Septoplasti ( Burun Kemiği Eğriliği Ameliyatı)

Yazar Mahmut UzutKulak Burun Boğaz Doktoru • 24 Kasım 2020 • Yorumlar:

Her iki burun deliğini burnun tam ortasında birbirinden ayıran kıkırdak ve kemik’ten oluşan bölüme septum adı verilir. Septumun doğuştan olan veya sonradan oluşan herhangi bir yerindeki eğrilik burundan nefes almayı zorlaştırabileceği gibi eğri olan taraftan hiç nefes alamamaya da sebep olabilir. Bazen burun kemiğindeki bu eğrilikler birden fazla bölgede mevcut olup her iki burun deliğinden de nefes almayı engelleyebilir. Burun kemiğindeki eğrilikler burnun kenarlarında var olan konka dediğimiz burun etlerinde genellikle büyümeye sebep olur ve burundan nefes alma daha da zorlaşabilir. Burundan rahat nefes alamayan kişilerde, ağızdan solumaya bağlı olarak boğazda kuruluk, gece horlamaları, çok sık boğazda enfeksiyon gelişmesi, boğazda sürekli takılan bir şey varmış hissi, ağız kokusu, diş ve diş etlerinde problemler oluşması gibi birçok istenmeyen problemler gerçekleşebilir. Bazen horlamaya ek olarak apne dediğimiz yani uykuda belli bir süre nefes alamama durumu da görülebilir. Apne; gün içi yorgunluk, uyuklama hali, dikkat eksikliği ve daha da önemlisi kalp ile ilgili ritim bozukluklarına sebep olabileceğinden altındaki sebep düzeltilmesi gereken ciddi bir sağlık problemidir. Burun kemiği eğriliği ameliyatı tip dilinde septoplasti olarak tanımlanır ve bu ameliyat burun içinden küçük bir kesi ile gerçekleştirilir. Septoplasti ameliyatı insan vücudunda kemik gelişimi 18 yaşına kadar devam ettiğinden dolayı 18 yaşın altındaki kişilere uygulanmaz. Fakat kişide apne problemi varsa bu yaş sınırı aşağı çekilebilir.

Burun ucu ameliyatı

Burun ucunu oluşturan yapılar her iki burun deliğimizi oluşturan c şeklindeki kıkırdaklar ve bunların burnun ortasında birbirine temas eden bölgedeki kıkırdak ve kemikten oluşan septum dediğimiz yapının ön kısmı oluşturmaktadır. Bu kıkırdaklar şekli ve bulundukları konum itibariyle burun ucunun görselliği ve burnun fonksiyonu açısından önemli yapılardır. Bu kıkırdaklardaki gerek doğuştan olan gerekse sonradan meydana gelen yapısal ve konumsal problemler hem burundan rahat nefes almamıza engel olabilir hem de estetik açıdan burunda göze hoş gelmeyen görüntüye de sebep olabilir. En sık karşılaşılan burun ucu problemleri şu şekilde değerlendirilebilir ; çökük burun ucu, bir tarafa doğru eğrilmiş burun ucu, yuvarlak burun ucu, aşağı doğru sarkmış burun ucu, aşırı sivri olan burun ucu olarak sınıflayabiliriz. Burun ucu ile ilgili bu saydığımız problemler tek başına var olabilir veya burnun başka problemlerine eşlik edebilir. Bayanlarda ve erkeklerde burun ucu cinsiyete göre farklılık göstermekle beraber dudaktan belli bir açıyla hem öne doğru hem de yukarı doğru olması gereken pozisyonda olmalıdır ki hem görsel olarak hem de fonksiyonel olarak görevini yerine getirmiş olsun. Burnun üst dudakla birleştiği yerden küçük bir kesi ile bu problemlerin hepsi ameliyatla düzeltilebilir.

Burun eti ameliyatı (konka cerrahisi)

Konka denilen burun etleri herkeste var olan sonradan oluşmayan burun kenarlarında bulunan etlerdir. Bu etler içlerinde var olan bir kemik ile burnun yan duvarına içerden tutunmuşlardır. Burun etleri soluduğumuz havanın ısısını ve nemini ayarlamakla görevlidirler. Ayrıca üzerinde bulundurdukları reseptör dediğimiz algılayıcılarla burundan geçen havanın beyin tarafından algılanmasını sağlamaktadırlar. Burun etleri eğer olması gerektiğinden daha fazla büyükse burundan nefes almayı engellerler. Çok sık sinüzit problemi olanlar, alerjik burun hastalığı olanlar, burunda kemik eğriliği olanlarda genellikle burun etlerinde de büyüme meydana gelir. Eğer ilaç tedavisi ile burun etleri küçülmüyorsa ve nefes almaya engel oluyorsa ameliyatla küçültülmeleri gerekecektir.

Dolgu&botox

Yaşlanmayla beraber ciltte bazı değişiklikler meydana gelir. Cilt altındaki yağ dokusunda azalma, cildin destek yapılarında zayflama ve azalma cilt tabakalarındaki atrofi dediğimiz bozulmalar bunların başlıcalarıdır. Bu değişimler ciltte kırışıklıklara ve sarkmalara neden olmaktadır.  Yüz bölgesinde en çok kırışıklıkların görüldüğü bölgeler ağzın her iki köşesinden aşağı doğru inen bölge, çene ile dudak arasında kalan bölge, her iki burun kanadından aşağı doğru uzanan bölge,  göz kenarlarında bulunan bölge, her iki kaş arasında kalan bölge ve alın bölgesidir. Yaşla beraber ortaya çıkan bu kırışıklıklar dolgu maddeleriyle düzeltilebilmektedir. Dolgu maddeleri le ayrıca yanaklar, dudaklar ve çeneye hacim yani dolgunluk kazandırılabilmektedir. Mevcut olan dolgu maddeleri içerdikleri etken maddeye ve vücutta kalma sürelerine göre çeşitlilik arz etmektedir. Gerek vücuda uyumu bakımından gerekse de az yan etkileri bakımından en çok tercih edilen madde hyalüronik asittir. Dolgu maddesinin etkinliği hemen uygulandıktan sonra görülebilir. Dolgu maddeleri ile daha genç ve canlı bir yüze sahip olabileceğiniz gibi yanaklarınıza, dudaklarınıza ve çenenize dolgunluk kazandırarak daha güzel bir yüze sahip olabilirsiniz. 

Kulak zarı ameliyatı

Kulak zarı orta kulak boşluğu ile dış kulak kanalını birbirinden ayıran ve işitmemizde rol alan yapılardan biridir. Kulak zarındaki delinmeler genellikle çocukluğunda çok sık kulak iltihabı yaşamaya, kulağa fazla basınç uygulanmasına (kulağa tokat gelmesi, suya dalmak, uçak yolculuğunda vb.)  veya kulağı bir şeylerle karıştırmaya bağlı istemsiz olarak gelişebilir. Kulak zarı bütünlüğündeki bozulmalar yani kulak zarında delik oluşması hem işitme kaybına hem de orta kulağı dış ortamdan koruma görevinin kaybolmasına bağlı çok sık kulak iltihaplanmalarına sebep olabilir. Kulak zarındaki delikler bazen kulak kemiğini eriten iltihap dokularının oluşmasına da sebep olabilir ki bu durum oluştuğunda daha geniş ve risk içeren kulak ameliyatı olmamıza sebep olabilir. Ayrıca kulağa su kaçırmamak için banyo yaparken, havuza denize girerken sürekli kulağı koruma psikolojisi kişinin hayat kalitesini etkileyebilir. Kulağın arkasında kesi oluşturulup kulağın hemen üzerinde bulunan kastan zar alarak kulak zarındaki delik ameliyatla kapatılabilir. Böylece hem daha iyi duymaya başlarsınız hem de her seferinde kulağınızı sudan korumak zorunda kalmazsınız.

Sinüzit ve polip ameliyatı (fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi)  

Sinüzit burnun etrafında yerleşen, yüz kemiğinde yanaklarda, alında ve burnun arka kısmında var olan sinüs dediğimiz kemik boşluklarının iltihaplanmasına denir.  Nasal polip ise normalde var olmayan, burun alerjisine, sık geçirilmiş sinüzitlere veya burundaki darlıklara bağlı sonradan oluşan beyaz renkli etlerdir. Polip dediğimiz bu etler hiçbir şikayet yapmayacak kadar küçük olabileceği gibi nefes ve koku almamıza engel olacak kadar burnun her tarafını dolduracak kadar büyük olabilirler. Sinüzit problemi kronikleşmişse, yeteri kadar ilaç tedavisine rağmen düzelmiyorsa veya çok sık sinüzit geçirilmesine sebep olan burun içinde yapısal bir problem varsa ameliyat önerilir. Polipler de burnu tıkıyorsa nefes almayı ve koku almayı engelliyorsa ve ilaç tedavisine cevap vermiyorsa ameliyat önerilir. Endoskopik sinüs cerrahisi bu problemlerden kurtulmak amacıyla yapılan tamamen burun içinden bir kamera yardımı ile burun içerisini ve sinüsleri görerek ve buruna uygun aletlerle problemi ortadan kaldırmaya yönelik yapılan bir ameliyattır.

Mastoidektomi ( kulak iltihabı ameliyatı)

Mastoid kemik kulağa ait kemiklerden olup dış kulak kanalının arkasında bulunan ve orta kulak boşluğu ile bağlantılı olan bir kemiktir. Mastoid kemik ayrıca komşu olduğu yapılar itibariyle de önemli bir kemiktir. Yukarıda beyin ile, aşağıda sigmoid sinüs ( beynin ana damarlarından biri) ile, fasiyal sinir (yüz kaslarımızı hareket ettiren sinir) ile, orta kulak ile ve iç kulaktaki denge bölümü ile komşuluğu bulunmaktadır. Bu kemik çerisinde bazen kemik dokusunu eriten kulak iltihapları oluşabilmektedir. Bu iltihap bazen doğuştan var olabilir ki bu çok nadir bir durumdur bazen de sonradan sık orta kulak iltihaplanmalarına bağlı, kulak zarının delik olmasına bağlı bazen de kulak kemiğinin kırılmasına bağlı belli bir süre sonra kolestatom dediğimiz iltihap dokusu oluşabilmektedir. Bu problemin çözümü ameliyatla bu iltihap dokusunu temizlemektir. Tedavi edilmediği takdirde bulunduğu yakın komşuluklar nedeniyle beyinde menenjit, apseye, beyin damarında iltihap oluşup tıkanmalara, yüz felcine, kalıcı işitme kaybına ve baş dönmesi-denge problemlerine sebep olabilir.  Bu yüzden eğer böyle bir hastalığınız varsa zaman kaybetmeden ameliyat olmanızı öneririm. Bu ameliyatta kulak arkasında yapılan kesi ile mastoid kemik ortaya konulur ve mikroskop altında komşu yapılara zarar vermeden mevcut iltihap dokusu temizlenir. Genellikle bu iltihap dokusu var olan kişilerde işitme kaybı da görülür eğer onarılabilecekse işitme kaybı da düzeltilebilir veya iltihap dokusu fazlaca oluşmuşsa ve çevre yapılara zarar verecek boyuttaysa tekrar oluşma ihtimaline karşın orta kulak boşluğu ve mastoid kemik dış kulak kanalından bakınca görülecek şekilde birleştirilir ki kontrollerde iltihap dokusu oluştuğu gözlenirse kolaylıkla poliklinik şartlarında alınabilsin.

Blefaroplasti ( göz kapağı ameliyatı)

Yaşlanmaya bağlı olarak göz çevresinde kırışıklıklar ve üst göz kapağını kaplayan deride sarkmalar alt göz kapağında da şişmeler meydana gelebilir. Bazen çok nadir olarak doğuştan da var olabilir. Göz kapağındaki sarkma bakışlarda yaşlı bir ifade oluşturur. Blefaroplasti yani göz kapağı ameliyatı estetik amaçlı yapılan bu problemlerin düzeltildiği bir ameliyattır. Genellikle 35 ve 70 yaş aralığındaki kişilere uygulanır. Göz kapağının üzerinden göz kavsine uygun kesiler yapılıp bu bölgedeki fazla cilt ve cilt altındaki kas ve yağ tabakaları alınarak uygulanır. Böylece göz kapağındaki sarkma giderilmiş olur ve bakışlardaki yaşlı yorgun ifade kaybolmuş olur. Ameliyatta yapılan kesiler çok ince iplerle dikilir ve 5. günde alınır. Ameliyattan sonra göz kapağında hafif kızarıklık olabilir dikişler alındıktan sonra kızarıklık geçene kadar makyaj ile kapatılabilir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)