PRP Tanımı
Yazar Füsun Şahin • Fizik Tedavi Uzmanı • 9 Temmuz 2020 • Yorumlar:
PRP tanımı
Platelet kan pıhtılaşmasını sağlayan kan pulcuklarıdır (trombosit). Bu pıhtılaşma pulcuklarında aynı zamanda yara iyileşmesinde görev alan faktörler bulunmaktadır. Vücutta herhangi bir yerde hasar olduğunda kan yolu ile oraya giden kan pulcuklarından pek çok madde salgılanır. Büyüme faktörleri de denen bu faktörler hasarlanmış doku etrafında damarlanmayı arttırır, kollajen üretimini arttırır ve düzenler, ödemi ve inflamasyonu azaltır. Bu süreç ilk aşamada yaklaşık 3 hafta sürer. İşte PRP tedavisindeki amaç kan pulcuklarını hasarlı bölgeye yoğun olarak vererek bir yara iyileşmesi süreci başlatmak ve hasarlı dokuların tamirini, ağrı oluşturan zararlı maddelerin ortamdan uzaklaştırılmasını sağlamaktır. Bu yönüyle PRP uygulaması geleneksel tedavilerin aksine inflamasyonu baskılamak yerine tetiklemek prensibine dayanır. Bu sebeple PRP’nin etkinliği için en az 3 hafta beklemek uygun olur.
PRP nasıl uygulanır
Bu amaçla hastanın kolundan 15-20 ml kadar kan özel tüplere alınır. Daha sonra tüpe uygun santrifüjlerde santrifüj edilir. Santrifüj sonrası kan hücreleri ile kanın serumu ayrılır. Kan hücreleri ve serum arasında kan pulcuklarının yoğun olarak toplandıkları, gözle de görülebilen bir beyaz katman (buffy coat) oluşur. Bu katman bir enjektör ile dikkatlice çekilerek PRP elde edilmiş olur. PRP kan alınıp hazırlandıktan sonra uygulanacak bölgede asepsi ve antisepsi kurallarına uyarak uygulanır. Eklem içi, tendon etrafı, kas içi olacak şekilde enjekte edilir.
Kan pulcukları normalde mikrolitre kanda 150.000 ila 450.000 adettir, santifüj işlemi ile tüpte en az bir milyon kan pulcuğunun belli bir bölgede kümeleşmesi sağlanır. Yapılan çalışmalarda PRP tedavisinin faydalı olabilmesi için bölgeye en az bir milyon kan pulcuğunun verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu sebeple PRP tedavisinin en önemli hususlarından biri doğru tüp kullanmaktır.
PRP uygulaması ultrasonografi eşliğinde veya körleme yapılabilir. Diz, omuz, dirsek, ayak bileği, kas uygulamalarında körleme yöntem uygulanabilir ancak özellikle kalça uygulamalarında ultrasonografi eşliğinde yapılması önerilir.
PRP uygulama tekniğini iyi bilen bir hekim tarafından uygulanmalıdır. İşlem yapılan bölgeye göre değişmekle birlikte genellikle hafif ağrılıdır. İlk verişte hafif yanma hissedilir ama hızla geçer.
PRP nerelere uygulanır
En çok kullanılan bölge diz, omuz ve kalçadır. Dizdeki kireçlenmeler, menisküs problemleri, bağ problemlerinde yapıcı onarıcı etkilerinden dolayı çok tercih edilen bir yöntemdir. Yapılan çalışmalarda 12-18 aya kadar etkili olduğu belirtilmektedir. Diz içine yapılan eklem sıvısı takviyeleri (hyaluronik asit) ile karşılaştırıldığında
PRP’nin diğer kullanım alanları; lateral epikondilit (tenisçi dirseği), medial epikondilit (golfçü dirseği), ayak bağ yaralanmaları olarak sıralanabilir.
Bel ve boyun ağrılarında kas içi uygulamalarla ilgili son zamanlarda yayınlar çıkmakta olup klinik tecrübemize göre etkili olmaktadır. Bu nedenle bel, boyun zorlanmaları, bel boyun fıtıkları, kireçlenmelerde PRP uygulaması yapılabilir.
PRP’nin yan etkisi var mı?
PRP hastanın kendi kanı kullanıldığı için yan etki riski en az uygulamalardan biridir. Uygulama sırasında enjektörün içine 1 cc kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaç konur. Bu ilaca tahmin edilemeyen hassasiyet elbette olabilir ama oldukça nadirdir.
Yine çok çok nadir görülen bir durum enjeksiyon sonrası aşırı reaksiyon gelişmesi sonrası eklemde şişlik olmasıdır. Bu nedenle PRP uygulaması sonrası hastanın doktor takibinde kalması, aşırı aktiviteler yapmaması (3 gün) önerilir.
Ayrıca PRP uygulaması sonrası %10 gibi düşük oranda görülen eklem ağrısında hafif artış olabilir ki zaten hasta bu konuda bilgilendirilmelidir. Eğer eşlik eden şişlik ve sıcaklık olmazsa hastaya 5 gün kadar beklemesi sıcak veya buz koymaması, basit ağrı kesici (parasetamol) kullanması önerilir. İşte bu nedenle de hastanın doktorun takibinde kalması uygundur.
PRP kaç kez ve ne aralıklarla uygulanmalıdır
Bu soruya kesin olarak verilmiş yanıt olmamakla beraber kliniğimizde hastaya PRP uygulama öncesinde ve sırasında, uygulanan omuz veya dizin kanlanmasını arttırmak için nöral terapi uygulaması da yapılmaktadır. Hastanın klinik durumuna göre ek tedaviler (akupunktur, elektroakupunktur, nöral terapi gibi) da yapılmakta ve 3 hafta beklenmektedir. Hastanın yakınması tedavi sonlandırılmakta, ağrı azalmış olmakla beraber devam ediyorsa 2. PRP uygulaması yapılmaktadır. 3. uygulama oldukça nadir hastada gerekmektedir.
PRP herkese yapılır mı?
PRP herkese yapılabilir. Yapılamadığı durumlar şöyledir;
- Ancak kan pulcuklarının fonksiyonlarını bozan ilaç (kan sulandırıcı, aspirin, klopidogrel kullanılması durumunda ilacı kesmenin sakıncası yoksa 1 hafta ilaç kesilir PRP uygulaması yapılır, ertesi ilaca tekrar başlanır. Ancak kan sulandırıcının kesilmesi mümkün değilse uygulama yapılmaz)
-İltihaplı eklem romatizması ve diğer bağ doku hastalıkları
-Kanser hastaları
-Akut enfeksiyon varlığı (eklemde ve başka bir bölgede)
-Trombositlerde fonksiyon bozukluğuna neden olan hastalığın varlığı
PRP ile kök hücre aynı şey midir?
Hayır kök hücre yağ veya kemik dokudan elde edilen ilkel hücrelerden elde edilen materyal ile yapılır, PRP kan pulcuklarından elde edilerek büyüme faktörlerinden faydalanma esasına dayanır.
PRP ile ek tedavi gerekir mi?
PRP uygulandıktan sonra hastanın durumuna göre fizik tedavi ajanları ile tedavi yapılabilir. Ancak derin ısıtıcıların kullanılmaması, buz uygulanmaması uygun olur. Ağrıyı daha rahat kontrol altına alabilmek için gereken hastalarda kliniğimizde TENS veya elektroakupunktur uygulaması da eklenmektedir. Ağrıyı kontrol altına aldıktan sonra hastalara mutlaka egzersiz programı da eklenmelidir. Egzersiz için PRP uygulaması sonrası en az 10 gün beklenmesi önerilir. Sonrasında egzersize başlanıp yoğunluk ve şiddeti arttırılarak eklemin etrafındaki kaslar güçlendirilmelidir. PRP ile eklem içinde sağlanan onarıcı sürecin desteklenmesi, ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu artıırmak için egzersiz mutlaka yapılmalıdır.
Yine hastanın etkilenen bölgesine göre yaşam tarzı değişiklikleri de hastaya öğretilmelidir. Diz, kalça, ayak bileği gibi yük taşıyan eklemdeki problemlerin varlığında ekleme binen yükün azaltılması için kilo verilmesi gerektiği hastaya bildirilmelidir. Omuz problemlerinde kolların yukarıya kaldırılarak çalışılmaması gerektiği gibi eklem koruma teknikleri hakkında hastaya eğitim de verilmelidir.