Safra Kesesi Taşı Hastalığı

Yazar Oğuz Uğur AydınGenel Cerrah • 22 Kasım 2017 • Yorumlar:

 

Safra kesesikaraciğerin alt yüzeyinde yerleşmiş, yaklaşık 50- 60 ml hacmi olan bir organdır ve esas fonksiyonu safranın depolanmasını ve konsantre edilmesini sağlamaktır. Karaciğerde üretilen safra, safra kesesine gelir ve yemek sonrası özellikle yağlı gıdaların sindirimi amacıyla bağırsağa dökülür.Safra kesesi taşları 35 yaşından sonra ve kadınlarda daha sık görülür.

30-35 yaşlarından sonra ortaya çıkansafrakesesi taşı nedeniyle hastaneye yapılan başvuruların yaklaşık %25’i kanal tıkanmasına bağlı iltihaplar nedeniyledir. Safra taşları çoğu kolesterol içeriklidir.Safra kesesinde birden yüzlerle ifade edilen sayılara ulaşan taşlar mevcuttur.Sarışın kadınlarda, şişmanlarda, çok hızlı kilo verenlerde, uzun süre damar yolundan beslenenlerde, midesinin bir kısmı ameliyatla çıkarılmış olanlardasafrataşı sık görülür. Safra kesesikanseri nedeniyle ameliyat olanların yüzde 70’inde taşa rastlanır, bu nedenle “Porselen ya da kalsifiye taş oluşansafrakeselerinde şikayet olmasa bile ameliyat önerilir”

Hastalığın kalıtsal tarafı da vardır.Safra taşları;kesenin kanalını tıkayarak içeriğinin boşalamamasına, böylece kolesistit adını verdiğimiz iltihaplanmaya yol açabilir. Taşlar anasafrakanalını tıkayarak safranın kana karışması yani tıkanma sarılığına, pankreas kanalını tıkayarak pankreas bezi iltihabına (pankareatite) neden olabilir. Safra taşı olan hastaları %65-70’inde herhangi bir şikayet yoktur.Safra kesesihastalığına bağlı hastane başvurularının yüzde 20’si, ani gelişen taşın kanalı tıkaması sonucu oluşan kese iltihabı yani ‘akut kolesistit’tir. Bu hastaların yüzde 10’unda sarılık, kolanjit (dış safra yolları iltihabı), pankreatit gibi ağır komplikasyonlar görülür.”

 

Tanı Ve Tedavi

Günümüzdesafrakesesi hastalığı tanısı konulmasında en yaygın kullanılan yöntem ultrasonografi. Oral yolla verilen safra çamurunu azaltan bazı ilaçlar olumlu sonuçlar verebilir hastaların taşlar tekrar oluşur.

Safrakesesi taşına bağlı şikayeti olan hastalarda altın standart laparoskopik kolesistektomidir. Bu yöntemle gerçekleştirilen operasyonun özelliği; açık kolesistektomiye göre çok daha az ağrılı olması,hastanın sosyal hayatına çok daha erken dönmesi ve kısa hastanede kalıştır ( 1 gece). Safra kesesinin tümü alınır, böylece hastalık nüksü, yeniden taş oluşumu, kanser ve komplikasyon gelişimi olasılığı ortadan kaldırılmış olur. Safra kesesinin olmaması insanlarda ciddi hiçbir soruna yol açmaz.Safra Kesesi Taşı Hastalığı

 

Safra kesesikaraciğerin alt yüzeyinde yerleşmiş, yaklaşık 50- 60 ml hacmi olan bir organdır ve esas fonksiyonu safranın depolanmasını ve konsantre edilmesini sağlamaktır. Karaciğerde üretilen safra, safra kesesine gelir ve yemek sonrası özellikle yağlı gıdaların sindirimi amacıyla bağırsağa dökülür.Safra kesesi taşları 35 yaşından sonra ve kadınlarda daha sık görülür.

30-35 yaşlarından sonra ortaya çıkansafrakesesi taşı nedeniyle hastaneye yapılan başvuruların yaklaşık %25’i kanal tıkanmasına bağlı iltihaplar nedeniyledir. Safra taşları çoğu kolesterol içeriklidir.Safra kesesinde birden yüzlerle ifade edilen sayılara ulaşan taşlar mevcuttur.Sarışın kadınlarda, şişmanlarda, çok hızlı kilo verenlerde, uzun süre damar yolundan beslenenlerde, midesinin bir kısmı ameliyatla çıkarılmış olanlardasafrataşı sık görülür. Safra kesesikanseri nedeniyle ameliyat olanların yüzde 70’inde taşa rastlanır, bu nedenle “Porselen ya da kalsifiye taş oluşansafrakeselerinde şikayet olmasa bile ameliyat önerilir”

Hastalığın kalıtsal tarafı da vardır.Safra taşları;kesenin kanalını tıkayarak içeriğinin boşalamamasına, böylece kolesistit adını verdiğimiz iltihaplanmaya yol açabilir. Taşlar anasafrakanalını tıkayarak safranın kana karışması yani tıkanma sarılığına, pankreas kanalını tıkayarak pankreas bezi iltihabına (pankareatite) neden olabilir. Safra taşı olan hastaları %65-70’inde herhangi bir şikayet yoktur.Safra kesesihastalığına bağlı hastane başvurularının yüzde 20’si, ani gelişen taşın kanalı tıkaması sonucu oluşan kese iltihabı yani ‘akut kolesistit’tir. Bu hastaların yüzde 10’unda sarılık, kolanjit (dış safra yolları iltihabı), pankreatit gibi ağır komplikasyonlar görülür.”

 

Tanı Ve Tedavi

Günümüzdesafrakesesi hastalığı tanısı konulmasında en yaygın kullanılan yöntem ultrasonografi. Oral yolla verilen safra çamurunu azaltan bazı ilaçlar olumlu sonuçlar verebilir hastaların taşlar tekrar oluşur.

Safrakesesi taşına bağlı şikayeti olan hastalarda altın standart laparoskopik kolesistektomidir. Bu yöntemle gerçekleştirilen operasyonun özelliği; açık kolesistektomiye göre çok daha az ağrılı olması,hastanın sosyal hayatına çok daha erken dönmesi ve kısa hastanede kalıştır ( 1 gece). Safra kesesinin tümü alınır, böylece hastalık nüksü, yeniden taş oluşumu, kanser ve komplikasyon gelişimi olasılığı ortadan kaldırılmış olur. Safra kesesinin olmaması insanlarda ciddi hiçbir soruna yol açmaz.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)