Psikanaliz Kuramı
Yazar Yağmur Uncu • Psikolog • 4 Kasım 2019 • Yorumlar:
Psikanalitik kuram, psikoloji biliminin bilince olan yaklaşımını bilinç dışı süreçlere doğru genişletir. Bu kuram özellikle bir ‘Kişilik aygıtı’ kavramı geliştirmiştir. Topografik kişilik kavramı adıyla adlandırılan bu kavramsal yapıda bilinç (Concious), bilinçaltı ya da önbilinç (perconcius) ve bilinç dışı (unconcious) gibi 3 kişilik bölümü vardır.
Bilinç, dış dünyadan ya da bedenin içinden gelen algıları fark edebilen zihin bölgesidir. Bedensel algıları, düşünce süreçlerini ve heyecansal durumları da kapsar. Bilinç öncesi( bilinçaltı) , dikkatin zorlanmasıyla bilinç düzeyinde algılanabilen zihinsel olayları ve süreçleri içerir. Bu içerikte, gerçekliğe ilişkin sorunları çözmeye çalışmak gibi gelişmiş düşünce biçimlerinin yanı sıra, düş kurma gibi ilkel süreçler de bulunur. Bilinç dışı, genel anlamda, bilinçli algılamanın dışında kalan tüm zihinsel olayları, dolayısıyla bilinç öncesini de içerir. Dinamik anlamda ise bilinçdışı, sansür mekanizmasının engeli nedeniyle bilinç düzeyine ulaşma olanağı olmayan zihinsel süreçleri içerir. Bu içerik, gerçekliğe ve mantığa uymayan ve insanın içinden geldiğince doyurulmak istenen dürtülerden oluşur. Bu dürtüler kişinin bilinçli dünyasında geçerli olan törel inançlara karşıt düşen isteklerden kaynaklanır ve ancak psiko analitik tedavide kişinin dirençleri kırıldığında ortaya çıkabilir.
Freud tarafından ortaya atılan bu kuram kişilik kuramıdır. Topografik kişilik kuramı zihni üç birim ya da yapıya böler. Bunlar, id,ego,süperegodur.
İd, içgüdüler, içtepkiler, istek ve istikalar halinde kendini ifade eden psişik enerji deposu, asıl psişik gerçektir. İd, bir dış uyarım sonucu ya da içtepi sonucu organizmada gerilim düzeyi yükseldiği zaman gerilimin boşaltılması için organizmayı harekete geçirir. Davranışın sonunda gerilim azalır. Buna id’in hoşlanım ilkesi denir.
Ego, organizmanın gerçek nesnel dünya ile alışverişe geçme gereksiniminden varlık bulur. Ego gerçeklik ilkesinin hükmü altındadır. Egonun amacı, gereksinmenin giderilmesini uygun ortamı buluncaya kadar ertelemektir. Hoşlanım ilkesini bir süre için engeller, Superego, dıştan gelen kontrolün içselleştirilmesidir. Kişiliğin törel yönüdür. Superego’yu ilgilendiren bireyin doğru ya da yanlış olduğuna karar verip, toplum temsilcileri tarafından onaylanmış olan törel ölçülere göre davranmaktır. İyi ve kötü kavramlarına ilişkin değerler superego çerçevesinde oluşur.
Psikanalitik görüşe göre psikolojik yönden sağlıklı bir kişi id, ego, superego dengesini sağlayabilen kişidir. Bu dengenin bozukluğu psikolojik sağlığı da olumsuz yönde etkilemektedir. Freud’a göre zihinsel yaşayışımızın içgüdüsel görünümünden iki dürtünün sorumlu tutulması gerekir. Bunlar cinsel (sexuel) ve saldırgan (agressive) dürtülerdir (Brenner, 1977). Bir başka deyişle yaşam (eros) ve ölüm (thanatos) içgüdüleridir. Yaşam içgüdüsünün çalışması “Libido” enerjisi ile mümkün olmaktadır.