Sen Yeter Ki Öğret Bana, Anne!
Yazar Ebru Demir Kara • Psikolog • 29 Ağustos 2018 • Yorumlar:
Pestalozzi’nin dediği gibi “bir çocuğun eğitimi bir çiçeğin eğitimi gibidir.” İlgi özen beceri isteyen bir iş sadece kurallara yöntemlere dayanmıyor, kitaplarda öğrenilmiyor, özveri istiyor. Beni bir düşünsenize yetişkinler yani bir çiçeği☺, önce toprağı kazır tohum ekersiniz. Çiçek açması için uygun koşulların sağlanması gerekir. Zamanında sular gübrelerseniz çiçek açar. Çok dokunup örselenirse de, bir köşede bırakılıp unutulursa da bir çiçek kurur. Ben de bir çiçek gibiyim, her şeyi kararınca ben de isterim.
Kardeşimle bir oyuncağı paylaşamayıp kavga etmeye başladığımızda sen geldin, bana her şeyi öğretmek isteyen ancak uygulamada zaman zaman yetersiz kalan ah benim güzel annem güzel babam. İşte sen, o an geldiğinde yüzün birkaç gün önce yemeği ocakta unuttuğunda çok sinirlenip söylenirken bana gösterdiğin tencerenin dibi gibi kapkara, ellerin bu yüz ifadesini takındığında hep olduğu gibi sadece şişman parmağın yanındaki havada diğerleri sımsıkı kapanmış, sesinse yağmurlu havalarda çıkan o korkunç ses gibi, son kulağıma gelen sesse genelde “yeter artık gidin odalarınıza!”
Sana cevap verdiğimde daha da kızgın olabiliyor, bazen bana ceza verebiliyorsun.Yemek yemediğimde ceza, akıllı durmadığımda ceza, ilacımı almadığımda ceza, derslerimi yapmadığımda ceza, sizinle görüşlerimiz ayrıldığında ceza… oysa ben bir canlıydım belki bunu unutmuştunuz. 5 yıllık hayatımda bu sözcüğü ilk ne zaman duyduğumu hatırlamıyorum ama hep bir yerler de vardı. Bu davranış şekline otoriter-cezacı anne baba tutumu dendiğini çook ilerde öğrenecektim.
Otoriter anne-baba tutumlarında; anne babanın, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı bir yol izlediği, çocuklarını kendi kurallarına uymaları ve saygılı olmaları konusunda uyardıkları görülür. Bu tutum, yetersiz sosyal gelişimin nedenidir. Böyle bir ortamda tartışmaya yer yoktur. Ana-baba düşüncesini, “Bunu sadece benim söylediğim şekilde yapacaksın, o kadar. Ben anneyim / babayım, sen ise çocuksun” cümlesiyle sınırlar ve istediklerinin yapılması için çocuğu zorlar. Çocuğun istek ve gereksinimlerini dikkate almaz. Anne baba olay yerine sinirli gelmekte ve bir savcı gibi ayrıntıları inceleyip haklıyı haksızı ayırt etmek için uğraş vermektedir.
Paylaşılmayan oyuncak ve kardeşlerin tartışması yerini anne babanın öfkesine bırakır. Kardeş kavgası ikinci plana düşer, sorun oyuncağın paylaşılmaması değil birbirlerine edilen hakaretler saygısızca sarfedilen sözcükler olur. Anne baba -ilk kim almıştı? –biriniz bana yalan söylüyor –cezalısınız defolun odalarınıza gibi çözümden uzak ifadeler derin yaralar bırakacaktır.. Anne baba otoritesiyle problemi çözmüştür ancak çocuk ne öğrenmiştir?
Evet istenmeyen davranış durmuştur, kavga sona ermiştir ancak çocuk problem çözme becerisini, sorumluluk bilincini öğrenememiştir. Çünkü tüm kararları anne baba vermiş, çocuk problem çözme süreci dışında bırakılmıştır. Anne babanın aşırı disiplini, baskısı altında olan çocuk sessiz çekingen küskün bir kişilik yapısına sahip olurken, sevgiyi esirgeyerek denetlemenin egemen olduğu ailelerdeki çocuklar ise kaygılı isyankar olabilmektedir.
Otoriter cezacı bir aile ortamında yetiştirilen çocuklarda, anne-babaya sevgisizlik, insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmama, kavgacı ve geçimsiz olma, duygularına hakim olamama, alınganlık, birden parlayıverme, güvensizlik, yersiz korku ve kaygılar gibi özelliklere rastlanabilmektedir.
Siz cezacı otoriter anne baba tutumuna mı sahipsiniz düşünedururken ben isteklerimi sıralamaya başlayayım size,
Anne baba,
-Tüm haklarımı elimden alıp ceza vermek yerine bana problem çözme becerisi kazanmam için fırsat ver, kendi problemimi çözmemi öğret bana
-Hoşunuza giden şeyler yaptığımda değil beni bir işte başarısız olduğumda da sevdiğinizi gösterin, koşulsuz sevgiyi öğret bana
-Sorumluluk almama izin ver, ilerde bir ailenin sorumluluğunu almayı öğret bana
-Yüksek sesin tehlike olmadığını öğret bana,
- Karşıdakini dinlemenin birey olmak olduğunu, benim bir canlı olduğumu öğret bana
Sen yeter ki öğret bana, ben hazırım benzemeye sana…