Psikoterapi Üzerine
Yazar Yasemin Uçal Salihoğlu • Psikolog • 7 Mart 2022 • Yorumlar:
Psikoterapi,danışan ile danışman arasında ruhbilim bilgilerine dayanarak kurulan karşılıklı ilişki ve iletişim yoluyla sağlanan tedavi yöntemidir.
Psikoterapi süreci aslında danışanın randevu almak için telefon açtığı andan itibaren başlar.Terapi, terapist ile birlikte danışanın ruhsal dünyasına yapılan bir yolculuktur. Bu yolculukta danışanın terapiye getiren "o anda" yaşanmış tekerrür eden olayın pişik dinamiğidir.
Terapi süresince tekerrür eden problemlere, tüm zamansal açılardan bakılmaya çalışılır. Bunun sebebi ,geçmişte yaşanan ya da halen yaşanmakta olan olayların nasıl bugünkü problemlerin altyapısı oluşturduğunu anlamaya çalışmaktır. Terapi aslında bireyin kendini daha yakından tanıma talebidir. Zira terapide duygu düşünce ve davranış üçgeni ele alınarak ,kişi dünü-bugünü ,hataları ve sevapları ile yüzleşir. Yüzleşmek zorlu bir yolculuktur .Bu zorlu yolculukta terapiste düşen aslî vazife, danışanına eleştirmeden, utandırmadan, yargılamadan fikren ve hissen anlamaya çalışmaktır. Danışanın terapist ile yaşadığı ilişki tüm ilişkileri için bir model oluşturur.
Danışan bu süreçte öğrendiği ideal ilişkiyi içselleştirerek diğer ilişkilere taşır.
Terapi süresince yaşanan her aktarım, aynı zamanda bir çözülmedir. Örneğin, danışan şimdiye kadar kimseyle paylaşmadığı travmatize edici yaşantısını kendisini eleştirip yargılayamayacağından emin oldugu terapistine aktararak uzun yıllardır içinde psikolojik baskı oluşturan üzüntü, utanç ve öfke dolu yükü yavaş yavaş omuzlarından bırakmaya başlar. Terapistin seans içindeki empatik duruşu iyileştirici etkenlerin başındadır. Zira danışan için anlaşılmak ve yargılanmamak çözüm kadar önemlidir. İlerleyen seanslarda danışanı daha bütüncül anlamda tanımaya başlayan terapist yavaş yavaş yorumlar yapmaya girişir. Her yorum danışan için kendisine ve dünyasına tutulan aynadır aynı zamanda. Dikkat edilmesi gereken birinci husus,terapi süresince danışanı yeterince tanımadan yorumlarda bulunmamaktadır. Yorum, danışanım dünyasında farkındalığı arttırmada fener rolünü alacağından ışığı ne fazla ne de az olmalıdır. İkinci husus ise, terapistin sanıldığı gibi akıl hocası olmadığıdır. Terapide aslolan, danışanı kendisi üzerine düşündüre bilmektir. ısrarla akıl vermeye çalışmak, danışanın iradesine ipotek altına almak anlamını da içerir. Böyle yapıldığı takdirde danışan kendisi üzerine düşünmeyerek,sürekli terapistinden alternatif çözümler bekleyecektir. Oysa terapiden amaçlanan, danışanın kendilik yapısını güçlendirerek dış dünya ile uyum sağlayacağı şekilde yeniden yapılanmasını inşa edebilmektir. Üçüncü husus terapistin danışanın ne yasaginin ne de arzusunun yanında durmasıdır. Terapist, danışana kendi değer yargılarını sunmamalıdır. Zira bireyi zorla kendimize benzetmeye çalışmak da bir çeşit şiddettir. Son aşamada, daha ziyade gelecekteki tasarımlar üzerine konuşulur. Bu noktada yetişkin olan danışanın hayatını biçimlendirmede aktif rol almasına yardımcı olmak esastır. Tüm bu kazanımları deneyimleyen danışanın yavaş yavaş benliğini güçlendirme adımları atmasıyla terapi hedeflenen noktaya ulaşmaya başlar. Yapılan yorumlarla danışanın farkındalığı artar. Böylece kişi bir yandan kendini daha iyi tanımaya çalışırken, diğer yandan artık olayların içinde boşalamadan ,mesafe kazandığı benliğini daha objektif değerlendirmeyi öğrenir. Terapinin nihai amacı, danışanın terapistine ihtiyaç duymadan hayatın getirdiği problemlerle başa çıkma yollarıni öğrenmesi, yeni bir hayata daha güvenli adımlar atmasıdır.