Psikoterapi Süreci

Yazar Hazal Tanrıyakul • 9 Ocak 2024 • Yorumlar:

Psikoterapi Sürecine Başlamak Üzerine..

Terapi sürecine başlamak öncelikle ‘farkındalık ve kabul’ ile mümkün olabilmektedir.

Ne yaparsam yapayım iyi hissedemiyorum, kendimi ümitsiz ve hiçbir şey düzelmeyecek gibi hissediyorum, çevremle bir türlü uyum içerisinde olamıyorum ve benimle geçinemediklerini söylüyorlar, kendimi yalnız hissediyorum, eşimle aram iyi değil, bir çok şey yolunda fakat ‘ah şu konu’ bir türlü rayına girmiyor, diyebilmek önce fark etmeyi sonrasında da kabul etmeyi gerektirir.

Kabul deyince illa olup biten ne ise bunları sizin fark etmiş olmanıza ve kendi isteğinizle terapi sürecinize başlamanıza gerek yoktur. Yaşamınızdaki kişilerin sizin belki farkında olmadığınız fakat diğerlerinin sizde fark ettiği geri bildirimlerini almak da buna dahildir. İlişkimizde çok bencilsin, öfkelisin, uzun zamandır iyi değilsin, yemeden içmeden kesildin, bak bir türlü bu ilişki döngüsünün içinden çıkamadığını görüyorum bir terapistle mi görüşsen acaba yönlendirmelerini duyabilmek ve bu süreci başlatabilmek de kabul gerektirir.

Bazen de merak duygunuzu takip etmek psikoterapi sürecine başlamanın ön koşulu olmaktadır. İlişkileriniz uyum içerisindedir, kendinizi yaşamda denge içerisinde hissediyorsunuzdur, işler tıkırındadır.. Fakat sorularınız vardır..

Hayatımın anlamı ne ? Özgür müyüm? Yaşamın absürtlüğü ile ilgili çok düşünüyorum.. Gibi kişinin daha varoluşçu bakış açısı ile ‘soruların’ peşine düştüğü dönemlerde psikoterapi süreçlerini başlatmaya neden olabilmektedir. 

Özetleyecek olursam, psikoterapi sürecine başlama kararı kişinin hali hazırda içinde olduğu şey ne ise bu öz bakımını gerçekleştirmekte güçlük çekmesinden yaşamının anlamını merak etmesine kadar uzanan bir spektrumdur ‘önce fark etmesi ve sonra kabul etmesi’ gerekir. 

Bu farkındalık ve kabul sonrasında kişi, kendisiyle, en yakınları ile konuşsa da kendine iyi geleceğini düşündüğü bir kitap okuyup bir podcast dinlese de kendisini dönüp dolaşıp ‘aynı’ şeyin içinde bulduğunu gördüğü zaman psikoterapi sürecini başlatacağı zamandır. 

Kişiler, kendilerine iyi geleceğini düşündükleri tüm yolları denerler, yapılabilecek her şeyi yaparlar, ‘döngüden(her birey için farklıdır) çıkmak için’ farklı farklı denemeler içerisine girerler, bir süre görmezden gelirler, geçecek diye beklerler, ‘hele bir şu olsun’ işte o zaman kendimi iyi hissedeceğim diye umut eder ve ‘hele bir şu olsun’ diye bekledikleri şeylerin olmasını beklerler, işte tüm bunlar kişiyi hala daha ‘aynı’ ya dönüp dolaşıp getiriyor ise, o zaman bir psikoterapi sürecini başlatmanın ‘zamanı’ geldi, diyebilirler. 

İnsana ‘psikoterapi zamanı’ sinyalini veren ‘içidir’. 

Benim içim böyle bir şey söylemiyor da eşim söyledi geldim, arkadaşım yönlendirdi geldim diyebilirsiniz.. Bilmenizi isterim ki dışarıdan gelen ses içinizde yankı bulduğu için sürecinizi başlattınız. Çünkü dışardan da duysanız, içerden de gelse bu ses ‘içinizde yankı bulmadan’ eylem olmaz.

Bu makalemde kişinin içinde yankı bulmasa dahi terapi sürecinin başlaması gereken ‘zorunlu’ durumları kastetmediğimi bildirmek isterim. Kişinin yaşam sürecinin tehdit altında olduğu, medikal desteğin gerekli olduğu durumlarda ruh sağlığı hizmeti almak elzemdir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Hazal Tanrıyakul Psikoloji, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Hazal Tanrıyakul

Psikoloji, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uzm. Kl. Psk.

Randevu al