Rahim Ağzı Kanseri (Serviks Kanseri, Servikal Kanser)
Yazar Murat Öz • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 6 Ekim 2022 • Yorumlar:
Genel Bilgiler
Gelişmemiş ülkelerde en sık, gelişmiş ülkelerde ise rahim ve yumurtalık kanserinden sonra 3. en sık görülen jinekolojik kanserdir. Rahim ağzı kanseri tedavi edilebilir ve önlenebilir bir kanserdir. Özellikle erken evrelerde tespit edildiğinde kür şansı çok yüksek olan bir kanser türüdür.
Rahim Ağzı
Rahim ağzı, rahmin vajina ile birleştiği alt bölümüne verilen isimdir. Anatomik olarak rahimle arasında net bir sınır olmamasına rağmen rahim ağzı kanseri hem oluş nedenleri açısından, hem de tedavi seçenekleri açısından rahim kanserinden önemli farklılıklar göstermektedir.
Rahim ağzında iki temel hücre tipi bulunur. Rahim ağzının dış kesiminde çok katlı yassı epitel bulunurken, rahim ağzının iç bölümlerinde, rahim ağzı kanalına doğru bez epiteli (glandüler epitel) bulunmaktadır. Çok katlı yassı epitelin bez epiteline dönüştüğü sınır bölgesine de transformasyon zonu ismi verilmektedir ve bu bölgede de değişimini tamamlamamış metaplastik hücreler bulunur. Rahim ağzı kanserinin tamamına yakını transformasyon zonundaki metaplastik epitelden gelişmektedir.
Rahim ağzı kanseri en sık yassı epitel hücreli kanser şeklinde görülürken ikinci sıklıkta bez epitelinden kaynaklanan adenokanser tipinde görülmektedir. Daha az sıklıkta ise adenoskuamöz kanserler, berrak hücreli kanserler, karsinosarkomlar ve nöroendokrin tip kanserler görülebilmektedir.
Rahim Ağzı Kanseri Risk Faktörleri
Rahim ağzı kanserlerinin çok büyük bölümü Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu ile ilişkilidir. HPV’nin insanları enfekte edebilen 200’den fazla tipi bulunmaktadır. Bunların bir kısmı düşük riskli tiplerdir ve genel olarak siğillerden sorumludur, bir kısmı yüksek riskli tiplerdir ve rahim ağzı kanserinden sorumlu tiplerdir, bir kısmının ise risk kategorisi henüz bilinmemektedir.
HPV, yakın cilt teması ile bulaşan bir virustur. Bu nedenle en sık bulaşma yolları cinsel yollarla (vajinal, oral, anal ilişki) olmaktadır.
HPV enfeksiyonu çok yaygındır. Hatta tüm dünyada cinsel yolla bulaşan en sık enfeksiyon etkeni HPV’dir. Batı toplumlarında cinsel aktif kadınların yaklaşık %75’i hayatlarının bir döneminde en az bir HPV tipi tarafından enfekte olmaktadır.
HPV enfeksiyonu sonrası %85-90 oranında 1-2 yıl içerisinde bağışıklık sisteminin yardımı ile vücuttan tamamen temizlenmektedir. Yaklaşık %10-15 hastada enfeksiyon 2 yıldan uzun sürebilmektedir ve buna HPV persistansı denir. Rahim ağzı kanseri yönünden risk altındaki grup HPV persistansı gösteren bireylerdir. Rahim ağzı kanseri taramalarında HPV DNA bakılmasının esas amacı uzun süreli HPV enfeksiyonu bulunan bireylerin tespit edilmesi ve henüz kanser oluşmadan gerekli önlemlerin alınmasıdır.
Diğer risk faktörleri ise:
-
Sigara tüketimi
-
Erken yaşta ilk cinsel ilişki
-
Çoklu partner
-
Düşük sosyo-ekonomik durum
-
Bağışıklık sisteminin bozulması (organ nakli hastaları, hematolojik maligniteler ya da uzun süreli immun supresan kullanmak zorunda olan hastalar)
Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri
Genellikle rahim azğsı kanseri yıllar içerisinde yavaş bir şekilde gelişir. Kanserleşmeden önce genellikle rahim ağzında hücresel değişiklikler başlar. Bu dönemde herhangi bir belirti ve bulgu vermez, ancak rutin kontrollerde ve alınan Smear/HPV DNA testlerinde yakalanabilir. Smear testinde ya da HPV testinde anormallik görülmesi durumunda doktorunuz size Kolposkopi yapılmasını ve rahim ağzından biyopsi alınmasını önerebilir. Daha geç dönemde artık kanser geliştikten sonra erken evrelerde belirti ve bulgular silik ve hafif olabilir. Erken dönemde görülen en sık belirtiler özellikle cinsel ilişki sırasında ve sonrasında görülen kanamalar ve lekelenmelerdir. Daha geç dönemlerde ise kasık ağrıları, hem ilişki sırasında hem de kendiliğinden oluşan düzensiz kanamalar, bulanık renkte sulu akıntı, idrardan kan gelmesi gibi yakınmalar görülebilir.
Rahim Ağzı Kanserinin Evreleri
Rahim ağzı kanseri tanısı konulduktan sonraki basamak hastalığın evresini belirlemektir. Hastalığın evresi kabaca hastalığın ne kadar yayıldığını göstermektedir. Hastalığın evresi ayrıca tedavi şeklini belirlemek için de önemlidir.
Rahim ağzı kanseri tanısı konulduğunda evresini belirlemek amacı ile tam bir fiziksel muayene, rektal muayene, ve gerekli durumlarda rektoskopi ve sistoskopi gibi komşu organların incelemesi yapılmalıdır. Görüntüleme yöntemleri hastalığın evresinin belirlenmesinde önemlidir. Bu amaçla bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) ya da pozitron emisyon tomografisi (PET/BT) tetkikleri istenebilir. Rahim ağzı kanserinin evresinin belirlenmesinde aşağıdaki faktörlere bakılmaktadır
-
Tümörün boyutu
-
Rahim ağzına ne kadar derinlikte invazyon yaptığı
-
Vajina, pelvik dokular, rektum ve mesane gibi komşu yapıların tümörle tutulup tutulmadığı
-
Lenf bezlerine yayılım olup olmaması
-
Uzak organlara yayılım olup olmaması
Rahim Ağzı Kanserinde Tedavi Yöntemleri
Rahim ağzı kanseri için birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Hangi yöntemin sizin için en uygun yöntem olduğuna aşağıdaki faktörlere bakılarak karar verilir
-
Hastalığın evresi
-
İleride çocuk sahibi olma isteğiniz
-
Sizin sahip olduğunuz eşlik eden önemli hastalıkların varlığı
Temel olarak cerrahi tedavi ve radyasyon tedavisi olarak iki farklı tedavi seçeneği mevcuttur. Sizin için hangi seçeneğin daha uygun olacağına mutlaka doktorunuzla birlikte karar vermelisiniz.
Rahim Ağzı Kanserinde Cerrahi Tedavi
Rahim ağzı kanseri için cerrahi tedavi seçenekleri arasında birbirinden farklı teknikler mevcuttur. Cerrahi tekniğin seçiminde hastanın yaşı, hastalığın evresi, çocuk doğurma arzusu gibi faktörler göz önünde bulundurulmaktadır.
Başlangıç aşamasında ya da çok erken dönemdeki kanserlerde rahim korunarak hastaların çocuk doğurma fonksiyonları korunabilmektedir. Buna fertilite koruyucu cerrahi adı verilir. Rahim ağzı kanserinde doğurganlığın korunması için uygun olup olmadığınızı mutlaka doktorunuzla kanuşmalısınız.
Yumurtalıkları alınmayan hastalarda ameliyattan sonra olası bir radyoterapi ihtimaline karşı yumurtalıkalrın radyoterapi sahasının dışına taşınmasına ovaryan transpozisyon denmektedir ve radyoterapiye bağlı menopozu engellemeye yardımcı olan bir yöntemdir.
Cerrahi tedavi seçeneği uygulanan hastalarda bazen cerrahi sonrası ek tedavi almaları söz konusu olabilir. Cerrahi sonrası alınan parçaların patolojik inceleme sonuçlarına göre:
-
Bazı hastalara hiçbir ek tedavi gerek olmayacaktır ve rutin takiplere geleceklerdir.
-
Bazı hastalarda radyoterapi ihtiyacı olacaktır ve ameliyat sonrası 3-4. haftalarda radyoterapi verilmesi önerilecektir
-
Bazı hastalarda ise radyoterapi ile birlikte kemoterapi alması söz konusu olabilecektir.
Rahim Ağzı Kanserinde Kemoradyoterapi
X ışınları iki şekilde tümöre ulaştırılır:
-
Brakiterapi (İç ışın): Rahim ağzı kanalına yerleştirilen iridyum çubuklardan yayılan radyoaktif ışınım tümöral dokulara etki eder
-
Eksternal Beam Radyoterapi (Dış ışın): X ışını kaynağı vücudun karşısındaki bir cihazdır. Tümör bölgesine odaklanmış şekilde radyoaktif ışınlar uygulanır.
Rahim ağzı kanseri tedavisi sonrası yaşam
Rahim ağzı kanserinin tedavisinin ardından hastaların yakın takip edilmesi gerekir. Bu takibin amacı eğer kanser tekrarlarsa bunun erken dönemde ve tedavi edilebilir aşamada tespit edilebilmesidir.
Takip aralıkları tedavi bitiminden sonraki 2 yıl için 3 ayda bir, 2-5 yıl arasında 6 ayda bir, 5 yıldan sonra da yılda bir şeklindedir. Takip sırasında şüpheli bulguların saptanması durumunda takip sıklıkları değiştirilebilir.
Her takibe geldiğinizde doktorunuz öncelikle sizin semptomlarınızı ve şikayetlerinizi sorgulayacaktır. Daha sonra detaylı bir fizik muayene gelir. Fizik muayenede hem sistemik olarak tüm vücut, hem de ameliyat bölgesi be genital bölgelerin muayenesi yer alır. Vajinal muayene fizik muayenenin ayrılmaz bir parçasıdır. Rahim ağzı kanserleri en sık vajen tepesinde tekrarladığı için kontrole her geldiğinizde vajinal muayene olmalıdır.
Smear tetkiki bazı durumlarda fayda sağlamakla birlikte her muayenenin bir parçası olmayabilir, doktorunuz daha seyrek aralıklarla smear tetkiki isteyebilir.
Vajinal ultrasonografi tetkiki ise vajinal muayenenin bir parçası olarak gerçekleştirilebilir.
Kontrolünüz sırasında kanser nüksünü düşündüren şikayetleriniz varlığında ya da yapılan testlerde şüpheli bulgulara rastlandığında daha doktorunuz daha ayrıntılı tetkikler ve görüntüleme yöntemleri isteyebilir.