RUHUNUZU BESLEYİN
Yazar Ayşegül Öztürk • Diyetisyen • 19 Aralık 2016 • Yorumlar:
Bugüne kadar, tükettiğiniz besinlerin vücudunuzda ne gibi metabolik değişiklikler yaptığı ile ilgili
birçok yazı okumuş, uzmanları dinlemiş ve hatta diyet yapmış olabilirsiniz. Ancak bu besinlerin
fiziksel yapınızdan çok ruhsal durumunuzu etkilediğini biliyor muydunuz?
Yapılan araştırmalar tüketilen besinlerle ruh hali arasında ciddi bir etkileşim olduğu
yönünde.Yediğiniz yiyecekler psikolojinizi etkileyip kontrol edebiliyor.Bu nedenle beslenmenize
dikkat ederek daha enerjik ve hatta daha mutlu olmanız mümkün.
Gün içinde huzurlu olmak ve olumlu düşüncelerle sarmalanmak istiyorsanız karbonhidratlar, kaliteli
bir uyku ve zihinsel faaliyetlerde artma istiyorsanız proteinler, daha enerjik bir yapıya sahip olmak
istiyorsanız vitaminler ve öğrenme kabiliyetinizin artmasını istiyorsanız yağları tüketmeye özen
göstermelisiniz.
Tabi ki yukarıda bahsettiğimiz besin öğelerinin vücuda yeterli ve dengeli alınması çok önemli. Bu
nedenle öncelikle bir uzman tarafından, gün içinde ihtiyacınız olan kalori ve diğer makro besin
öğelerinin miktarının belirlenmesi gerekiyor.
Karbonhidratlarla huzur bulun
Karbonhidratlar kan akışını hızlandırıp sakin ve huzurlu hissetmenize yardımcı olur. Araştırmalar 2
hafta süresince karbonhidratlardan fakir bir diyete maruz kalanlarda, diyet sonrası depresyona girme
riskinin arttığını göstermiştir. Ancak; beyaz ekmek, makarna, şekerli besinler gibi basit
karbonhidratlar yerine tam tahıllı ekmekler, taze meyveler, tahıllı gevrekler gibi kompleks
karbonhidratları tercih etmek gerekir.
Proteinlerle zihninizi canlandırın
Protein içeriği yüksek bir besin tükettiğinizde en küçük yapıtaşı olan aminoasitlere kadar parçalanır.
Bu aminoasitlerle oluşan nörotransmiter adı verilen maddeler uyanık kalmanızı ve enerjik
hissetmenizi sağlar.
Esansiyel bir aminoasit olan triptofan proteinlerin sentezinde kullanılır. Triptofan,
beynin “iyi hissetme” kimyasalı olan serotoninin bir ön-maddesidir.
Özellikle et, balık, yağlı peynirler ve kurubaklagillerde bol miktarda bulunur. Triptofan
içermeyen bir diyet aynı zamanda depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, hormon eksiklikleri ve
düşük konsantrasyon seviyelerine yol açar ve düşük serotonin seviyelerine neden olur.
Antidepresan vitaminler
Folik asit gibi b grubu vitaminleri ile depresyondan korunmanız mümkün. Tabiki tüm besinlerde
olduğu gibi b grubu vitaminlerinin fazla tüketimi sonucu vücutta birikme ve organ harabiyetleri
yaşanabiliyor. Bu yüzden gün içinde bir ana öğünde özellikle ıspanak, semizotu ve maydanoz gibi
koyu yeşil yapraklı sebzeleri, ara öğünlerde ise mandalina, portakal, fındık, ceviz ve badem gibi
meyve ve yağlı tohumları tüketmek yeterli .
Folik asitin eksikliği başta seratonin düzeyini düşürerek depresif bir ruh haline girmenize
sebep olabilir.
Öğretici yağlar
Serotonin ve dopaminin reseptörlerinin büyük bir kısmı omega-3 yağ asitlerinden oluşuyor ve
Omega 3 yağ asitleri bellek gelişiminde ve ruh halinin iyileştirilmesinde önemli bir rol oynuyor.
Araştırmalar, düşük omega 3 seviyelerinin depresyon, karamsarlık gibi psikolojik bozukluklara
neden olduğunu göstermekle birlikte öğrenmenin zorlaşmasına da sebep olduğunu gösteriyor. Bu
yüzden özellikle çocukların haftada 2 kez balık tüketilmesi gerekiyor.. Omega 3 ün diğer kaynakları
ise; keten tohumu, ceviz, semizotu, kanola yağı, omega 3 ile zenginleştirilmiş yumurtalardır.
Mutluluk kaynağı kimyasal postacılar
Beyin fonksiyonlarından, nörotransmitter olarak tanımlanan (dopamin, serotonin, asetilkolin) ve sinir
hücreleri arasında bilgileri taşıyan kimyasal postacılar sorumludur.
Kimyasal postacılar mod, uyku, hafıza, odaklanma gibi fonksiyonları yerine getirirler. Bu kimyasal
postacıların yetersizliği veya dengesizliği durumunda motivasyon azalır ve alkol ve uyuşturucuya
karşı istek artar. Kimyasal postacıların yeterli düzeyde üretimi için gıdaların içerisinde bulunan bazı
besin öğelerine gereksinim vardır. Bu durumda belli bir kimyasal postacının fazla veya az üretilmesi
ne yediğinize ve yediğinizin içinde de gerekli besin öğesinin bulunup bulunmayışına göre değişir.
Kısaca beyin kimyası yetersiz ve dengesiz beslenmeye karşı çok hassastır.
Dopamin
Dopamin iyimser bir mod ve canlılık, duyusal bilgilerin beyne akışını kolaylaştırma, odaklanma ve
konsantrasyon, dilde akıcılık ve yaratıcılıkta artışa neden olan bir kimyasal postacıdır.
Serotonin
Serotonin, beyne ulaşan duyusal bilgi akışını azaltarak, sakinlik veren kimyasal postacıdır. Mod,
iştah, vücut sıcaklığı, uyku düzeni, yatıştırıcı, negatif düşüncelerden uzaklaştırıcı etkiye sahiptir.
Asetilkolin
Asetilkolin, diğer önemli kimyasal postacıdır. Hafıza yöneticisi olarak tanımlanır. Yetersizliğinde
derin olmayan tetik uyku durumu gözlenir. Serotonin gibi beyne dışarıdan gelen etkilere karşı filtre
görevi yaparak sadece önemli şeylere dikkat göstermemizi sağlar.
Tavuk, hindi, süt, yumurta, portakal, mandalina, kakao, kurubaklagiller, domates serotonin ve
dopamin düzeyini artırarak mutlu, sakin ve zinde hissetmenizi sağlar.
Bizi biz yapan şey aslında yediklerimizdir. Bu yüzden iyi bir mod için yediklerinize dikkat edin.
Diyetisyen Ayşegül Öztürk