PRP
Yazar Alp Varılsüha • Dermatolog • 9 Kasım 2016 • Yorumlar:
PRP, 'Platelet Richied Plasma ' kelimelerinin kısaltılmış hali olup Türkçe'ye trombositden
zenginleştirilmiş plazma olarak çevirebileceğimiz bir kan ürünüdür.Kanımızda bulunan ve damar
yaralanmaları halinde pıhtılaşmayı sağlayarak kanamayı durduran trombosit adını verdiğimiz
hücrelerin özel yöntemlerle ayrıştırılması ve yoğunlaştırılması sonrasında hastaya geri enjekte
edilmesi işlemi olarak tanımlayabiliriz. Trombositlerin kan pıhtılaşması dışında diğer bir görevleri de
içlerinde bulundurdukları ve büyüme faktörü adı verilen birtakım doku tamir maddelerini hasarlı
bölgeye bırakmaları ve bu sayede yaralanmış olan dokunun kendini tamir süreçlerini kontrol
etmeleridir. Büyüme faktörleri, sayısı oldukça fazla ve karmaşık etkilere sahip maddeler olup halen
ancak bir kısmının etkileri bilinmektedir. Bir yaralanma anında trombositler tarafından hasarlı bölgeye bırakılan büyüme faktörleri doku iyileşmesini sağlamaktadır. Hastanın kendi kanının laboratuard alınarak santrifüj edildikten sonra içinde trombositlerin yoğun olarak bulunduğu plazma kısmını ayrılarak hekim tarafından hastanın hasarlı bölgesine enjekte edilmesi işlemine PRP uygulaması denir.
PRP, içinde pıhtılaşma engelleyici hariç herhangi bir ilaç, kimyasal madde veya yabancı madde
içermeyip tamamen hastanın kendi hücrelerini içerdiği için doğal ve güvenli bir tedavi yöntemi olara kabul edilmektedir. Uygulamanın temel mantığı vücudun doğal olarak, kendi kendine tamir
edebileceği bir yaralanmanın o bölgeyi tamir maddelerinin çok daha fazla miktarda verilerek tamir
süreçlerinin desteklenmesidir. Kan alımı işlemi sırasında vakumlu ve kapalı sistemli bir tüp kullanılması ve kan pıhtılaşma engelleyici maddeni tüpün içinde hazır bulunması yani sonradan tüpün içine başka madde eklenmemesi, kullanılan tüpü hastaya kan ürünü geri verilmesine izin verecek sterilite standartlarında olması (2b standardı olara bilinir), işlemler sırasında mümkün olduğu kadar ürünün içine az sayıda girip çıkılması ve tüm başamaların steril olarak yapılması dikkat edilmesi gereken en önemli olan noktalardır. Kutunun görsel güzelliği ve ürünün fiyatı daha geri planda değerlendirilmelidir.
PRP Kimlere Uygulanır?
Ortopedide başlıca kullanımı ;
akut ve kronik kas ve tendon sorunları, eklem kıkırdağına ait dejeneratif süreçler ve kaynamamış yada kaynama gecikmesi olan kırıklardır. PRP uygulaması doğrudan hasarlı bölgeye enjeksiyon şeklinde yapılmaktadır. Genellikle muayene odasında ancak steril olarak yapılan bu uygulama, bazen ameliyathanede yapılmış olan cerrahi bir tamiri desteklemek için de kullanılmaktadır. Görece yeni bir tedavi yöntemi olması nedeniyle halen farklı üretim teknolojilerine sahip, farklı ticari ürünlerden hangisinin hangi durumda daha etkili olduğuna dair henüz yeterli bilimsel veri yoktur. Benzer nedenlerle hangi hastalıkta, hangi miktarda, kaç kez uygulanacağına dair de henüz elimizde yeterli bilimsel veri yoktur. Günümüzde PRP uygulamaları hekimler tarafından her hasta için farklı olarak ve hastanın verdiği tepkiye göre düzenlenmeye çalışılmaktadır. Ancak şu temel bilgiler önemlidir. PRP uygulanacak hastalığın aslında vücudun kendi kendine tamir edebileceği bir hastalık olması gerekir.
Bilindiği gibi PRP bir mucize olmayıp, vücudun kendi tamir kapasitesini yoğunlaştırarak kullanma
esasına dayanır. Vücudumuzun doğal olarak onaramayacağı bir hastalığı PRP ile de tedavi etmek
mümkün olamaz. Diğer yandan PRP uygulaması yapılacak olan hastanın yaş ve genel sağlık durumu itibarıyla vücudunun onarım kapasitesi ve onarım mekanizmalarının güçlü ve aktif olması gerekir.
Genellikle 50 yaş üzerinde vücudun doğal tamir ve onarım mekanizmalarının zayıfladığı kabul edildiği için PRP uygulamalarından görülen fayda azalmaktadır.Daha yaşlı insanlarda ise kullanılması uygun görülmemektedir. Vücut direncini kıran birtakım kronik hastalıkları olan, özellikle kan hastalığı olan insanlar da PRP uygulamaları önerilmez. Bu konudaki bilgilerimizin, daha fazla veri toplandıkça, zaman içersinde değişmesi mümkün olmakla birlikte günümüzde PRP uygulamaları daha çok genç,
aktif ve sağlıklı insanlarda görülen ve vücudun zaten tamir edebileceği doku hasarlarının tamir
süreçlerini desteklemek amacıyla yapılmaktadır. PRP ile kavramsal olarak karışan bir başka uygulama olan kök hücre tedavileri ise tamamen ayrı bir konu olup ikisini karıştırmamak gerekir.
Ortopedide PRP Uygulamaları
Kas yaralanmalarında, PRP'den beklentimiz, iyileşme süreçlerini kısaltması sayesinde spora dönüşü hızlandırması ve iyileşmenin orijinal kas dokusuna mümkün olduğu kadar yakın olması sayesinde daha iyi fonksiyonel sonuçlar almamızdır. Genellikle, yaralanmanın 4. veya beşinci günü, yaralanma bölgesine ultrason kontrolü altında yapılması ve yaralanmanın şiddetine göre bir hafta arayla iki yada üç kez tekrar edilmesi önerilir. 2. Kronik tendon problemleri, diğer adıyla kronik, tendinopatiler diğer bir kullanım alanıdır. Bu alandaki kullanım ile ilgili etkinlik düzeyi konusunda farklı yayınlar mevcuttur. Bazı yayınlarda etkinliğinin yetersiz olduğu savunulurken birtakım yayınlar tendinopati tedavisinde uygulanan diğer yöntemlerden daha üstün olduğunu savunmaktadır. Tenisçi dirseği, aşil tendiniti ve omuzda görülen tendinetler en sık kullanım alanları olup genellikle 7-10 gün arayla iki veya üç defa uygulanması önerilir. 3. Kırık kaynamasının geciktiği durumlarda kırık bölgesine 2-3 hafta arayla 2 ya da 3 kez uygulanması kırık iyileşmesini hızlandırır. Bu uygulama kimi zaman ameliyathanede yapılmaktadır. 4. Kıkırdak dejenerasyonu Bir diğer yaygın uygulamalardandır.Bu alanda kullanılmasıyla ilgili elimizdeki bilimsel bilgiler çelişkilidir.
Dejenerasyonun hafif olduğu durumlarda ve genç hastalarda daha etkili olduğu kabul edilmektedir.