PSİKOTİK BOZUKLUKLAR
Yazar Hakan Balıbey • Psikiyatrist • 14 Ekim 2017 • Yorumlar:
Psikotik Hastalıklar, kişinin gerçeği değerlendirmesini bozan beyin hastalıklarını kapsar. Hemen herkesin bildiği "şizofreni", hastalığı bu grubun en önemli ve en sık rastlanan bozukluğudur.
Psikoz belirtileri herkeste değişik şekillerde görülür. ve bu bağlamda psikotik bir hastalığa belirli bir ad vermek ya da etiketlemek erken aşamalarda doğru değildir. Bir kişide psikoz belirtileri ilk defa görüldüğünde, bu aşamada hastalığı belirleyen birçok etkenin hala net olmaması nedeniyle, ne tür bir psikotik bozukluk olduğu tanısını koymak özellikle zordur. Bununla birlikte, karşılaşabileceğiniz bazı psikotik hastalıkları bilmenin yararı olacaktır.
Organik Psikoz
Psikotik bozukluk belirtileri bazen beyin zedelenmesi ya da beyin iltihabı, AIDS veya beyin tümörü gibi beynin işlevlerini etkileyen fiziksel hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Genellikle, bellek bozuklukları ya da zihinsel karmaşa gibi başka belirtiler de görülür.
Kısa Süreli Tepkisel Psikoz ( Kısa Reaktif Psikoz)
Bu tür psikozda psikotik belirtiler ailede birinin ölümü ya da yaşam koşullarının değişmesi gibi kişinin yaşamında oluşan büyük bir strese tepki olarak aniden ortaya çıkar. Belirtiler çok ağır olabilir, ancak kişi bir kaç gün içinde iyileşir. Belirgin psiko-sosyal stresleri takiben ortaya çıkan psikotik belirtiler birkaç saatten iki haftaya kadar uzayabilen bir süreyi geçmiyorsa, bu akut psikotik tabloya "kısa reaktif psikoz" tanısı konabilir. Başlangıç anidir ama daha önceden ciddi kişilik ve uyum sorunları bulunan kişilerde ortaya çıktığı için kronik bir yapısal bozukluk demek daha doğru olacaktır. Psikotik nöbet sırasındaki davranışlar çoğunlukla toplum normlarına ters, garip, anlaşılmaz niteliktedir.
Sanrılı (Delüzyonel) Bozuklukluk
Bu durumda esas sorun kişinin gerçekdışı olan şeylere duyduğu güçlü inançtır.
“Paranoid Bozukluk” ise psikotik bozukluklardan olup, belirgin duygulanım ve düşünce bozukluğu olmadan, daha ziyade sanrı ( hezeyan) düzeyinde şüphelerle karakterize, ciddi bir ruhsal bozukluktur. Başkalarını tehdit olarak algılayan, öfkeli ve gergin kişilerdir. Hasta olduklarının farkında değillerdir. Bu yüzden yardım almak istemezler. Kabul etse bile sorunun kaynağının kesinlikle başkaları olduğunu savunurlar. Kendilerine yardım etmek isteyenlere de güvenmezler.
Madde Bağımlılığından Kaynaklanan Psikoz
Psikotik bozukluk belirtilerinin ortaya çıkması, alkol ve madde kullanma ya da bırakma ile ilgili olabilir. Bazen bu belirtiler, madde kullanıldığı sürece devam eder maddenin etkisi geçtiğinde hızlı bir şekilde kaybolur.Bazen de madde veya alkol kullanımı kesilmesine karşın sürebilir. Bazı vakalarda tek kerelik madde kullanımlarında bile (örn esrar) psikoz geliştiği bilinmektedir.
Şizofreniform Bozukluk
Bu, belirtilerin altı aydan daha kısa sürmesinin dışında tamamen şizofreniye benzeyen psikotik bir bozukluktur.
Şizoafektif Bozukluk
Bu tür şizofreni tanısı, kişide duygudurum bozukluğu(depresyon ya da mani) ve psikoz belirtilerinin aynı anda veya art arda görülmesi durumunda yapılır. Başka bir deyişle, hastalığın görünümü tipik bir duygudurum bozukluğu ya da şizofreni değildir.
Şizofreni
Şizofreni gerçeği değerlendirme yetisini bozan bir beyin hastalığıdır. Toplumda görülme oranı yaklaşık % 1 civarındadır. Kadın ve erkek etkilenme oranı eşittir. İlk başlama yaşı genellikle 18 ile 35 yaş arasıdır. Erkeklerde (ortalama 15-25 yaş) kadınlara (ortalama 25-35 yaş) göre biraz daha erken başlayabilir. Şizofreni, gerçeği değerlendirme, duygularını kontrol edebilme, berrak düşünebilme, yargıda bulunabilme ve iletişim kurma yeteneklerini etkiler. Zekâ düzeyi ile ilişkisi yoktur.
Şizofreni, davranış değişikliklerinin ya da belirtilerin en az altı ay sürdüğü psikotik bir hastalıktır. Hastalığın belirti ve süresi kişiden kişiye değişir. Daha önceki yaygın inanışın tersine, şizofren olan birçok kişi mutlu ve doyurucu bir yaşam sürmekte ve çoğunda tam bir iyileşme görülmektedir.
Psikozlar beyindeki yolaklar ( iletişim devreleri), reseptörler, nörotransmitter denen iletişimi sağlayan maddelerdeki ( Dopamin, seratonin, norepinefrin, vb.) dengesizliklerden kaynaklanır. Yapısal gelişimsel, genetik olabildiği gibi dış etkenler: kafa travması, geçmiş ve ani yaşam olayları, virüsler ve bazı maddeler ( esrar, uyuşturucu, bonzai vb) ile tetiklenmesi de sözkonusu olabilmektedir. Özet olarak çok faktörlü, pekçok genin sorumlu olduğu karmaşık bir beyin hastalığıdır.
Şizofrenili hastalarda pekçok tıbbi hastalık daha fazla görülmektedir. Diyabet, kanser çok daha sık görülmektedir. Ortalama ömürleri topluma göre On yıl daha kısadır.
Tedavide son yıllarda çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Özellikle beyinde artmış olan dopamini azaltan ilaçlar kullanılmak ta olup yeni kuşak antipsikotikler, psikoeğitim, aile eğitimi, biyoritim tedavisi ve belli durumlar için kullanılan EKT tedavide kullanılan bazı tekniklerdir.
Şizofreninin belirtileri genel olarak pozitif (olmaması gerekenin varlığı) ve negatif (olması gerekenin yokluğu) olarak sınıflandırılmaktadır.
PSİKOZ HASTALARI İÇİN BİLGİLER
Hezeyanlar (Sanrılar): Bir kişinin somut bir kanıt bulunmamasına karşın kararlı biçimde inandığı yanlış inançlardır. İkna ile bunları değiştirmek mümkün değildir. Hezeyanı olan kişi kendisine eziyet edildiğine, özel güç veya yeteneklere sahip olduğuna, düşünce ve davranışlarının dışsal bir gücün denetiminde bulunduğuna inanabilir.
Halüsinasyonlar (Varsanı): Şizofrenide en yaygın halüsinasyon türü işitseldir; kişi hayali sesler duyduğunu zanneder. Kimi zaman şizofreni hastası bu seslerle uzun süre konuşur, sesler hastaya hareketleri konusunda komutlar verebilir. Daha az rastlanan halüsinasyon türlerinde gerçekte olmayan ama hastaya bütünüyle gerçek gibi gelen görme, hissetme, tatma veya koku alma gibi olaylar olabilmektedir.
Düşünce Bozukluğu: Düşünce bozukluğu olan kişi ne söylediği ve nasıl söylediği konusunda karmaşa yaşar. Kişinin konuşmasının izlenmesi, bir konudan ötekine atladığı ve mantık bağlantıları zayıf olduğu için zordur. Düşünce sürecinde kesintiler olabilir, yalnızca konuşan kişi için anlamlı bir hal alır.
Davranış Bozukluğu: Bazı şizofreni hastaları, sosyal ve mesleki işlevlerini yerine getirmelerine engel olacak düzeyde davranış bozuklukları yaşayabilirler. Örneğin, aynı elbiseyi uzun süre giymek, yıkanmayı reddetmek vb.
Duygu İfadesinde Donukluk: Şizofreni hastaları genellikle duygusal açıdan kendilerini “donuk” hissederler ve çevrelerinde olup bitene tepkisiz kalırlar. Yüz ifadelerini, davranış veya ses tonlarını değiştirerek duygusal tepkilerini dışa vuramazlar.
Motivasyon Kaybı: Şizofreni kişinin motivasyonunu azaltarak çalışma hayatı veya sosyal aktivitelere katılımını zorlaştırır. Hastalar çamaşır yıkama, yemek pişirme gibi gündelik işlerden uzaklaşır, uç durumlarda kişisel hijyeni sağlayamaz ve kendilerine bakamazlar.
Toplumdan Geri Çekilme: Şizofreni hastaları insanlarla arkadaşlıklarını sürdürmekte zorlanırlar. İnsanlarla karşılıklı etkileşimleri kısa süreli ve yüzeyseldir. Bazı durumlarda kişi bütün toplumsal ilişkilerini keser.
Düşünce Yoksulluğu: Kimi şizofreni hastalarında düşünme miktar ve içerik olarak azalır. Nadiren konuşur, sorulara kısa yanıtlar verir ve ayrıntı vermezler. Uç durumlarda kişinin konuşması “evet”, “hayır”, “bilmiyorum” gibi kısa cümlelerle sınırlanır.