Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm)
Yazar Emine Çınar • 12 Aralık 2023 • Yorumlar:
Tedavisi: İki Olgu Eşliğinde Tartışma Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi : 21(2) 2014: 123-130 Selektif mutizm DSM-5 tanı ölçütlerine göre:
“Başka durumlarda konuşuyor olmasına rağmen konuşmanın beklendiği özgül toplumsal durumlarda (örn. Okul), sürekli bir biçimde, konuşamıyor olma; bu sorunun eğitim ya da işle alakalı başarıyı engellemesi ya da toplumsal iletişimi bozması; en az bir aydır var olması (Okulun birinci ayı ile sınırlı değildir.); konuşamıyor olma, söz konusu toplumsal durumlarda konuşulan dili bilme ya da o dilde konuşamama ile ilişkili değildir; bu sorun mesela çocuklukta başlamış akıcılık bozukluğu olarak iletişim bozukluğu ile açıklanmaz ve yalnızca otizm açılımı kapsamında bozukluğun, şizofreninin ya da psikozla giden başka bir bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamıştır.” şeklinde açıklanmıştır.
Neyin selektif mutizme neden olabileceği tam olarak bilinmemekle sosyal öğrenme, travmatik yaşantılar, annebaba tutumları, dil gelişim sürecinde yaşanan sorunların selektif mutizme neden olabileceği düşünülmekle birlikte mizacın da bunlara etki edebileceği düşünülmektedir.
1980 yılında yapılan bir çalışmaya göre selektif mutizme neden olan faktörler çocuk ile anne arasında oluşan güçlü bağ ile simbiyotik, kendi sesini duyma sonrası oluşan konuşma fobisi, travmaya bağlı tepki ve pasif agresyon olarak dört farklı şekilde kategorize edilmiştir.
Okul öncesinde başlamasına rağmen bu durumun fark edilmesi genellikle okul çağında olur.
Bir diğer bakışa göre gelişimsel bozuklukların ve varolan psikotik hastalıkların da konuşmazlığa sebep olduğu düşünülebilmektedir. Bununla birlikte bir aydan daha fazla bir süre içerisinde çocuğun sosyal ortamlarda ve okulda konuşmaması aileleri tanı alma ihtiyacına yöneltmektedir.
Terapilerde direnç görülebilirken güven ve iletişim kurmak için zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Bu güven ile iletişim sözel olmasa da başlamış olacaktır.. Bahsedilen direncin çift taraflı olduğu fark edildiğinde tekrar gözden geçirilmesi gereken noktalar olduğunu terapist olarak hatırlatmamız gereklidir. Oyun esnasında anda kalmak ve ikili farkındalığa sahip olmak; terapist olarak hem oyunun içinde hem de oyunun dışında çocuğu korumak adına oldukça önemlidir.
Deneyimsel oyun terapi seanslarında çocuğun iyileşme hızına ayak uydurmak, güçlü yönlerini keşfetmek, çocuğun liderliğine uymak ve aileye de eş zamanlı olarak rehberlik etmek terapi sürecine yardımcı olacak faktörlerdendir.
Özellikle yönlendirilmemiş bir terapi yöntemi olması çocuğun konuşma konusunda zorlanmadan, kabul eden bir taraftan ve olduğu gibi kabul edildiğini fark etmesi ile iletişim yolları kendiliğinden inşa edilecektir. İstemeden de olsa ailelerin sıklıkla günlük hayatta yaptıkları zorlamalar, ikna ve yapabileceği yönündeki söylemler çocuğun içine kapanmasına, kendine yönelmesine hatta çökmesine neden olabilmektedir.
Sıradan bir oyun olmayan deneyimsel oyun terapisi çocukların kendi yaşadıklarını karşı tarafa hissettirebilmesi sonrasında ifade etme özgürlüğü ile kendilerini iyileştirmelerini sağlayan bir araçtır.
Kaynak:
Amerikan Psikiyatri Birliği (2013) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı (Çev. Ed.: E Köroğlu) Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2013.
Hayden T L. The classification of elective mutism. Journal of American Academy of Child Psychiatry, 191.1980:118-133.
Hultquist AM. Selective mutism: Causes and interventions. Journal of Emotional & Behavioral Disorders, 3.1995.(2): 100- 107
Perçinel İ, Yazıcı KU. Okul Öncesi Dönem Selektif Mutizm Vakalarında Fluoksetin