Rahim İçi Yapışıklığı Nedir, Hamile Kalmaya Engel midir?

Geçirilmiş myom ameliyatı, kürtaj veya sezaryen gibi ameliyatlardan sonra ve rahim tüberkülozundan sonra rahim iç tabakasında yapışıklıklar oluşabilir.

Bu hastalarda adet hiç olmayabilir, adet kanaması normalden az olabilir veya yapışıklık az ise adetler normal olabilir. Yapışıklık çok az olsa bile hastalar gebe kalmayabilir veya düşük olabilir. Çocuk sahibi olmak isteyen hasta grubunda en iyi tedavi histeroskopi ile yapışıklıkların açılmasıdır. Bu ofis veya klasik histeroskopi ile yapılabilir. Hastalarda yapışıklıklar tekrar oluşabilir ve tekrar cerrahi girişim gerektirebilir.

Rahim içinde oluşan yapışıklıklar gebe kalamama, düşük yapma ve az veya hiç adet olamamanın önemli nedenlerinden biridir. İlk tanımlayan kişinin adı ile Ashermansendromu olarak da anılır. Genellikle rahim içinde oluşturulan bir travmayı (tahribat) takip eder. En sık görülen senaryo kürtaj sonrasında adet kanamalarının azalması veya kesilmesi nedeni ile yapılan araştırmalarda rahim içinde yapışıklık olduğunun anlaşılmasıdır. Kürtajı takip eden diğer nedenler arasında ise doğum sonrasında bebeğin eşinin tam olarak çıkmamasına bağlı olarak yapılan girişimler ve rahim içindeki myomlara yönelik ameliyatlar yer almaktadır. Daha az olarak çocukluk çağında geçirilmiş bir tüberküloz (verem) enfeksiyonuna ikincil olarak da görülebilir. Anlaşılacağı üzere rahim içi yapışıklıkların oluşumu için ya bir enfeksiyon ya da bir travma gereklidir. Genelde her ikisi beraber görülür. Kürtaj sonrasında her ay rahim iç tabakasının yenilenmesinden sorumlu olan bazal hücre tabakasından oluşan hasar sonucunda rahim iç tabakası artık yenilenemez hale gelir ve rahim duvarları birbirine yapışır.

Belirtileri Nelerdir?

En sık olarak kürtaj sonrası adet kanamalarının kesilmesi veya belirgin olarak azalması söz konusudur. Normalde kürtajdan sonra düzenli adet gören kadınlarda 4-8 hafta içinde adet kanamasının gelmesi beklenir. Gelmediği takdirde rahim için yapışıklıklarından şüphelenilmelidir. Daha az olmak üzere adet kanamalarının ağrılı olması (dismenore), nedensiz gebe kalamama ve tekrarlayan düşükler de rahim içi yapışıklıklarının belirtisi olabilirler.

Tanı Nasıl Konur?

Tanı için vajinal yolla yapılan ultrason muayenesi, rahim filmi (HSG), ve histeroskopi kullanılabilecek araçlardır.  

Nasıl Tedavi Edilir?

Rahim içi yapışıklıkların tedavisinde güncel standart histeroskopik yapışıklık açılması işlemidir. Körlemeden yapılan kürtajlar artık tarihe karışmıştır. Histeroskopi ince bir teleskop ile vajinal yoldan rahim içine girilerek rahim boşluğunun su ile şişirilmesine verilen isimdir. Önceleri sadece tanı koymak amacı ile yapılan bu işlem ile artık rahim içinde girişim yapma olanağı da vardır. Rahim içi yapışıklıkları makas veya elektrik enerjisi kullanılarak açılabilir.

Başarı yapışıklıkların derecesi ve cerrahın deneyimi ile doğru orantılıdır. Yapışıklıklar ne kadar yoğun ve rahim iç boşluğunun orantısal olarak ne kadar büyük kısmını kaplıyorsa tedavinin başarısız olma şansı o kadar yüksektir. Özellikle rahim boşluğunu tamamen kapatan yapışıklıkların tedavisi çoğu zaman imkânsızdır. Yapışıklıkların yoğun olduğu durumlarda bazen birden fazla girişim gerekebilir. Bizim 5-6 defa yapışıklık açılması yaptığımız ve sonuçta gebe kalan hastalarımız var.

Bu nedenle kadının bu işlemler sırasında sabırlı olması ve ümidini yitirmemesi çok önemlidir. Histeroskopi sonrasında, yapışıklık tekrar oluşmasın diye, rahim içine balon konabilir. Ancak balonun yapışıklıkların tekrar oluşumunu engellediği kesin olarak gösterilmemiştir. Ağır olgularda işlem sonrası kısa bir süre estrojen hormon tedavisi kullanılsa da yararı tartışmalıdır. Ağır yapışıklıkları olanlarda hormon tedavisinin bitiminden sonra adet kanamasının akabinde tekrar histeroskopi ile bakılmasını öneriyoruz.

Gebelik Durumunda Oluşabilecek Komplikasyonlar Nelerdir?

Gebelik olduğu takdirde düşük ve erken doğum riski artar. Şiddetli rahim için yapışıklık açılması sonrasında gebe kalan kadınlarda bebeğin eşinin (plasenta) anormal yerleşiminden kaynaklanan sorunlar olabilir. Bunlar plasenta previa (plasentanın doğum kanalında bebekten önce gelmesi) ve yapışkan placentadır.

Placentaaccreta veya percreta adı verilen yapışkan plasentanın rahim kas tabakasına ve hatta kas tabakasını da geçip rahim dış zarına kadar gömülmesi sonrasında doğum sırasında plasenta yerinden çıkarılamayabilir ve buna bağlı sorunlar yaşanabilir. Bu gibi durumlarda rahmin alınması bile gerekebilir

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Nilgün Turhan Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite, Perinatoloji Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)