrının geçmesi değil klinik tablonun iyileşmesi de sağlanır.
Kas-iskelet sisteminden kaynaklanan ağrıların hatırı sayılır bir kısmının nedeni ligament ve tendonlardaki hasar, zayıflık ve gevşekliktir. Bir eklemde instabilite (gevşeklik) yapmayacak derecedeki ligament ve tendon hasar ve zayıflığı da ağrı ve kas spazmına neden olabilir.
Bel-boyun fıtıkları, kireçlenmeler,aşınmalar, tendinitler çoğu zaman bu eklem gevşekliği ve bunun neden olduğu kronik kas spazmı nedeniyle oluşmaktadır. Ayrıca statik stabilizasyondan (kemikleri bir arada sağlam bir şekilde tutma görevi) sorumlu ana yapılar olan ligamentlerde gevşeklik olması sonucu vücut bu eklemdeki gevşekliği kaslar yardımıyla gidermeye çalışır, oysa kaslar bunun için yaratılmış dokular değildir ve ligament kadar güçlü ve dayanıklı değildirler, sürekli eklemi bir arada tutamaz ve çabuk yorularak spazma girer, bu ligamentöz gevşeklik tedavi edilmezse bu kas spazmı sürekli hale gelir, olay kronikleşir ve eklem çevresindeki bu kaslar kısa ve gergin hale gelir, eklem aralığını daraltarak eklemi sıkıştırır .
Sonuçta fıtıklaşmaların,kireçlenmelerin, aşınmaların meydana geldiği negatif bir döngü yaşanır. Bu ligamentöz gevşeklik tedavi edilmeden, eklem güçlendirilmeden hastanın sağlığına kavuşması zor bir ihtimaldir, çünkü altta yatan ana problem ligamentöz gevşekliğe bağlı eklem instabilitesidir ve bu sorunu PROLOTERAPİ doğal yolla tedavi eder.
Proloterapi nasıl bulundu; hangi ülkelerde uygulanmaktadır?
Proloterapi (prolotherapy) 1940‘lı yıllarda Amerikalı doktor Dr George S. Hackett tarafından bulunmuş, daha sonra Dr Hackett ve Dr Hemwall tarafından geliştirilip ilerletilmiş bir tedavi yöntemidir. Yaklaşık 50-60 yıldır başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde başarıyla uygulanan ve yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. Ülkemizdeki geçmişi 7-8 yıldır.
Proloterapi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
Eklem gevşeklikleri ve güç kaybı (laksite)
Tendinit ve ligamentit (Tendon ve ligamentlerde iyileşmeyen kronik ağrılar)
Bursit (eklem ve tendonların kayganlığını sağlayan sıvı üreten organlarda inflamasyon)
Artroz (eklem kireçlenmeleri, aşınma ve eskimeler)
Kas ve tendonların tekrarlayan şişmeler ve ağrılar sonucu işlev yapamadıkları rahatsızlıklar
Baş ağrıları
Bel ağrıları( fıtık, kireçlenme, operasyon sonrası)
Boyun ağrıları (fıtık, kireçlenme, operasyon sonrası)
Sırt ağrıları (fıtık, kireçlenme, operasyon sonrası)
Omurgada, göğüs kafesinde ve kaburgalarda geçmeyen kas ve ligament ağrıları
Topuk dikeni ve plantar fasiit
Ayak bileği, el bileği burkulmaları sonrası geçmeyen ağrılar
Koksigodinia (Kuyruk sokumu ağrısı)
Skolyoz (skolyozda bilinenin aksine ligament inbalansı çok önemli bir sebeptir)
Osteitis pubis
Diz ağrıları (kondromalazi, kireçlenme, menisküs, ligament hasarı)
Tenisçi ve golfçü dirseği (epikondilit)
Morton nöroması.
Spondilolistezis (bel kayması)
Karpal Tünel Sendromu.
Avasküler nekrozlar (kemik dokusunun yetersiz kanlanması nedeniyle nekroze olması)
Donuk omuz.
İmpingement sendromu.
Proloterapi kaç seans uygulanmaktadır?
Kaç seans yapılacağını hastanın ve hastalığının durumu belirler ve birçok faktöre bağlıdır. Hastanın yaşı, kilosu ve hastalığın süresi, hasarın büyüklüğü ve derecesi, diyabet, hipotiroidi, metabolik sendrom, obezite, sigara ve alkol kullanımı gibi ilave problemlerin olması iyileşme süresini uzatır. Çoğu hasta için 4-6 seans yeterlidir, bazı hastalar 1-2 seansta anlamlı düzelmeler gösterirken bazı hastalarda sonuç almak için 8-10 seanslık uygulamalar gerekebilir.
Proloterapi hangi aralıklarla yapılmaktadır ve seans süresi ne kadardır?
Enjeksiyonlar 3-4 haftada bir yapılmaktadır. Fakat doktorunuz tedavinin seyrine göre bu süreyi 2 haftaya kadar kısaltabilir ya da 6-8 haftaya kadar uzatabilir. Seans süresi enjeksiyon yapılacak alanın büyüklüğüyle doğru orantılı olarak artar. Örneğin bel proloterapisiyle dirsek proloterapisi aynı sürede yapılmamaktadır. Her bir senslık uygulama süresi 30-40 dk sürebilir. Bu sürenin sadece küçük bir kısmında enjeksiyonlar yapılır, geri kalan süre enjeksiyon yapılacak yerlerin cerrahi kalemle işaretlenmesi ve enjeksiyondan sonra proloterapinin etkinliğini artırmak için uygulanan sıcak tatbik etme işlemi için kullanılır.
Daha önce sorunlu eklemimden bir ya da birkaç defa ameliyat oldum proloterapi olabilir miyim?
Sıkıntılı olan ekleminizden (bel, boyun, diz, kalça, omuz vs.) daha önce geçirmiş olduğunuz ameliyat ya da ameliyatlar genelde proloterapi yapılmasına engel değildir. Bu hastaların da büyük kısmı tedaviden fayda görmektedir. Daha önce geçirilmiş cerrahi müdahaleler seans sayısını artırabilir.
Proloterapi gebelerde kullanılabilir mi?
Zorunlu bir hal olmadıkça gebelerde proloterapi yapılması uygun değildir. Doğum sonrası ve emzirme döneminde rahatlıkla yapılabilir.
İltihaplı romatizmalara bağlı ağrılarda proloterapi yapılabilir mi?
Proloterapi iltihaplı romatizma hastalıklarını tedavi eden bir yöntem değildir. İltihaplı romatizma hastalıklarında (ör:Ankilozan Spondilit, Romatoid Artrit) remisyon (sönme) dönemlerinde romatizmanın eklem, tendon ve ligamentlerde meydana getirdiği zayıflığı tedavi etmek, eklemi güçlendirmek ve mekanik kökenli ağrıları azaltmak için uygulanabilir.
Proloterapinin yan etkileri nelerdir?
Proloterapide sık görülen yan etkiler enjeksiyon bölgesinde ağrının artması (aslında beklediğimiz ve istediğimiz bir durumdur), morluk, şişlik, sertlik, grip benzeri semptomlar, baş ağrısı gibidir. Bu yan etkilerin hastaya bir zararı yoktur ve zamanla kendiliğinden geçer.
Proloterapinin travmalarda ve ligament zorlanmalarında koruyucu etkisi var mıdır?
Proloterapi ağrılı ve kısmen invazif bir yöntem olduğunda koruyucu tıp uygulamalarında tercih edilmez, ancak daha önce bu yöntemle tedavi edilen hastalarda zaman zaman benzer uygulama yapmak tekrarlayıcı zedelenmeleri önleyebilir.
Proloterapide iyileşme süreci nasıldır?
Proloterapide iyileşme süreci hastanın ve hastalığın durumuna göre değişir. İyileşme sürecini etkileyen faktörler; hastanın yaşı, kilosu, ek hastalığının olup olmaması (Diyabet , hipotiroidi vs.), alkol-sigara kullanımı, hastalığın kronikliği-süresi, hastalığının ağırlığı, hastanın vücudunun iyileştirme kapasitesi, tedavi yapılan eklemin büyüklüğü, tedavi yapılan eklemin yük taşıyıp taşımaması gibidir. İlk seans uygulandıktan ortalama 3 hafta sonra klinik düzelme görülmeye başlanır. Bazı hastalarda yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı birkaç seans uygulandıktan sonra iyileşme görülmeye başlanabilir. Proloterapide bazı hastalarda ilk seanslarda ağrılarda zaman zaman artma ve azalma periotları görülebilir, endişelenecek bir durum yoktur.
PROLOTERAPİ HASTASI OLUP OLMADIĞINIZI GÖSTEREN 10 KRİTER
1)Ağrım var ve bir travma sonrası gelişti.O travmadan beri ağrı duyuyorum.
2)Düşme çarpma olmadı ancak eklemlerimde gittikçe artan bir ağrı var.Yol yürümek ve çömelmekle ağrım artıyor.Eklemlerimden ses geliyor.
3)Çok az ağrım var , ağrı kesici almaya gerek duymuyorum.Ağrımın ilerlemesinden korkuyorum.Dizinde kireçlenme var dediler.
4)Ağrım var ama çok sağlıklıyım başka hiçbir problemim yok.
5)Yaşam standartlarımı düşüren ve hareketlerimi kısıtlayan ağrım ve hareket kısıtlılığım var.
6)Bazı aktiviteler ağrımı artırıyor.
7)Kas spazmları kesinlikle benim ağrımın bir parçasıdır.
8)Ağrımdan kurtulsam başka sorunum yok.
9)EMAR ve grafilerimde hiçbir problem çıkmadı ama ağrım var doktorlar bel fıtığı başlangıcı dediler.
10)Bende bir his ve duyu kusuru yok ,uyuşukluk yok ,ancak ağrım var.