Sakin Bir Denizde Yelken Açmak: Öfke İle Baş Etme Becerileri

Yazar Gizem Dönmez • 16 Eylül 2024 • Yorumlar:

Öfke, herkesin zaman zaman yaşadığı doğal bir duygudur. Bu duyguyu doğuştan getiririz. Herkes ona karşı tepkili olsa da aslında öfke bizi korumak için hayatımızda. Öfke en çok adaleti sağlamak için oradadır. Eğer bir haksızlığa uğrarsak gelir, sınırlarımızı korumaya çalışır, memnun olmadığımız durumları değiştirmek ister. Yani bütün duygular gibi bizim iyi oluşumuza hizmet eder.

Öfkelenen bir çocuğu hepimiz bir görüşte tanırız. Beden kasılır, kaşlar çatılır, burun delikleri genişler, yüz kızarır. Bunları görünce bir öfke volkanının patlayacağını hemen anlarız. Öfkeyi bir görüşte tanısak bile, sebebi her zaman açık olmayabilir. Çocuklar türlü türlü şeylere öfkelenebilir. Hatta bazı anlarda neye öfkelendikleri bile belli değildir. Sebebi bilemeyen ebeveynler çocuğa yardım etmekte çok zorlanır. Mesela çocuğunuzu okul kapısında görmüşsünüzdür, gayet keyfi yerinde, arkadaşlarıyla yürüyordur. Arabaya biner ve bir anda, siz daha ne olduğunu anlamadan, herhangi bir sebeple öfkelenir. Bağırmalar, ağlamalar belki de vurmalar bu öfkeye eşlik eder. Bu senaryo size tanıdık mı? Büyük ihtimalle bir benzerini yaşamışsınızdır. O zaman gelin bildiğimiz ve bilmediğimiz öfkenin sebeplerine bakalım.

Öfkenin Sahneye Çıkışı

Öfke en temelde stres sebebiyle oluşur. Bunun yanında duygu okur yazarlığıyla da ilgilidir. İçte herhangi bir sebeple oluşan stres dışarıya atılmazsa, öfke olarak çıkacaktır. Bu stresin oluşmasında birkaç farklı faktör rol oynar. Bu faktörler şöyle genellenebilir.

Bağlanma: Anne ve çocuk arasında oluşan bağlanma modeli stresin oluşmasında çok etkilidir. En temelde bağlanma temel güven duygumuzla ilişkilidir. Eğer bebeğin ihtiyaçları anında karşılanmazsa, anne herhangi bir sebeple fiziksel/duygusal sebeple bebeğin yanında yoksa, ihtiyaçlarına karşı duyarlı değilse veya bebeğini rahatlatma yöntemlerinde zorlanıyorsa güvenli bağlanmanın gerçekleşmesi çok zordur. Araştırmalar güvenli bağlanan çocukların, güvensiz bağlanan çocuklara göre öfkelerini daha uygun kontrol ettiğini ve daha rahat bir şekilde duygularını düzenleyebildiklerini ortaya koymuştur.

Sınırsızlık: Çocuklar (Kesinlikle bebekler değil, burada 2 yaş üzeri çocuklardan bahsediyoruz) sınırlardan hoşlanır. Çünkü sınırlar hepimize kendini güvende hissettirir. Bizim için değerli olan şeyleri korumak isteriz, ihtimam gösteririz. Bu da karşımızdakine değerli olduğunu hissettirir. Ancak aşırı sınır, ceza ve beklenti de çocuğu boğacaktır. Eğer aşırı sınır uygulanır veya sınırlar çok gevşek tutulursa çocukta stres yaratır ve bu stres öfkeye dönüşür.

Travma: Çocuk sarsıcı ve korkutucu bir olay yaşadığında, bu olay bilinç dışında bir öfkeye sebebiyet verebilir. Çünkü yaşadığı olay çocuğun hayata, insanlara veya kendine karşı olan güvenini sarsmıştır. Bu olayla birlikte çocuk kırıldığı yere öfkesini yönlendirir. 

Dürtüsellik/DEHB: Dürtüsel çocuklar yapıları gereği engellemeye ve can sıkıntısına dayanamazlar. Ani hareket ettikleri için basit bir engelleme öfke yaratabilir. Dürtüsel çocuklar haz odaklı hareket eder, yenilgiye tahammülleri yoktur, ısrarcılardır ve beklemekte zorlanırlar. Zorlantı yaşadıkları bir durumda öfke ani bir patlamayla kendini gösterebilir. Dürtüselliğin yarattığı öfke diğerlerinden farklı olarak, biyolojik bir öfkedir. Özellikle bu çocukların öfkesi daha dikkatli şekilde ele alınmalıdır.

Depresyon/Mutsuzluk: Çocuklar mutsuz olduğunda ikincil duygu olarak ortaya öfke çıkar. Çocuğun hayatında bir şeyler doğru gitmediğinde, iki uçtan birinde tepki verebilir. Ya tamamen içe kapanarak ya da hareketlilik ve öfke ile. 

Sebepsiz Görünen Öfke: Kırık Kurabiye Metaforu

Aletha Solter bu gibi durumları anlamamız için “Kırık Kurabiye” metaforunu kullanır. Düşünün ki, çocuğunuzun içinde birikmiş bir sürü duygu var: mutluluk, üzüntü, öfke, heyecan... Bu duygular, tıpkı bir kurabiye hamuru gibi, içinde birbirine karışmış durumda. Günlük hayatın koşturmacası, uyku düzeninin bozulması, yeni bir kardeşin gelmesi, ebeveynlerin ilişkisi gibi birçok faktör bu hamurun kabarmasına ve içindeki duyguların yoğunlaşmasına neden olabilir.

Kırık kurabiye, bu duygusal yoğunluğun dışa vurumu olarak karşımıza çıkar. Çocuğunuzun kırık bir kurabiye gördüğünde ağlaması, asıl olarak içinde biriktirdiği o büyük duygusal yükün taşmasıdır. Kırık kurabiye sadece bir tetikleyicidir, asıl sorun kurabiyenin kendisi değil, içindeki o kabarık hamurdur. Doğal olarak ilgilenmemiz gereken yer de kurabiye değil, altında yatan sebeplerdir. 

Dikkat!

En başından beri söylediğimiz gibi öfke normal bir duygudur ve genellikle çocuk için yolunda gitmeyen durumların sonunda ortaya çıkar. Anlaşılmama, aşağılanma, haksızlığa uğrama, yalnız, değersiz, yetersiz hissetme, travma gibi durumların sonucunda çocuğu korumak için varlık gösterir. 

Aslında Öfkeyi çocuğun dilinden tanımlarsak öfke “Ben bu dünyada zarar gördüm” demektir. 

Eğer çocuklar; diğer insanlara zarar verme davranışı gösteriyorsa, arkadaşlık ilişkileri veya ev ilişkileri belirgin şekilde bozulduysa, ebeveyni veya öğretmeniyle (ya da diğer otorite figürleriyle) sıklıkla tartışmaya giriyor hatta onları gıcık etmeye çalışıyor gibi davranıyorsa, haftada birkaç kez tekrarlanacak şekilde kavga ediyor, fiziksel veya duygusal yaralar alıyor/veriyorsa kırmızı bayrak-uyarı noktasında demektir. Bu gibi durumlarda mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. 

Öfke Patlamalarından Sakin Bir Deniz Geçiş: Neler Yapabiliriz

  • İlk yapılması gereken şey çocuğun öfkesinin altındaki ihtiyacı anlamaktır. Eğer sebebi bilirsek, sonuca daha hızlı ulaşırız. Çocuk yeni gelişen bir durumdan mı etkilendi, yoksa travmatik bir yaşantısı mı tetiklendi, genel olarak mutsuz mu görünüyor, yoksa sınırlarımız çok fazla veya az mı bunu görmeye çalışın.

  • Çocuğunuzun öfkelenmesine izin verin. Öfke normaldir, istenmeyen şey saldırganlıktır. Bu konuda sınırınızı net ifade edin.

  • Öfkeyi geçiştirmeye çalışmayın. Dikkat dağıtmak, küçümsemek, dalga geçmek veya öfke anında yalnız bırakmak problemi o an çözse bile, altındaki sebebi daha çok güçlendirecektir.

  • Öfke en temel duygularımızdan biridir. Öfkeyi sağlıklı yaşamanın yolu da duygularla ilgili pratik yapmaktan geçer. 

  • Duygu pratiğinde ilk adım öz farkındalık oluşturmak. Öncelikle kendinize dönün duyguları ne kadar tanıyorsunuz, günlük hayatınızda ne kadar süre ayırıyorsunuz duygularınıza, kabul edemediğiniz duygularınız var mı, öfkeyle ve üzüntüyle nasıl baş ediyorsunuz, bu duyguları yaşamak için kendinize izin veriyor musunuz? Bunlardan sonra çocuğunuzun öfke anında siz nasıl hissediyorsunuz kısmını düşünebilirsiniz.

  • Gün içi konuşmalarınızda duygu ifadelerine yer verin, çocuğunuza olayları değil duyguları sorun, duyguları vurgulayın ve gerçekten onun duygularını anlamaya çalışın.

  • Sınırlarınız çok fazlaysa esnetin, çok azsa arttırın. Unutmayın sınır demek, güvenlik demektir. 

  • Çocuğunuzla sakinleşme pratikleri yapabilirsiniz. Nefes almak, yürüyüşe çıkmak veya size iyi gelecek, zor bir anda baş vurabileceğiniz kaynaklarınızı belirlemeye çalışın.

  • Dilinizi değiştirin. Eğer eleştirel yaklaşıyor, kıyaslıyor veya her hatasını düzeltmeye çalışıyorsanız; daha destekleyici ve kabul edici yeni bir dil yaratın.

  • Daha çok ilgi gösterin. Çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz sürenin kaliteli olmasına özen gösterebilirsiniz. Hayattaki hiçbir şey ilişkinizden önemli değil, bu kuralı unutmayın.

  • Çocuklarınızın öfke anında söylediklerinin gerçek olmadığını aklınızda tutun. “Seni sevmiyorum, çok pissin, kötü bir anne/babasın” dediğinde aslında kendi dilinde o anki öfkesini anlatmaya çalışıyor. Bu söylemleri içselleştirmeyin. 

  • Başa çıkamadığınız, ilişkinizi bozan her durumda destek almaktan çekinmeyin. Bir uzmanla görüşmek ilişkinize yapacağınız en iyi yatırım olabilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Gizem Dönmez Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Aile Danışmanlığı, Psikoloji Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)