Romantik İlişki Sorunları: Psikolojik Şiddet
Yazar Fatma Nur Ar • Psikolog • 6 Temmuz 2022 • Yorumlar:
Bu yazımda, romantik ilişki sorunlarından biri olan psikolojik şiddete yer vermek istedim. Çünkü fiziksel ve cinsel şiddetten farklı olarak psikolojik şiddet söz konusu olduğunda varlığını ispat etmek oldukça zordur. Somut deliller, açık yaralar olmadığı için gözden kaçması mümkündür. Ayrıca kişinin partneri tarafından psikolojik şiddete maruz kaldığını fark etmesi ve bu şiddetten kurtulması da zorlu bir süreçtir.
Sık sık yetersiz olduğunuz mu hissettiriliyor? Önem verdiğiniz değerlere saygı duyulmuyor mu? Duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade etmeniz kısıtlanıyor mu? Bu sorulara yanıtınız evet ise psikolojik şiddete maruz kalıyor olabilirsiniz. Aslında psikolojik şiddeti tanıyabileceğimiz pek çok söylem ve davranış şekli vardır. Bu işaretlerden bahsetmeden önce size bir hikaye anlatmak istiyorum.
Ayşe son günlerde ilişkisinde kendini ifade edemediği için oldukça üzgün hissediyor. Kendini, başka birini sevmediği ve düşünmediği konusunda sık sık Ahmet’i ikna etmeye çalışırken buluyor. Ahmet’i inandırabilmek için sosyal medya ve telefon görüşmelerinin ekran resimlerini paylaşıyor, kişisel hesaplarına girmesine izin veriyor. Zaten ilişkinin başından beri Ayşe nereye gitse, nerede ve kiminle olduğunu bildirmek zorunda kalıyor, Ahmet Ayşe’nin onsuz dışarıya çıkmasından memnun olmadığını her türlü beden dili ve söylemleriyle belli ediyordu. Artık kapana sıkışmış gibi hisseden Ayşe, Ahmet ile konuşmaya karar verdi.
Hayatına bu kadar müdahale etmesinin doğru olmadığından, kendisinin Ahmet’in sevgilisi olmak haricinde bir birey olduğundan, arkadaşlarıyla özgürce vakit geçirmek istediğinden, başka bir yerde iken zihninin Ahmet’in tepkilerine takılıp kaldığından ve huzurlu hissetmediğinden bahsetti. Ahmet’in onu anlayacağını umarken “Senden sıkıldım, başka erkeklerle konuşmak istiyorum desene sen şuna!” diye bağırmasına şahit oldu. Ayşe Ahmet’i seviyorsa Ahmet’in bildiği dünyaya ve kurallara ayak uydurmak zorundaydı. Ayrıca işi dolayısıyla gergin olduğu için böyle saçma sapan konularla karşısına gelip canını sıkmamalıydı. Bu konuşma, Ahmet’in şu sözleriyle sonlandı: Beni bu kadar sıkmaya ve sorularınla bunaltmaya devam edersen senden uzaklaşacağım. Sonuç olarak, eğer kendisine çeki düzen vermezse Ahmet’in sevgisini kaybedecek, Ahmet’in yapacaklarından kendisi sorumlu olacaktı.
Kişinin görüştüğü, mesajlaştığı kişilerin araştırılması, kişisel hesaplarının kontrol edilmesi, nerede olduğuna dair resimler istenmesi mahremiyet ihlalleri arasında yer alır. Kıskançlık temelli psikolojik şiddetin yanı sıra aktörlerin yerini değiştirerek ya da senaryoda ufak değişiklikler yaparak daha pek çok farklı hikayeye ulaşabiliriz. İlk akla gelen bu şiddete kadınların maruz kaldığı olsa da, erkeklerin de aynı şekilde duygusal manipülasyonlara maruz kaldığını söyleyebiliriz. Hikayeler çeşitlense de bu tarz ilişki örüntülerinin temelindeki duygu aynıdır: Korku. Terk edilmekten, yalnız kalmaktan ve ifşa olmaktan korkmak. Bu duygulara partnerin duygusal güç kullanması neden olur. Çoğunlukla baskı kurma ve baskı kurmak için bağırma, küfür etme, gurur kırıcı eylemlerde bulunma hali dikkat çeker. Öte yandan bugünlerde sıklıkla karşılaştığımız şantaj ve tehdit de bu davranışlar arasında yer alır. İki kişi arasındaki özel zamanda paylaşılanların (bir anı, bir fotoğraf, bir itiraf gibi) ve sevginin bir takım şartlar yerine getirilirse güvende olacağının mesajı verilir. Kişi ne ilişkisi ne de kendi hayatı üzerinde kontrole sahiptir.
Psikolojik şiddet itaat beklentisiyle sözlerde ve tutumlarda şekil bulur. Partnerin itaat beklentisine boyun eğmenin pek çok sebebi olabilir. Örneğin, aile ve toplum korkusu söz konusu ise genellikle sağlıksız ilişkilerden kurtulmanın yolları tek başına aranır. Ya da özgüven eksikliği, benlik saygısının gelişmemesi, değersizlik ve korku duyguları nedeniyle beklentilere uyum sağlamaya çalışılır. Bu tarz ilişkilerde kalmaya ısrarcı kişilerin, bağımlı kişilik örüntüsüne sahip olduğunu da görebiliriz. Patolojik ilişki örüntülerinin içerisinde yer aldıklarını göremezler. Bu kişiler, sevilmeye olan ihtiyaçlarından ve partnerlerini kaybetme korkularından dolayı sağlıksız ilişkilerde kalmaya devam edebilirler. Bu durumda çaresizlik ve yalnızlık duyguları arasında sıkışıp kalırlar.
Elbette ki ilişki sürecinde karşılıklı fedakarlıkların olması gerekir. Ama bu fedakarlıkların oranı ve kim tarafından belirlendiği oldukça önemlidir. Birliktelikte, ne olursa olsun bireylerin kendi alan ve sınırlarını korumaları gerekir. Tahmin edildiği üzere, benliğini yaşayamayan bir birey çift olmayı da özümseyemeyecektir. Partnerlerimizi iyi ve kötü günümüzde destekçimiz olarak görsek de kimsenin bizden sorumlu olmadığını ve herkes kadar değerli olduğumuzu aklımızda tutmamız gerekir. İlişkimizdeki rolümüzden farklı olarak kadın, erkek, arkadaş, evlat gibi pek çok rolümüz olduğunu unutmadan, tüm rollerimizi yaşayabilmemiz gerekir. Yoksa ilişkideki oksijenimizin tükendiğini hissederiz.
Psikolojik şiddet ile ilgili bir başka boyut suçluluk duygusudur. Partnerinizin tavır ve söylemleri ilişkideki anlaşmazlıklar, uzaklaşmalar ve aldatmalar için kendinizi suçlu hissetmenize neden olabilir. Böyle bir atmosferde, duygusal olarak ihmal edildiğinizde ya da partnerinizin öfkesine maruz kaldığınızda bunların sizin hatanız olduğunu duyarsınız. Suçluluk duygunuz kullanılıyor ise, ilişkideki olumsuzlukların sorumlusu sizsinizdir. Bu nedenle aşırı eleştiriye, tehdide, aşağılanmaya, ilgisiz kalmaya, kontrol edilmeye ve yalanlara katlanıyor olabilirsiniz. Başka bir ifadeyle, partnerinizi kaybetmenin ve incitmenin sorumlusu olmaktan, geceleri uykularınızı kaçıran suçluluk duygusundan kurtulmak için psikolojik şiddete maruz kalıyor olabilirsiniz.
-
Fiziksel şiddet göreceğiniz konusunda tehdit edilmek
-
Başarılı olabileceğiniz konularda önünüze engel konulması
-
İstemediğiniz şeyleri yapmak için baskı hissediyor olmanız
-
Kendinizi adaletsizliğe uğruyor gibi hissetmeniz
-
Manevi olarak yıpratılmış hissetmeniz
-
Söylemlerinizin inkar edilmesi ve yalancı durumuna düşürülmeniz
-
İftiraya uğramanız
-
Aşağılayıcı jest ve mimiklere maruz kalmanız
-
Davranışlarınızın taklit edilmesi
-
Öfkeli bir ses tonuyla konuşulması
-
Sözünüzün kesilmesi
-
Sosyal ortamlarda gülünç duruma düşürülmeniz
Partnerinizin sinirli mizacı, aile ve iş sorunları yukarıda bahsi geçen tutum ve davranışları açıklamak için yeterli değildir. Sınırlarınız ve alanlarınız ihlal edildiğinde, psikolojik şiddet işaretlerini gözden geçirmenin bir zararı olmayacaktır. Ne dersiniz?