Rahim Ağzı Kanseri Önlenebilir Mi?
Yazar Taha Takmaz • 9 Ocak 2023 • Yorumlar:
Rahim ağzı (Serviks) kanseri, dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra en sık görülen kanser türüdür. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, görülme sıklığı açısından ülkemizde onuncu sıradadır. Taramaları yaygınlaştırarak hastalığın erken teşhis edilmek suretiyle tedavi edilmesi ve farkındalık oluşturmak amacıyla Sağlık Bakanlığı, Ocak ayını Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı” olarak belirlemiştir.
Rahmin alt kısmı olan serviks, rahim ve vajinayı birbirine bağlayarak, sıvıların rahim ve vajina
arasındaki geçisinde önemli bir rol oynar ve aynı zamanda doğum sırasında bebeğin vajinadan
geçerek rahmi terk etmesini sağlar.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı daha yüksek bir kanser türü olan rahim ağzı kanserinin ortaya çıkış nedeni Human Pallioma Virüstür (HPV). HPV bulaşması ve rahim ağzı kanseri gelişmesi açısından; çok eşli olmak, erken yaşta cinsel ilişki, sigara içmek, bağışıklık sisteminin zayıf olması, genital organlarda sık enfeksiyon oluşması genel olarak risk faktörleri arasında sayılmaktadır.
Dünyada her yıl 500 bine yakın yeni rahim ağzı kanseri tanısı konmaktadır. Ağırlıklı olarak 50’li
yaşlarda ortaya çıkan rahim ağzı kanserinin, son yıllarda daha genç kadınlarda da görülme sıklığında artış olmuştur.
Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda, hastalığa neden olduğu bilinen en büyük etken Human
Pallioma Virüstür. Cinsel yolla bulaşabilen ve yetişkinlerin neredeyse tamamının hayatları boyunca
karşılaştıkları HPV’nin hastalığın ortaya çıkışı ve yayılımında önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.
HPV’nin 100’ü aşkın çeşidi olmakla birlikte, bunların çoğu zararsızdır. Vücut HPV ile karşılaştığında genellikle kişinin bağışıklık sistemi virüsü yok eder ve böylece kişi, HPV enfeksiyonu geçirdiğini fark etmez. HPV’nin bazı türleri ise genital siğillere neden olur ve bazıları da tedavi edilmediği takdirde kansere neden olabilir. DNA hücrelerinde değişime neden olarak, bunların kontrolsüz bir şekilde büyüyerek bulundukları bölgede kanser hücreli tümörler oluşturan, HPV’nin zararlı tiplerinin vücutta olup olmadığını anlayabilmek, Pap smear testine ek olarak, ileri düzey HPV DNA incelemeleri ile mümkündür.
HPV’nin vücutta var olup olmadığının tespit edilmesi, erken dönemde rahim ağzındaki kanser öncülü değişikliklere işaret ettiği gibi, kanser teşhisini de kolaylaştırmaktadır. Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre, 30-65 yaş grubundaki her kadın 5 yılda bir HPV testi yaptırmalı ve pozitif çıkan olgular düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir.
Tarama ve erken teşhis ile tam tedavisi mümkün olan bir kanser türü olan rahim ağzı kanserinin
önlenmesi ve erken teşhisi için düzenli jinekolojik kontrollerin aksatılmaması gerekir. Hastalığın
önlenmesindeki koruma aşıdır. HPV aşısı, cinsiyet fark etmeksizin 11 yaşından itibaren uygulanabilir. Cinsel hayatın başlangıcından önce aşının uygulanması tavsiye edilmekle birlikte, kişi, cinsel yönden aktif olduktan sonra da her yaşta aşı yaptırabilir.
Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanser türü olduğundan, HPV aşısına ek olarak, hastalıktan
korunmak için, düzenli jinekolojik kontrollerin ve tarama testlerinin yaptırılması, sigara
kullanımından uzak durulması, cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklara karşı tedbirli olunması ve
güvenli cinsel ilişki konusunda farkındalık geliştirilmesi, spor ve sağlıklı beslenme gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları oluşturulması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi oldukça önemlidir.