Psikozlarda ve Şizofreni Vakalarda Destekleyici Psikoterapi ve Psikoloğun Rolü

Yazar Gülseren Batumlu CanPsikolog • 3 Nisan 2022 • Yorumlar:

Destekleyici Psikoterapi çeşitli haller nedeniyle büyük sağlık problemleri yaşayan bireylere oldukça fayda getirmektedir (Cuijper et al. 2008). Destekleyici Psikoterapi kişinin sergilediği rahatsızlık semptomlarını daha iyi bir hale getirmek, bireyin etrafı ve hastalığı ile olan adaptasyon kabiliyetini arttırmak, benlik saygısını geliştirmek ve işlevselliği daha norm seviyeye getirmek şeklinde açıklanmıştır (Watson et al. 2004).

Destekleyici Psikoterapide genel olarak genellikle şimdiki zamana ve güncel sıkıntılarla ilgileniliyor olsa da zaman zaman geçmiş zamanlarda yaşanan rahatsızlıklar ve güncel sorunlar arasında bir ilişki gözlemlenirse geriye dönük de çalışmalar yapılabilmektedir (Watson et al. 2004). Bu duruma sebep olarak bireylerin yaşamış oldukları sıkıntı verici süreç hem bilinçli hem de bilinç dışı olan nedenlerle ortaya çıkıyor olabildiğini göstermiştir (Gabbard, 2009). Bu yaklaşımda hedeflenen durumlardan biri bireyin hareketleri, düşünce şemaları ve bunların sonuçları arasında bağ kurmasının sağlanması ve bu şekilde iç görüsünün artmasıdır (Watson et al. 2004).

Hastalar içinde bulundukları vaziyetin şartları nedeniyle etrafa karşı normalde olduklarından daha başarısız bir şekilde adaptasyon gösterirler. Bu halin değiştirilmesi, bireyin çevresi ve mücadele ettiği rahatsızlığın getirdikleri ile daha iyi adaptasyon sağlar duruma gelmesi hastalığın süreci ve bireyin ruh sağlığı açısından oldukça büyük değer taşımaktadır. Bu duruma ek olarak bu dönem içerisinde bireyin kendisine olan saygısının düşmesi de bu durumu (iyileşme sürecini) daha zor duruma getiren faktörler arasındadır. Destekleyici Psikoterapi ile kişinin özgüveni arttırılabilirse içinde bulunduğu durumun zor şartları ile daha kolay baş etmesini ve bu durumları kabul etmesini sağlar.

Destekleyici Psikoterapinin ulaşmak istediği durumlar genellikle mücadele etmeyi ilke edinen durumlardır. Birey yaşadığı rahatsızlık halinden ötürü oldukça zor bir dönem geçirmektedir. İşlevselliğini birey büyük oranda yitirmiştir ve çevresi ile olan adaptasyonu azalmıştır. Destekleyici Psikoterapide terapist, danışanın içinde bulunduğu yorucu ve bunaltıcı halin getirdiği zorluklar ile daha rahat mücadele etmesi için çaba sarf eder ve bu konuda daha başarılı hale gelmesini hedefler (Watson et al. 2004). Bunu sağlamanın farklı yollarından literatürde bahsedilmektedir. Bireyin bunu sağlayabilmesi adına ilk olarak bireyin ne ile savaştığının farkında olması, bunun ile ilgili eğitim alması gereklidir. Bulunduğu şartların yapısını daha iyi algılayan hasta, bu konuda neler yapabileceğini bulabilir hale gelmeye başlar. Bu sayede sorunlara karşı göstereceği dayanıklılık da gittikçe artmaya başlamaktadır (Watson et al. 2004).

Alan yazında  farklı araştırmalar mevcuttur. Destekleyici Psikoterapi metotlarından ve bunların yararlarından bahsedilmektedir. Hatanın sahip olduğu iyi ve güzel özellikler, yaşamış olduğu pozitif yaşantılar, kendisinde bulunan hastalığın umut vadeden tarafları bireye söylenerek bireyin farkındalığının arttırılması sağlanmış ve birey minnet etmeye itildiğinde oldukça pozitif sonuçlar elde edilmiştir (Bryant et al. 20005; Garland et al. 2010). Tüm bu durumların yanında bireyin yaşadığı pozitif hisleri ve bu olumlu hislerin kaynağını bulmak ve bu duyguların hissedilme sıklığını arttırmak da işe yarayan metotların arasında gösterilebilir (Johnson et al. 2013). Tüm bu metotlara ilave olarak birey kendisinde mevcut halde bulunan güçlü ve başarılı olduğu tarafları fark edip bunları günlük hayatta kullanır duruma gelmesi konulan hedeflerin içerisindedir. Kişilerin iyileşmesinde bu durumlar önemli yere sahiptir (Seligman et al. 2005).

Destekleyici Psikoterapinin psikotik belirtiler gösteren hastalara yararları neler olabilir?

Bu yararların en başında psikotik bireyde görülen pozitif belirtilerin sağaltımındaki tesiri gelmektedir (Kuipers et al. 2006). Bu durumu sağlamak adına bir psikoloğun destekleyici psikoterapi anında yapabileceği ve hedef koyabileceği durumlardan biri hastanın şikayetlerini ve hislerini iyi bir şekilde muayene etmek ve bunların gerçeklik ile entegre bir duruma getirilmesi için çaba sarf etmektedir (Kuipers et al. 2006).

Düşünüldüğünde bu durumun sağlanmasında en mantıklı ve güvenilir yol terapist ve hastanın arasında iyi bir güven ilişkisine dayalı bir iş birliği oluşturulmasıdır (Kuipers et al. 2006).

Hedeflenen birliktelik sağlandığı durumda hasta amaçlandığı gibi hastalık semptomları ile daha kolay başa çıkabilir duruma gelir (Rosenbaum, 2013).

Bununla birlikte bu metot ile bireyin gerçeklik ve hayali değerlendirme başarısı da artacaktır (Rosenbaum, 2013). Psikotik bireylerin tedavisini en çok etkileyen durumlardan biri düzenli alınan ilaçların alımlarının sağlanmasıdır ve yukarıda belirtilen amaçlara ulaştıkça birey bu kabiliyete sahip olmaya başlar (Craighead, 2001).

Son olarak değinilmesi gereken bir başka nokta ise psikoterapinin oldukça önem taşıyan aile eğitimi boyutudur (Watson et al, 2004). Psikotik semptomlar bulunan hastalar etrafındaki bireylerin onlara karşı olan yaklaşımından ve bireylerin rahatsızlık konusundaki bilgisinden direkt olarak etkilenebilmektedir (Rosenbaum, 2013).

 

Psikotik hastalarda ailelerin eğitiminin hedeflediği durumlarda tekrarlamanın azalması, ailenin işleyişini iyileştirmek ve bireylerin adaptasyonunu arttırmaktır (Arslantaş et al., 2009).

Destekleyici Psikoterapide ailenin de eğitim alması, hastalığın niteliklerini kavramalarını, hastaya bu durum ile baş etme konusunda yardım etmeyi sağlar ve bu durumu daha basitleştirir. Bu durumdan dolayı da bireyin iyileşme süreci içinde ailenin yaklaşımı ve eğitimine de özen gösterilmesi Destekleyici Psikoterapinin hedefleri arasında önemli bir yer tutmaktadır (Rosenbaum, 2013).

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)