RUHU BESLERKEN TÜKETMEK
Yazar İdil Saliha Küntüz Duran • Psikolog • 29 Haziran 2017 • Yorumlar:
- Hobileriniz neler?
- Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Soruları ile sıkça karşılaşırız hayatta.
- Peki, nedir bu hobi yani Türkçesi ile uğraşı, merak?
- Ne işe yarar ve biz insanoğlu neden ona ihtiyaç duyarız?
- O olmazsa ne olur?
Sanırım bu noktada, bizi bir hobiye gereksinim duymaya iten stres ve tükenmişlik kavramından bahsetmek daha doğru olacaktır.
Günlük hayatın koşuşturmasında ve başta iş hayatında stres, yaşamımıza etkisi ve sonuçları itibariyle oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli davranış kalıplarımız, hayatı algılayışımız, iş dünyasındaki rekabet ya da tekdüzelik, çalışma ortamı, iş doyumunun azalması ile stres düzeyimiz de artmaktadır.
Özellikle yapılan iş ile artan gerilim uzun süre devam edip, verimliliğimizi düşürmeye, iletişimsel bazda sorunlar, duygusal açıdan gerginlik yaratmaya başlar; yorgun, bezmiş, hiç bir şeyden zevk alamayan ve bunlarla baş edemeyen bir “biz” bırakarak hayata yerleşirse tükenmişlik sendromu olarak da karşımıza çıkmış olur.
Hastalıklara karşı eskiye nazaran daha hassas olma, uyku bozuklukları, artan baş ağrıları, işe geç gitme ya da gitmek istememe, işi bırakma eğilimi, işte ya da iş dışındaki ilişkilerde yaşanan sıkıntılar, evdeki tartışmalarda artış, kendini değersiz hissetmeye başlama, dikkat eksikliği, çabuk öfkelenme, anksiyete, umutsuzluk gibi belirtiler yaşanır tükenmişlik sendromunda. Bu belirtiler yorucu ve yıpratıcıdır ve depresyon ile beraber seyri de oldukça sıktır.
Kadınlarda 30-35, erkeklerde de 40-45 yaşlarında daha sık görülen tükenmişliğe karşı ilk önerilerden birisi bir rahatlama yolu bulmak yani kendimize nitelikli zaman ayırmayı öğrenmektir. İş sonrası ya da hafta sonları stresten uzaklaştıracak, belki de günde sadece yarım saat bile olsa, kendimize ait bir zaman. İşte geldik “Hobi”ye…
Türk Dil Kurumu tarafından “Uğraşı, görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş.” olarak tanımlanmaktadır hobi denen nimet. Neler vardır hobi olabilecek peki… Fotoğraf çekmek, resim yapmak, tasarımla uğraşmak, ahşap ya da kumaş boyamak, dikiş dikmek, şarkı söylemek, tiyatro ile uğraşmak, bir şeylerin koleksiyonunu yapmak ya da belki de dünyada ilk sizin keşfedeceğiniz bir uğraşı...
Ne kadar çok fikir o kadar çok hobi. Seçtiğimiz hobiler kendimizi tanımamızda da yardımcı olur, rahatlamanın ve kendimizle ilgilenmenin yanı sıra. Yaşama karşı motive eder ve yaratıcılığımızı arttırır.
- Ev içinde ya da ev dışındaki işimizin dışında da bir şeyler başarabilmek, üretmek ve takdir almak güzel bir duygu olsa gerek değil mi?
Fotoğraf çekmek örneğin...
- Bir düşünün bu hobi hayatınıza nasıl girdi?
- Ona başladıktan sonra neler değişti?
- Onunla uğraştıkça kendiniz ile ilgili neler keşfettiniz?
- Neden 3 – 4 yıl öncesine göre daha iyi hissediyorsunuz oysaki saçlarınız daha kır ve bir kaç kg fazlalığınız var?
- Farkında mısınız 6 yıl öncesine göre daha güler yüzlü, dinlenmiş gidiyorsunuz işinize?
Aa emekli mi oldunuz, ama kahvehaneye gitmek ya da evde torun bakmaktan daha farklı uğraşlarım var diyorsunuz ne güzel. Arkadaş çevreniz de zenginleşmiş olsa gerek, farklı fikirler farklı dünyalarla tanışmışsınız. Demek hobiniz ile ilgili performans da sergilediniz, ne mutlu size. Bir emek verip karşılığını almak bu olsa gerek.
Sürekli gelişme eğilimdeki biz insanın kendini gerçekleştirme yolundaki doğru adımlar bunlar.
Peki şimdi biraz daha yukardan ve dışarıdan bakalım kendimize.
- Fotoğraf çekerken strese giriyor musunuz?
- İş hayatındaki baskıyı bu uğraşınızda da hissediyor musunuz?
- Kadrajımdan çekilin diye kızıyor musunuz?
- Modeli ya da çevrenizi anlamak, anı yaşamak yerine, rekabete girip yine gergin mi geziyorsunuz? Gezdiğiniz yerlerden çok, iyi kare nasıl yakalarım da diğer fotoğrafçılardan sıyrılırım mı aklınızı kurcalıyor?
- Hep kaçmak istediğiniz mükemmeliyetçiliğiniz yüzünden mide ağrılarınız yine mi başladı?
- Yoksa eğlenemiyor musunuz artık fotoğraf çekerken?
- Ruhunuzu beslemek için çıktığınız bu yolda, ruhunuz mu tükenmeye başlıyor yoksa?
Eski davranış kalıplarımız bu sefer de hobimizi ele geçiriyor sanki. Zevk verecek ve stresten uzaklaştıracak bir uğraşı olacaktı hâlbuki bu…
O vakit… Konunun başına tekrar döndükten sonra, zor olsa da sorumluluğu ele almalı ve suçu iş hayatımızın ve stres yaratan diğer etmenlerin üstünden biraz hafifletmeli sanki ne dersiniz?
Bu da başka bir yazının konusu olsun.