Şeker Farkındalığı
Yazar Okan Gül • Diyetisyen • 26 Ocak 2020 • Yorumlar:
Diyabet halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen bir hastalıktır. Diyabet anlık oluşabilecek bir hastalık değildir. Eğer ki fazla kiloluysanız, günlük beslenme düzeninizde karbonhidratlar dediğimiz (ekmek,pilav,makarna,meyve,hamur işleri, şeker ve şeker içeren gıdalar vb. ) besinleri dengesiz ve sık tüketiyorsanız bu durum diyabet hastalığına aday olduğunuzu gösteriyor demektir.
Diyabet hastası olmadan önce sık karşılaşılan durumlar olan insülin direnci, düşük şeker (hipoglisemi) , gizli şeker gibi öncü hastalıklarınız mutlaka vardır. Peki korkmalı mıyım bu hastalıktlardan ? Tabiki de cevap: Hayır! Sadece işi uzmanına bırakıp ardından beslenme eğitimleri alarak işin uzmanı olmalısınız.
Diyabet’i bir hastalık olarak tanımlamaktan çok içinizdeki, sizi sürekli olumsuza yöneltmeye çalışan zıpır bir çocuk olarak değerlendirmelisiniz. Bu çocukla iyi geçinirseniz sizi uzun yaşatacağını, kötü geçinirseniz ise sizi öldürmeyip süründüreceğini bilmeniz gerekmektedir.
İçinizdeki zıpır çocuk size sürekli hadi tatlı yemelisin, asla doymuyorum ben gibi konuşmalar yapıyor öyle değil mi ? Bu çok normal çünkü diyabetliler metabolizmaları gereği sürekli hücresel açlık yaşarlar.
Örneklendirmem gerekirse; günün erken saatlerinde, geleneksel kahvaltımız olan peynirimizi,yumurtamızı, ekmeğimizi, zeytinimizi, çayımızı tüketmeden besin içeriği zayıf bir kahvaltı seçtiniz. Yani sadece simit veya poğaça yediniz, yine başka bir örnekle; Sabah uyanır uyanmaz canınız kahvaltı yapmak istemedi ve akşam misafirlikten kalan tatlı gözünüze ilişti afiyetle gidip onu yediniz. O gün çok kısa aralıklarla acıkacağınızı bilmeniz gerekmektedir. Ve her acıktığınız zamanda canınızın özellikle tatlı isteyeceğinide unutmayın. Bunun tek bir sebebi var. Hücrelerin çok aç ! İşte bir diyabetlinin hayatı tamamen bu şekilde geçer.
Çözümü aslında çok kolay. Sadece vücudunuzun eğitmeni olmanız gerekiyor, içinizdeki o çocuğa iyi bir eğitim vermeniz gerekiyor. Vücudunuzun ihtiyaçlarını dinlemeniz gerekiyor. Vücudun fabrikası olan karaciğerinize de biraz daha fazla kulak vermeniz gerekiyor. Bunu ilaçla değil doğayla, besinlerle planlamayı öğrenmeniz gerekiyor.
Öneriler:
- Hastalıklardan sakın korkmayın! Ruhunuzu dinleyin.
- Ölümsüz tek şey olan, doğru bilgiye, zihninizin kapılarını aralayın.
- Hazlarınıza yenik düşmeyin! Çünkü o sadece dakikalar sürecek. Bir ömrü heba etmeyin.
Dünya Sağlık örgütünün de dediği gibi Ruhun, Bedenin ve Sosyal yönlerin güçlüyse sen sağlıklısın Unutma !