Propolisin Faydaları
Yazar Mehlika Öktem Boz • Diyetisyen • 24 Nisan 2020 • Yorumlar:
Bu haftaki yazımızda propolis ile sizleri daha yakından tanıştırmak istiyoruz. Propolis, en basit tanımıyla arıların ürettiği doğal bir maddedir. Çeşitli bitkilerin yaprak, gövde ve tomurcuklarından işçi arılar tarafından toplanıp kovanda biriktirilen propolis keskin ve güzel kokulu, suda erimeyen, acımsı tatta balmumu ve bitki öz suyundan oluşur. Kovan hazırlanırken kovanın yalıtımı için bu maddeyi kullanan arılar, kovanın iç kısmının da temiz kalmasını yine propolis sayesinde sağlarlar, kovanı dışarıdan gelecek zararlı madde ve mikroorganizmalara karşı bu şekilde korurlar. Kovan içerisinde kapalı bir ortamda 50.000-80.000 ergin arı, bir o kadar da yavru (yumurta, larva, pupa) bulunmasına, kovan içi sıcaklığının (34 °C) ve rutubetin (%40-65) de virüsler, bakteriler ve funguslar için çok ideal bir ortam oluşturmasına rağmen propolis koruyucu özelliğinden dolayı bu hastalık etmenleri üreme imkanı bulamamaktadır. Propolisin rengi bitki kaynağı, toplanma zamanı ve depolanma süresine bağlı olarak yeşil, kırmızı, sarı, ve kahverengiye kadar değişir. Kokusu kendine özgü karakteristiktir. Tadı ham halinde yoğun aromatik ve buruktur. Buzdolabında ve derin dondurucuda sert, oda sıcaklığında ise yapışkan bir özelik kazanır. Yapışkan özelliği nedeniyle cilde kolaylıkla geçer, cildin yağ ve proteinleri ile etkileşime girer ve ciltten temizlenmesi zorlaşır.
Propolis, içindeki B1, B2, B6, vitamin A, vitamin C, Vitamin E gibi vitaminler ve bakır, manganez gibi mineraller sayesinde bağışıklık sistemimize ilaç gibi gelir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için de grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı vücudu korur, oluşmuş hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırır.
Özellikle corona virüs ve domuz gribi virüsü gibi hastalık etmenleriyle uğraştığımız şu günlerde güçlü bir bağışıklık, hastalıklara yakalanma riskinin azaltılması için oldukça önemlidir. Propolisin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerine bakıldığında kavak tipi propolisin aktif bileşiği kafeik asit fenetil ester (CAPE) ve Brezilya yeşil propolisinin aktif bileşeni Artepillin C öne çıkmaktadır. Propolis bu sayede pek çok hastalıktan korunmayı hem de bu hastalıkların tedavisine destek olmayı sağlar.
Yapılan araştırmalarda el, koltuk altı, kasık ve burun gibi bölgelere yerleşen ve enfeksiyonlara neden olabilen Staphylococcus aureus cinsi bakterilere karşı etkili oldukları bulunmuştur. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında propolisin bal ile birlikte kullanımı enfeksiyon süresinin ve yakalanma sıklığının azalttığını göstermektedir. Propolisin özellikle antibakteriyal etkinliği ispatlanmıştır. Bazı antibiyotiklerle birlikte kullanıldığında ise etkisi daha da artmaktadır. Antifungal etkisine bakıldığında ise özellikle Candida türlerine karşı etkinliği oldukça fazladır. Soğuk algınlığına neden olan virüslerle başa çıkmanızı sağlamada ise özellikle kavak tipi propolis daha etkin sonuçlar vermektedir. Bununla birlikte araştırmalar propolisin mide ülserine neden olan Helicobacter pylori üzerine de etkisi olduğunu ortaya koymaktadır.
Propolis diğer arı ürünleriyle kıyaslandığında en yüksek antioksidan aktiviteye sahip olanıdır. Doğal antioksidanlar, serbest radikallerin oluşumunu ve meydana getirdiği hasarı önlemektedir. Yapılan araştırmalar propolisin sahip olduğu antioksidan aktivite ile canlı organizmadaki oksidan/antioksidan dengenin bozulmaması için gerekli olduğunu göstermektedir. Bozulan denge serbest radikallerin artması, kanser, astım, kalp-damar hastalıkları, diyabet, karaciğer hastalıkları, sindirim sistemi ve göz hastalıkları gibi hastalıklara sebep olabilmektedir.
Kan parametrelerine olan etkiler incelendiğinde propolisin, yüksek kan glukoz seviyesi, trigliserit, LDL kolesterol, üre, kreatin, BUN seviyelerinde düşürücü etkiye sahip olduğu bununla beraber HDL kolesterolü arttırıcı etkisi olduğu bulunmuştur. Karaciğer yağlanması ile artan AST, ALT, ALP gibi karaciğer fonksiyon testlerinde ise propolis kullanımı değerlerin azaltılmasında etkilidir. Kırmızı kan hücre sayısı, hemoglobin, hematokrit, beyaz kan hücre sayısı ve trombosit seviyelerinin düşüklüğünde de normalleştirici aktivite göstermektedir.
İşte saymakla bitmez diğer yararları:
*Diyabetle oluşan pankreastaki beta hücrelerinin harabiyetinin iyileştirilmesinde etkilidir.
*Alkol kaynaklı karaciğer hasarı, karaciğer yağlanması gibi durumlarda karaciğer enzim aktivitelerinin normalleşmesine katkı sağlar.
*Antioksidan aktivitesi ile kalp koruyucu etkisi vardır.
*Diş eti iltihaplanmalarında, ağız içinde çıkan yaralarda hızlı bir iyileştirici etki yaratır.
*Ağız kokusunu tedavi etmekte de etkilidir.
*Vücutta oluşan iltihaplı hastalıkların birçoğunda olumlu etkilerde bulunur. Bu sayede ülser, mide iltihaplanması gibi rahatsızlıkların da üstesinden gelmenize destek olur.
*Hücreleri yenileme sürecini hızlandırması nedeniyle yaraların hızlıca kapanmasına yardım eder.
*Ağız kenarları başta olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde oluşabilen uçukları tedavi edici özellikler gösterir.
Propolis ne kadar alerjik?
Bal ne kadar alerjik ise propolis de o kadar alerjiktir. Bilek içine damlatılarak alerjik olup olmadığı kolayca anlaşılabilir. Vücutta kızarıklık, beklenmedik bir etki görülmediği takdirde rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Ne kadar kullanmalıyım?
Damla şeklinde olanları tercih edebilirsiniz. Çünkü propolis suda çözünen bir madde değildir. Bu yüzden zeytinyağında çözülmüş şeklini almak etkilerini görebilmeniz açısından önemlidir. TUBİTAK ve İTÜ projesi kapsamında veya Erciyes Üniversitesi laboratuvarlarında hazırlanmış güvenilir markaları tercih etmelisiniz. Nasıl kullanacağınıza gelirsek, diş eti ya da boğaz iltihaplanması gibi durumlardan şikayetçi iseniz propolis ile gargara yapabilirsiniz. Çocuklar için günlük 5 damla yetişkinler için 10 damla kullanılmalıdır. Acımsı tadını iyileştirmek için bal veya içeceklerin içine karıştırarak tüketebilirsiniz.
Hastalıkların siz ve çocuklarınızdan uzak kalması dileğiyle..