Psikolojik Yaralarımızı Nasıl İyileştirebiliriz? Travmayı Anlamak
Yazar Leyla Teke • 28 Kasım 2024 • Yorumlar:
Geçmişte yaşadığımız, bizi olumsuz etkileyen olaylar travma olarak adlandırılır. Bir olayın travma olarak nitelendirilmesi için olayın büyüklüğü değil kişiyi nasıl etkilediği ve olayın nasıl yorumlandığı önemlidir. Ölüm, kaza, doğal afetler birer travmadır fakat basit gibi görünen bazı günlük olaylar da kişinin üzerinde travma etkisi oluşturabilir. Özellikle çocukluk yıllarında görülen ihmal ve istismar, olumsuz ebeveyn tutumları, hastalıklar ya da bazen kişiyi rencide eden bir söylem veya tutum psikolojik travma oluşturabilmektedir.
Geçmişten bugüne kadar oluşan irili ufaklı yaralarınızın olduğunu düşünün. Bunların bazıları derin yaralar bazıları ufak çizikler olabilir. Kanamayı durdurmak için bazen sargı bezleriyle sardınız bazen zamana bırakıp iyileşeceğini düşündünüz. Bir süre sonra yaralar iyileşmezse ve yaralanmaya devam ederseniz güçsüz düşebilirsiniz. Bazen de yaralar artık kanamıyordur ama bir yere çarparak iyileşmeyen yarayı tekrar kanatabilirsiniz.
Travmatik olaylar biriktikçe psikolojik sorunlar meydana gelir. Nasıl ki güçlü olmak için yaraların iyileşmesi gerekir, psikolojik sorunların çözülmesi için de kişinin travmatik deneyimlerine odaklanmak gerekmektedir.
Travma Yaşayınca Ne Olur?
Bizi biz yapan, aldığımız kararları, davranış ve duygularımızı etkileyen en önemli faktörlerden biri geçmişten bu güne yaşadığımız olaylardır. Psikolojik sorunların temelinde geçmişte yaşadığımız olumsuz olaylar yatmaktadır. Kişinin kendisiyle ilgili düşüncelerini ve olayları yorumlama biçimini bu tarz olaylar şekillendirir. Örneğin; depresyonda yaygın olarak kişilerin kendisiyle ilgili değersizim, yetersizim inançları bulunmaktadır. Bu inançları incelediğimizde geçmişte kişide değersizim inancını oluşturan olayların yer aldığını görüyoruz. Sadece yaşadığımız olaylar değil bazen şahit olduğumuz ya da sevdiklerimizin başına gelen olaylar da travma oluşturabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta her olumsuz olayın da travma olmayabileceğidir. Bunu belirleyen kişinin bireysel özellikleri, baş etme becerileri ve olayları yorumlama biçimidir.
Travmaya Verilen Tepkiler
Doğada da gözlemleyebileceğimiz gibi travmaya 3 farklı tepki verilmektedir: Savaş, kaç, donma tepkileri. Tehlike anında vücudumuzda bir enerji açığa çıkar. Bu enerji sayesinde bizi kovalayan bir köpekten hiç koşmadığımız kadar hızlı bir şekilde kaçabilir ya da bir hırsıza normalden daha güçlü bir şekilde vurabiliriz. Eğer tehlike bizim gücümüzün yeteceği büyüklükteyse onunla savaşır aksi halde tehlikeden uzaklaşmayı seçer ve kaçarız.
Donma tepkisindeyse sistem kendisini kapatır ve donar. Bir tartışmada söylemek istediklerinizi söyleyemediğiniz ya da tepkisiz kaldığınız oldu mu? Gece yatarken keşke şöyle söyleseydim ya da neden ona bu tepkiyi vermedim diye kendinizi suçladığınız? İnsan bazen geçmişteki olayları değerlendirirken kendisini suçlayabilir. Eğer kaçsaydım kurtulabilirdim ya da savaşmalıydım diye düşünebilir. Burada aslında bir diğer tepkiyi yani donma tepkisini görüyoruz. Savaş ve kaç tepkileri gibi donma tepkisi de temelde bizi hayatta tutmayı amaçlar. Fakat donma tepkisinde açığa çıkan enerji dışarı atılamaz. Bazen olaydan kısa bir süre sonra bazen de yıllar sonra açığa çıkabilir. Araştırmalara göre travma yaşayan bazı bireyler travmatik olayı yok sayabiliyor ya da tamamen unutabiliyor. Yıllar sonra kendiliğinden ya da bir tetikleyiciyle olayı tekrar hatırlayabiliyor ve yıllar önce donan enerji kendini ifade etmenin bir yolunu buluyor.
Travmanın Neden Olduğu Psikolojik Rahatsızlıklar
Depresyon,
Korkular,
Panik Atak,
Fobiler,
Travma Sonrası Stres Bozukluğu,
OKB,
Psikosomatik hastalıklar (fibromiyalji, deri döküntüleri, mide-barsak hastalıkları, ağrılar v.s.),
Kaygı Bozukluğu
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri
Uykusuzluk
Kabuslar
Olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması
Olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme
Kolay irkilme
Çabuk sinirlenme
Gelecekle ilgili plan yapamama
Yabancılaşma
Olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma
Travmanın Hayatı Etkilediği Diğer Noktalar
Erteleme alışkanlığı
Dikkat eksikliği ve odaklanmakta güçlük çekme
İlişkilerde yaşanan sorunlar
Kendini yetersiz görme, başarıyla ilgili olumsuz inançlar, mükemmel olmalıyım düşüncesi
Gün içinde kendini tedirgin, yalnız hissetmek
Kendini çirkin, utanç verici görme
Travmanın Etkisinden Kurtulabilmek Mümkün Mü?
Ruh sağlığı alanında yapılan çalışmalara göre travma tedavisinde en etkili yöntemlerden biri EMDR terapisidir. EMDR terapisi ile kişinin yaşadığı olumsuz olaylara karşı duyarsızlaşması ve yeniden işlemleme süreciyle olaylara farklı bir bakış açısı getirmesi amaçlanır.
Beynimiz tüm yaşantıları duyu ve duyumlarımızla işlemler ve anı olarak kaydeder. Anılara ait ses, koku, imgeler, duygu, düşünce ve beden duyumları kaydedilir. Fakat travmatik yaşantılarda bu sistem sağlıklı işlemez. EMDR terapisine göre psikolojik sorunların temelinde bu sistemdeki bozuklar yatar.
EMDR terapisinde çift yönlü uyarımla beyindeki işlemlenmemiş olaylar yani travmalar rahatsız etmeyecek bir konuma getirilir. Sorunu yaratan geçmiş olaylar, sorunu artıran şimdiki zamanki tetikleyiciler ve gelecekte benzer bir sorunla baş etmek için becerilerin kazanılması yönünde çalışılır. Böylelikle sadece semptomlar ortadan kalkmakla kalmaz kişinin gelecekteki olaylara sağlıklı bir bakış açısı kazanması sağlanır.
İyileşmeyen, bizi güçsüz düşüren yaraları onarmanın yolu sargı bezlerini çıkarıp yaraya bakmak ve müdahale etmekten geçer, psikolojik sorunları ortadan kaldırmanın yolu ise psikoterapi süreciyle travmalara bakmaktan geçiyor.
‘’Bazı yaralar yararlıdır buna inan,
Bazı yaraların ortasından küçücük bir el,
Sanki geçmişine çiçek uzatır,
Bazı yaralardan sızan kanla,
Tüm geleceğin yıkanır.’’
Didem Madak