Siğil nedir nasıl geçer?

Yazar Nizam KurtdereGenel Cerrah • 27 Ocak 2018 • Yorumlar:

Günümüzde siğil tedavisinde hocaya okutmaktan asitli solüsyonlarla yakmaya, dondurarak tedaviden, elektro-koter ile tedaviye, cerrahi veya radyofrekans ile çıkarılmaya kadar değişik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bunlar arasından en uygun tedavinin seçilmesi için siğil oluşumu hakkında ayrıntılı bilgilere ihtiyaç vardır.

Siğil bulaşıcımıdır?

Siğil HPV (human papilloma virüs) ile oluşan bir virüs hastalığıdır ve temas ile kişiden kişiye bulaşır. Temas dışında havlu, ayakkabı, çorap ve bulaşmış ıslak yüzeylerden de geçebilir. Nem ve ciltteki hafif hasar bulaşmayı kolaylaştırır.

Siğile sebep olan HPV virüsünün yaklaşık 100 çeşidi vardır ve bunların yaptığı lezyonların şekli, büyüklüğü ve yayılma potansiyeli ile tedaviye direnci birbirinden farklıdır. Bu 100 çeşit virüsün yaklaşık 30 dan fazlası genital bölgeye yerleşir ve anogenital siğil (condiloma aquminata) adını alır, geri kalanı vücudun diğer bölgelerindeki deriye yerleşir.

Anogenital siğil cinsel yolla bulaşan hastalıklar gurubunda incelenir ve rahim ağzı, vagina, vulva, dil ve boğazda yerleşen bazı kanser türlerine sebep olduğu bilinmektedir. Kanserle ilişkili 3-5 tip dışında kalan virüslerin sebep olduğu infeksiyonlar birbirinden farklı potansiyele sahip olmakla birlikte bu kadar ciddi değildir ve daha kolay tedavi edilebilir. Lezyonlar 1-2 milimetreden 3-5 santimetreye kadar büyüyen çok sayıda karnabahar görünümünde ciltten kabarık doku büyümesi şeklindedir. Anogenital siğil tedavi yöntemi mutlaka konunun uzmanı tarafından seçilip uygulanmalıdır.

Anogenital bölge dışında yerleşen siğiller 1-2 santimetre civarında kabarık üstü karnabahar görünümünde lezyonlardır. Ayak tabanındaki siğiller kabarık olmaz, genellikle 1-2 santimetre genişliğinde yuvarlak etrafı sert ortası beyaz bazen siyah noktalı ağırlık gelen bölgede ise ağrılı lezyonlardır ve nasır ile karıştırılabilir. Bu siğillerin bir kısmı kendiliğinden geçebilir, bu konuda telkin ve geçeceği inancının etkili olabileceği bilinmektedir.
Salisilik asit içeren solüsyon ve bantlar çoğunlukla tedavide yetersiz kalır. Dondurarak uygulanan tedavilerde nüks ve yayılma sık görülür. Cerrahi olarak çıkarılan büyük lezyonlarda dikiş atılması ciddi gerginlik nedeniyle çok ağrılı olabilir. Koterle tedavi uygulanabilir gibi görünmektedir. Son zamanlarda Radyofrekans ile yaptığımız tedavilerde gerek uygulama kolaylığı ve gerekse iyileşme oranları yönünden çok iyi sonuçlar alınmaktadır.

Solüsyon ve bantlarla tedaviye dirençli siğiller için radyofrekans ile tedavi iyi bir seçenektir.

Özellikle çocuklarda görülen siğiller bir süre sonra kendiliğinden geçme eğilimindedir bu nedenle gerekli olmadıkça çocuklarda mümkün olduğunca iz bırakan agresif müdahalelerden kaçınılmalıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)