Sağlıksız Atıştırmaların Çocuk Diş Sağlığındaki Olumsuz Etkileri
Yazar Ömer Pirinç • Ağız Diş Ve Çene Cerrahı • 13 Haziran 2021 • Yorumlar:
Dişler Ne Zaman Çıkmaya Başlar?
Doğum sonrasında ağız ve damak süt emmeye müsait olarak yaratılmıştır. Dişler ise ilk olarak anne karnında oluşmaya başlar. Süt dişleri bebek 6 aylık olunca çıkmaya başlar. 3 yaşına kadar tüm süt dişleri sırayla çıkar ve tamamı ağızda görünür. Böylece süt dişlerinin sayısı 20’ye ulaşmış olur. Bu çıkış bir sıraya göre olmaktadır. Süt dişleri yapısal farklılıklarından dolayı aşınmaya ve çürüğe daha yatkındır. 6 yaşına geldiğinde sıra daimi dişlere gelir.Daimi dişler ise kemik içinde anne karnındaki bir çocuk gibi bir kese içinde çıkacağı günü bekler.6 yaşına gelindiğinde süt dişleri yerlerini daimi dişlere bırakmaya başlarlar.Bu durum ortalama 13 yaşına kadar devam eder. Ağızda hem süt dişlerinin hem de daimi dişlerin yer aldığı 6-13 yaş arası bu dönem karışık dişlenme dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde süt dişlerindeki mevcut çürükler, yeni süren daimi dişlerin sağlığını da olumsuz etkiler.
Beslenmenin Ağız ve Diş Sağlığı Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Bebeklerin gelişiminde anne sütünün yerini başka hiçbir şeyin tutamayacağını biliyoruz. Bebeklerin doğal besini anne sütüdür. Hiçbir mama formülü anne sütü gibi sevgi, duyarlılık, şefkat veya felaketlerden, hastalıklardan kaçınma yollarına dair bilgi içermez bütün bu bilgiler anneden yani anne sütünden gelir.dolayısıylabebeklerin, en azından ilk altı ay anne sütü ile beslenmeleri diş ve çenelerin gelişimini, ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı biberon kullanımı gerekir.
Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır. Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir. Parmak emme, yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2 – 2,5 yaşına kadar izin verilebilir. Eğer parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılarak 3 – 6 yaş arasında bu alışkanlık mutlaka giderilmelidir. Solunum problemleri, çene gelişmesi üzerine olumsuz etki eder. Burundan değil de, sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa (bu durum uykuda daha iyi anlaşılır) muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.
Dünya geneli toplumlarda en çok görülen enfeksiyonDiş çürüğüdür. Diş çürüğü kısaca beslenme sonrasında gıda artıklarının dişlerimizin üzerinde kalması, uzaklaştırılamaması sonucu başlar. Ağız ortamımızda bulunan yerleşik mikroorganizmalar gıda artıklarının üzerine tutunarak,onlardan beslenerek dişleri çürütmeye başlar. Gıda artıkları ortamdan uzaklaştırılıncaya kadar bu durum devam eder. Diş çürüğü ilerlerse dişteki madde kaybı artarak ağrılar başlar, dolgu işlemi yeterli gelmeyerek kanal tedavisine hatta diş çekimine kadar gidebilir. Erken süt dişi çekimi istemediğimiz bir durum olup Alttan gelen daimi dişin sağlığını da olumsuz etkilemektedir. diş çürüğü ve tedavisinde beslenmenin önemi büyüktür. Özellikle doğal olmayan, hazır,katkılı yiyeceklerin diş çürüğü yapma riski daha fazladır. Bu besinleri mikroorganizmalar daha fazla severek diş çürüğü yapma etkinliğini artırır. Doğal, katkılı olmayan yiyecekler ile beslenme sonrasında dişler fırçalanmayı unutulsa bile diş çürüğü yapma riski daha azdır.
Ağız ve diş sağlığı açısından, çocukların her öğünde almaları gereken besinleri düzenli ve yeterli miktarda almaları büyük önem arz etmektedir. Ağız ve diş sağlığının devamlılığı açısından kahvaltıda yumurta, süt, peynir, yoğurt gibi hem besin değeri yüksek olan hem de diş gelişiminde ve dişlerin çürükten korunmasında önemli rol oynayan besinlere yer verilmelidir.Ayrıca portakal, elma, kivi gibi meyveler ile lahana, karnabahar, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzelerle, dönüşümlü olarak balık, tavuk, et ve et suyu katkılı yiyecekleri tüketmek gerekir. Özellikle peynirin yemek sırasında asidik olan ağız ortamını bazik hale getirmede ve dişlerin temizlenmesinde önemli bir rolü vardır. Bu nedenle kahvaltı sonrasında dişlerin fırçalanmadığı durumlarda en son peynir yenilmesinin diş çürüğünden korumadaki etkisi büyüktür. Ayrıca gece yatmadan önce dişlerin fırçalanmadığı durumlarda elmanın ısırılarak yenilmesi dişler üzerinde mekanik temizlik yaparak diş çürüklerinin önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Ana öğünlerde; fast-food tarzı beslenmenin yine ağız ve diş sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Süt ve daimi dişlerde çürük oluşumunu hızlandırırlar. Diş çürüğünün ilerlemesi sonucu dişlerde renkleşme ağrılar ağız kokusu hatta diş kaybına kadar gidebilir. Bu nedenle bu tür yiyeceklerin ve bunların yanı sıra asitli içeceklerin tüketiminin kısıtlanması gerekir. Cips, şekerleme, çikolata, bisküvi, kek, kola, dondurma vb. gıdaların esas yemek yerine ve çok miktarda tüketilmeleri mutlaka engellenmelidir. Özellikle çocuklar gündüzleri okul kantinlerinden bu tür yiyeceklere kolaylıkla ulaşabilmektedirler. Ancak bu yiyeceklerin yerine vitamin, protein ve kalsiyum içeriği yüksek ve aynı zamanda diş çürüğünden korunmada önemli katkıları olan meyve, ayran, süt, kuru üzüm, kuru kayısı, fındık, ceviz gibi yiyeceklerin tüketiminin sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Çocukluk çağındaki sağlıksız beslenme sonucunda çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar, ağız ve diş sağlığı üzerinde oldukça büyük problemlere neden olabilmektedir. Bilhassa tek tip beslenme dediğimiz; çikolata, bisküvi, börek, poğaça, tatlı ve gazlı içecekler gibi besinler, çocuğun gelişimine hiçbir yarar sağlamaz. Tam aksine bu tarz besinlerin içerdiği yüksek şeker oranları nedeniyle çocuklarda ağız ve diş sağlığı olumsuz yönde etkilenmektedir.
Çocuğumuz sağlıksız atıştırmalıkları çok seviyor ve vazgeçemiyorsa en azından miktarını azaltmalı ve tüketir tüketmez dişlerini fırçalamalıdır.
Çocukların Ağız ve Diş Bakımı İçin Ebeveynlere Tavsiyeler
Düzenli diş hekimi kontrolü, çocuğun diş hekimi ile ilişkisinden kaynaklanan bilinçlenme, diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çocuğun ileriki yaşlarda rahat etmesini sağlayacaktır. Anormal bir durum yok ise ilk diş hekiminin muayenesi 2 yaşına kadar bir kere yapılmalıdır. Daha sonra kontroller düzenli olarak 6 ayda bir yapılır.
Çocuklarda Diş Fırçalama Ne Zaman Başlamalıdır?
Bebek 6-8 aylıkken, ilk dişler ağızda göründüğünde, ağız bakımı işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişlerin çiğneme yüzeylerini temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ılık suyla ıslatarak silmek, yeterli olacaktır. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında) başlanması uygundur. Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur.Ancak ebeveynlerinin desteğiyle bu işlem gerçekleştirilebilir. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle fırçalamadan sonra Anne-Babanın kontrolü iyi olur.
Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece ikişer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterlidir. Her iyi alışkanlık gibi diş fırçalama alışkanlığı da çocukluk döneminde kazanılacağını unutmamak gerekir.
Bebeklik döneminde ve üç yaşına kadar çocuklarda diş macunu kullanımı önerilmez. Diş macunu kullanımına üç yaşından sonra başlanmalıdır. Ancak reklamlarda gördüğünüz gibi 3-5 cm. değil, bir leblebi kadar macun fırçalama için yeterli olacaktır. Diş macunu kullanımına başlandığı dönemde, diş macunlarından herhangi biri tercih edilebilir. Önemli olan çocuğun seçilen macunun tadını sevip istek duymasıdır. Fırçalama işleminde macundan çok, etkili bir fırçalama işleminin önemli olduğunu unutmamak gerekir
Çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak üretilmiş diş fırçaları kullanılmalıdır. Sert fırçalar dişleri aşındıracağı için kullanımı uygun değildir. Eskimiş bir süpürgeyle süpürme işlemi nasıl yapılamazsa, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz. Fırça kılları aşınır aşınmaz (Ortalama 6 ay) mutlaka değiştirilmelidir
Çene Gelişiminde Ebeveynlerin Dikkat Etmesi Gereken Konular?
Çocukların beslenmesi esnasında verilen gıdaların ısırılarak yenmesi büyük öneme sahiptir. Örneğin, meyvenin doğranarak verilmesi veya bazı besinlerin püre haline getirilmesi yerine meyveyi ısırarak, et ve et ürünlerini direkt olarak kemik üzerinden dişleriyle ısırarak yemesi gereklidir. Bunun nedeni, dişlerimizin ve alt-üst çenemizin çiğnedikçe yani kullandıkça gelişmesidir. Bu gelişim çocukluk çağında alt ve üst çenenin sağlıklı büyümesi için çok önemlidir Bu sayede tüm daimi dişler çenede sürecek yer bulur. Aksi halde çene tam gelişemez ve yeterli büyüklüğe ulaşamaz.Bu ise özellikle 20 yaş dişlerinin çıkması esnasında Keza bu dişler gömülü olarak kalıp daha büyük problemlere neden olabilir. Hepinize sağlıklı ve mutlu gülüşler diliyorum…