Salgınının Psikolojik Etkileri ve Psikolojimizi Koruma Yolları
Yazar Burcu Aksongur • Psikolog • 29 Nisan 2020 • Yorumlar:
Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgını fiziksel sağlımızı olduğu kadar psikolojik sağlımızı da etkisi altına almaktadır. İnsanoğlu yeni bir durumla karşı karşıya ve daha önce bilmediği bu durumla baş etmek zorunda. Doğal olarak bu salgın hastalık milyonlarca insanın psikolojisini de olumsuz yönde etkiliyor. Genellikle iki yönde bir tepkinin geliştiğini gözlemliyoruz ya hastalığı hafife alma ya da yoğun düzeyde kaygı ve panik durumları. Koronavirüs salgını (COVID-19) hem insanlar ve hem de topluluklar için stres faktörü olmaktadır. Hastalık hakkındaki korku ve kaygı bunaltıcı ve yetişkinlerde ve çocuklarda yoğun duygulara neden olabilmektedir. Bu süreçte ve sonrasında ortaya çıkabilecek psikolojik etkileri en aza indirebilmek için bazı önlemler almamız gerekiyor.
Öncelikle içinde bulunduğumuz durumun stres ve endişe yaratmasının normal olduğunu belirtebiliriz. Temelde tüm insanların güvenlik duygusuna ihtiyacı vardır. Kendimizi güvende hissetmek isteriz. Günlük yaşantımızın alışkanlıkları, yaşam şeklimiz bu duyguyu düşünmeden de güvende hissetmemizi sağlar. Bazı tehlikelerin etrafımızda olduğunu bilsek de esasen güvende olacağımız durumlar yaratırız. Koronavirüs salgını ise birden bire ortaya çıkan, daha önce karşılaşmadığımız ve günlük yaşantımızda birçok değişikliği beraberinde getiren, dışarıda somut bir tehlikenin olduğu deneyimini yaşamamıza neden olmaktadır. Günlük yaşantımızda, işyerimizde, okulda, markette, kafelerde vs. tehlikede olduğumuz bilgisi temel güvenlik duygumuzu sarsmıştır. Bu nedenle stresli ve endişeli hissetmemiz normal bir tepkidir. Herkes stresli durumlara farklı tepki gösterebilir. Belirsiz bir duruma verilen tepki, kişi üzerindeki duygusal etkisi, kişinin özelliklerine ve deneyimlerine bağlı olabilir. Yaşanılan sürecin en önemli psikolojik etkisi; derin bir güvensizlik ve endişe duygusunun kendini göstermesidir. Burada belirsizlik duygusunun da büyük bir payı var. İnsanı psikolojik olarak en çok hırpalayan, endişelendiren durum genellikle belirsizliktir. İnsanın katlanmakta en çok zorlandığı durum belirsizlik durumudur.
Tüm bu olumsuz durumlara nasıl önlem alabiliriz ve fiziksel ve psikolojik sağlığımız nasıl koruyabiliriz?
-
Medyada salgınla ilgili görüntüleri ve haberleri tekrar tekrar izlemek hissedilen sıkıntının artmasına neden olabilir. Sosyal medyayı bir haber alma kaynağı olarak kullanmak doğru değildir. Güvenilir kaynaklardan bilgi almak hem güvende hissetmemizi sağlar hem de yalan ya da abartılı haberlerden kaçınmamızı sağlar. Bu süreçte genel bilgileri almak ve bunları uygulamak yeterli olacaktır.
-
Yaşanılan bu süreçte stresle hepimiz baş etmeye çalışmalıyız. Ailemiz, akrabalarımız ve dostlarımızla internet üzerinden ya da telefonla da olsa iletişimimizi sürdürmeliyiz. Vakit bulamadığımız hobilerimize zaman ayırabilir veya yeni hobiler edinebiliriz. Daha çok sürece odaklanarak ilgi duyduğumuz konularda okuma ve öğrenme, kendimizi geliştirme fırsatı olarak görebiliriz.
-
Uyku ya da yeme düzeninde değişikliklerden uzak durmak önemlidir. Sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, düzenli uyku psikolojik sağlığımızı da korumaktadır. Alkol, tütün, kafein ya da diğer ilaçların kullanımını da artırmamaya dikkat etmeliyiz.
-
Bu durum geçecek, bunu sık sık kendimize hatırlatmalıyız. Rahatlamak için kendimize zaman ayırmalıyız. Normal yaşamımıza dönmek için hoşlandığımız diğer etkinlikleri yapmak faydalı olacaktır. Endişelerinizi ve nasıl hissettiğinizi bir arkadaşınız ya da aile üyelerinizle paylaşabilirsiniz. Gerekirse yardım talep edebilirsiniz.
-
Umut edin ve olumlu düşünün. Olumsuz düşünmenin, zaten zor olan bir süreçte, size ve çevrenize bir katkısı olmayacaktır.
Çocuklara nasıl yardımcı olabiliriz?
Ailelerin bu konuda yapması gerekenlerden bir tanesi, çocuklara bunun yaşanabilecek bir süreç olduğunu doğru aktarmak, onlarla COVID-19 salgını hakkında konuşmak olacaktır. Çocuğunuzun anlayabileceği şekilde koronavirüs hakkındaki soruları yanıtlayın ve gerçekleri dramatik olmayan bir şekilde paylaşın. Kafasındaki soru işaretlerini onları güvende hissettirerek yanıtlayın. Üzgün ve sıkıntılı hissetmeleri halinde, bunda yanlışlık olmadığını belirtin. Güvende olduğunuzu ve onların da güvende olduğunu sık sık dile getirin. Onları anladığınız belirtin. Sizden nasıl başa çıkacaklarını öğrenebilmeleri için kendi stresinizle nasıl başa çıktığınızı onlarla paylaşın. Çocuklar için en önemli rol model sizsiniz. Siz sakin ve güvenli bir şekilde başa çıkarsanız onlarda güvende hissedecektir.
Çocuklara arkadaşlarıyla iletişim kurabileceğini ve sosyal ortamlara zamanı geldiğinde girebileceğini söyleyebilirsiniz. Teknolojiyi ve internet araçlarını bu dönem kullanmak şart oldu. Uzaktan izleme(monitoring) yoluyla ve belli sınırlar içerisinde kontrolü tam olarak bırakmadan, arkadaşları ile iletişim kurmaları için teknolojiden faydalanmalarına izin vermelisiniz. Çünkü arkadaşlarını özlüyorlar ve duygularını arkadaşlarıyla paylaşmaları çok önemli. Benzer duyguları tüm arkadaşlarının yaşadığını bilmek onlar için süreci normalleştirecektir.
Bu süreci tüm insanlık olarak; en az kayıpla, birbirimize destek olarak, iyilikle, birlik ve beraberliğin gücüyle sağlıklı atlatabilmemiz dileğiyle.