Psikolojik Kavramlar
Yazar Ali Rıza Erdoğan • 20 Kasım 2023 • Yorumlar:
Sosyal medyada niye bu kadar psikolojik terim dolaşıyor. Moda olmuş gibi herkes bilip bilmeden anlamını kavramadan psikolojik terimlerle birbirine giydirme peşinde. Herkes adeta uzman kesilmiş teşhis koyuyor yorum yapıyor yol gösteriyor. Zaten başkalarına öğüt vermede bu toplumun üstüne yoktur, çünkü kimsenin farklı olmasını beklemezler öğüt vererek kendince tanıdık olanın içine sıkıştırmaya çalışırlar. Hatta o kadar ileri giderler ki başkalarının yaşamını kendisininkine benzetirler. Ben böyle yaptım, şuna gittim böyle dersini verdim sen de yap. Yap bakalım ne oluyor. Sana bu öğütleri veren kişinn hayatına bir bak. Kendin hayatını mahfetmiş, sorunlarını büyütmüş işin içinden çıkılmaz hale gelmiş stratyejilerini sana giydirmeye çalışıyor. Ben mahfoldum sen de mahfol diyor aslında. Güya tecrübelerini sana aktarıyor. Senin başkalarının tecrübelerine ihtiyacın yok kendi stratejilerini kendi hatalarını sorgulamaya ihtiyacın var. Neleri yanlış yapmakta olduğunu görmeye ihtiyacın ve ve bunları değiştirmek için de iradeni kullanmaya ihtiyacın var.
Bir de toksik ilişli, toksik sevgili, toksik arkadaş, toksik teyze, toksik amca gibi laflar gırla gidiyor. Ne demek istediğini biliyormusun ne anlatmaya çalışıyorsun sorunun nedir öfken nedir hatalı olan kim?
Ortalık toz duman toksik ilişki de toksik ilişki. Sanki herkes toksikoloji dersini hatmetmiş gibi bir hal var. Toksik zehir demek. Peki toksik demeyip zehir desen ne olur aynı kelimeleri tekrar et uymadı mı, havada mı kaldı.
Son zamanlardfa bir de eril enerji dişil enerji moda oldu. Sanki erkek ile dişiyi yeni keşfediyorlar, bu gezegende yeni farkına varılmış bir şeyden haberdar eder gibi alim kesiliyorlar. Erkek enerjisi dişi enerjisi neredeyse yaşamındaki sorunların tümünü bununla açıklayacaklar. Aslında sen ne biçim erkeksin sen ne biçim kadınsın mı demek istiyorlar. Bunu toplum biliyor zaten. Bir de bu enerjileri dengelemeye varan girişimler var tabii. Sen de eril enerji eksik sende dişil fazla o yüzden çok kırıtıyorsun… falan falan…
Sen aklını kullanmıyorsan, yaşamında uyguladığın stratejileri değiştirmiyorsan adaptif işe yarar stratejileri davranışlarına sokmuyorsan o enerji ne yapsın bu enerji ne yapsın. Nükleer santrali sana bağlasalar fayda etmez. Sorun enerji değil aklını kullanma, duygunu dengeleme, geçmiş olumsuz yaşantılardan ortaya çıkan düşünme çarpıtmalarını düzeltme, zihinsel hataları tamir etme meselesidir.
Kitapçılar empatiyi anlatan kitaplarla dolu. Bir dönem herkes empati diyordu. Empati diye diye kimsenin kimseyle ilgilenmediği empatiyi bırak artık yüzüne bakmadığı bir zamana gelindi. Herkes yalnız herkes kendisini anlaşılmamış hissediyor, kırılmış hissediyor, umutsuz ve hatta öfkeli hissediyor.
İletişimin gittikçe azaldığı, dijital ekrandan insanların birbirinin gerçek yüzlerine hayret ettiği çağda empati konuşmak çoktan demode oldu. Herkesin en iyi herkesin en güzel herkesin en üstün olmaya çalıştığı bir dünyada kimsenin empati yapmaya vakti kalmadı. Empati meselesi güzellik merkezlerinin, estetisyenlerin çöp tenekelerine çoktan tıkılmış durumdadır.
Belirsizliğe tahammül etmek insanlar için hep zor olmuştur ve belirsizliklerden kaçma stratejisi ise acelece karar verme ve birt şeyleri değiştirme arzusuna yol açmıştır. Daha meselenin ne olduğunu anlamadan bir karar verilip bir yol seçilmiştir. Bu acelercilik bir süre sonra alınan kararın iflası sonuçlanana kadar kişi bunun farkına varmamakta veya üstünde bir daha düşünmemektedir. Falcılar, büyücüler, medyumlar ve geleceği görme arzusu içindekiler bu durumdan beslenmektedirler. Belirsizliğe tahammül ise insan zihni tarafından geliştirilebilir eğitilebilir bir durumdur. Birbirine enerji yollayanlar, evrene enerji yollayanlar, gaipten enerji bekleyenlere bakılırsa doğa üstü yeteneklere sahip çok insan varmış gibi görünmektedir. Bu da çocuksu ve tümgüçlü olma isteği ile açıklanabilecek bir durumdur.
Anlam duygusunu yitirmiş, değerlerden kopmuş, duygularından habersiz hale gelmiş insanın bilinçsizce kullandığı moda psikolojik terimler durumu tanımlamaktan ziyade bir üstünlük kurma bir şeylerden haberdarım mesajından ileriye gitmemektedir. Bencilliğin ve bireyselciliğin pompalandığı günümüzde kişiler yaşadıkları her türlü rezilliği normalize etme peşindeler. Bana ne ben böyleyim. Ben böyle istiyorum, ben böyle bekliyorum, ben böyle hayal ediyorum her neyse ben böyle yoldayım. İyi de sen yanlış yoldasın ve her türlü yanlışını normalize ederek başkalarına sunamazsın.
Geçmişinden kopuk yaşayan, kimliği yıldan yıla değişen ve çağa uyarak modernleştiğini zanneden mutsuz insanlar topluluğu çoğalmaktadır. Geleneksel tip geleneksel insan diye burun kıvırdıklarında olan istikrarlı duruş ve süreklilik çizgisi aslında ruhsal istikrar ve kimlik istikrarın devamı için önemlidir bir ölçüde. Elbette hayatta değişim olmakta fakat değişim her zaman iyi yönde olmamakta. Dejenere hayatlar, dejenere kimlikler, istikrarsız duruşlar beraberinde duygusal dengesizlikleri de getiremekte ve ruhsal uyumu bozmaktadır.