“Şimdi ve An’da Olmak” Kavramının Geçmiş ve Gelecek ile Bağlantısı ve Bu Kavramın Mutlulukla İlişkisi
Yazar Mehmet Enver Bayatlı • Psikolog • 23 Ocak 2020 • Yorumlar:
Giriş
Hayat devamlı akarken ardı ardına bize bir şeyler sunan bir yapıya sahiptir ve zamanı geri döndürme ya da ileriye götürme şansına sahip olmadığımız için sadece bulunduğumuz zaman diliminde yaşıyoruz. Bu durum; “içinde bulunduğumuz an”ın yani şimdinin önemini daha da artırmaktadır. Terapi kuramları bu önemin farkına vararak “anı yaşamak” , “şimdi ve burada” kavramlarına terapi aşamalarında yer vermişlerdir. Hepimiz zaman zaman bulunduğumuz an ile ilgilenmek yerine bitiremediğimiz bir iş, daha sonra buluşacağımız bir arkadaş, tartıştığımız biri ve bunun gibi birçok problemi düşünürken buluyoruz kendimizi. Yani geçmişteki bir olay veya gelecekteki bir plana takılıp kalabiliyoruz. Yaşam; geçmiş, şimdi ve gelecek kavramları üzerine düşünerek geçmektedir. Bu makalede geçmiş ve gelecek üzerine yapılan düşünmelerin bulunduğumuz ortamı yani “şimdi” ve “an”ı yaşama konusunda nasıl bir etkisi olduğunu tartışacağız. Gelecek ve geçmiş düşüncelerinin, insanların şimdiyi yani bulundukları anı anlamlandırmaları, değerlendirmeleri konusunda ve aynı zamanda o ortamdan alacakları haz duygusunu yaşamalarında nasıl bir etkisi olduğunu tartışacağız.
“Şimdi ve An’da Olmak” Kavramı Nedir?
“Şimdi ve An’da Olmak” kavramı günümüzde popüler kavramlardan biridir. Türk Dil Kurumu’na göre “şimdi” sözcüğünün anlamı “şu an içinde bulunduğumuz zaman” olarak tanımlanmaktadır. “An” sözcüğünün anlamı ise “zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası” olarak tanımlanmaktadır. Almancada “da sein”, İngilizcede “being in the world”, Latincede “carpe diem” kavramları bulunduğunuz anda olmayı ve o anı fark etmeyi ifade eder. Bu dillerde anda olmak kavramı, farkındalık kavramıyla birlikte ifade edilmektedir. Anı yaşayan kişiyi tanımlamak gerekirse “Geçmiş yaşantıların olup bittiğinin farkında olan, gelecek yaşantıların ise ancak o an içinde belli olacağını bilen, onun için bunları düşünmek yerine anı yaşamak daha iyidir.” diyen kişidir (Rogers 2011, Aktaran: Avcı 2016). Şimdi ve anda olmak Eckhart Tolle’a (2018:40) göre sadece içinde bulunduğunuz anın yoğun bir biçimde bilincinde olmaktır. Şimdi, o kadar önemlidir ki istenilse de o anın dışında bir şey düşünmek, hissetmek ve yapmak mümkün değildir. Şimdi, aynı zamanda “burada” demektir. Hiçbir şey geçmişte olmamıştır, her şey şimdi de olmuştur. Geçmiş diye düşünülen şey eski bir şimdinin zihinde depolanmasıdır. Zaman kavramının çok da önemli olmadığı, önemli ve değerli olanın aslında “şimdi” olduğudur (Tolle 2018). Duncan’a göre ise “hemen şimdi” ve “burada” , sahip olduğunuz zamanın değerini anlamak ve tamamen bir farkındalığa sahip olmaktır. Endişe veren geçmiş ve gelecekten uzaklaşmaktır. Şimdi burada olmanın imkanından faydalanmaktır (Duncan 2013, Aktaran: Avcı 2016) . Rogers, anı yaşamayı varoluşsal bir hayat sürmek olarak yorumlamıştır. İlke ve kurallara tam anlamıyla bağlı kalmadan yaşamın her anını tam olarak yaşayabilmektir (Rogers 2011, Aktaran: Avcı 2016). Perls için geçerli olan şey "şimdi”dir. Başka hiçbir şey geçerli ve önemli değildir. Geçmişe dönme şansımız yoktur ve gelecek de henüz uzaktadır. Bunun için sadece şimdi önemlidir. Şimdi ve burada ilkesi geçmişte edindiğimiz deneyimlerimiz ya da öğretilerimizi unutmak ve onlardan yararlanmamak değildir ya da geleceği yok sayarak, onun için bir şeyler yapmayarak yaşamak değildir. Asıl olan, şimdiki zamanın içinde yaşamayı sağlamak olgusudur. Sağlıklı insan, şimdiki zamandan ayrılmaksızın, gerekli durumlarda geriye ya da ileriye bakmakta serbesttir (Perls, Hefferline ve Goodman 1972, Aktaran Kunter 1995). İnsanların çoğu, zamanını bulunduğu anda yaşamak yerine kendini geçmişin hatalarında üzülmek, onları düşüncelerinde tutmak ve gelecek için planlar yapmak için harcarlar. Perls endişeyi 'şimdi ve sonra arasındaki boşluk" olarak tanımlamış ve bireylerin bugünden uzaklaşıp, gelecekle uğraştıkları zaman endişe yaşadıklarını belirtmiştir. Yaşantımızdaki yakın ve uzak olayların bazıları şimdide vücut bulabilmektedir. Bu haliyle şimdi bir fark ediş süreci olarak da değerlendirilmelidir (Corey 1977, Demirsar 1990, Aktaran: Kunter 1995). Perls ; “şimdi ve an’da olmak” kavramını fark ediş süreciyle birlikte kullanmaktadır. “Şimdi ve burada” kavramı onun için insanların kendisinde olup bitenlerin farkına varmasıdır (Yalom 1980).
Tartışma
“Şimdi ve Anda Olmak” Kavramının Terapilerdeki Yeri
Terapi yöntemlerinde de “şimdi ve burada” kavramı üzerinde çokça durulmuş ve bazı terapi yöntemlerinin tedavi aşamalarında yerini almıştır. Varoluşçu psikoterapi; geçmiş, gelecek ve şimdinin bir bütün olduğunu ve bunları birbirinden ayırmanın imkansız olduğunu ancak yaşanılanların “şimdi ve an” içinde olduğu üzerinde durmuştur. Bulunduğunuz anda yaşanılanlar insanın farkındalığını arttırır. Varoluşçuluk “Dasein”, yani “orada olan” anlamına gelen kavramı felsefesinin başına koyar. “Da+olmak”, “sein+var ya da orada olan” anlamına gelmektedir. İnsanın davranışlarını anlamak bulunduğu an içinde yaşanılanları iyi anlamaktan geçer.” Felsefesi, varoluşçu psikolojik danışma kuramının temel dayanak ilkesidir (Topses 2012). Gelecek olan şu an, varoluşçu psikoterapinin birincil zaman kipidir. Terapist eğer tedavinin “şimdi ve burada” yaşanan verilerle çalışırsa terapinin gücü büyük ölçüde artar (Yalom 1980). “Geştalt terapi” ve “Bilişsel Davranışçı Terapi” kuramlarının uygulamalarındaki farklılıklar ve benzerlikler olmasıyla birlikte her ikisinde de “şimdi ve burada” daveti bulunmaktadır. Bu terapi yöntemleri; bir problem içinde olan bireylerin geçmişi ve geleceği yok saymadan ama onların yüklerinden de kısmen kurtulmak için “şimdi ve burada” kavramı üzerinde durmuşlardır. Bilişsel davranışçı terapi “şimdi ve burada” ile ilgilenir (Dinç 2014). Geştalt terapinin ana gerçeği, bireylerin yaşam problemleriyle etkili bir şekilde ilgili olmasıdır. Terapinin görevi, hastaların burada ve şu anda olma deneyimlerine yardımcı olmaktır (Corey 1977, Aktaran: Kunter 1995). Geştalt terapi “şimdi ve burada” ilkesini merkezde tutmakta ve bu ilkenin iyileştirici gücünü terapisinde kullanmaktadır. Bu terapiye göre “şimdi ve burada” çok önemli konumdadır ve terapinin merkezinde bulunmaktadır (Prochaska 1984, Aktaran: Dinç 2014). Perls, Geştalt Terapiyi; “hastanın seans anında dikkatinin tamamını mevcut bulunun anda, terapi sırasında ne yaptığına çevirmesini istediğimiz ve “şimdi ve burada” aklından geçen düşünceler kadar jestlerinin, soluk alışının, duygularının ve yüz hareketlerinin farkına varılmasının istenildiği” bir terapi yöntemi olarak tanımlar. (Yalom 1980). Morita terapinin temel prensipleri içerisinde de “ ‘an’a odaklanma” önemli bir yer tutmaktadır. Bu terapiye göre insanın yaşadığı durumda semptomları ortadan kaldırmak yerine ‘an’a odaklanmasını sağlamanın tedavi edici bir gücü olduğunu söylemektedir (Garcia & Miralles 2017). Kabat-Zinn, dini ve ruhani özelliklerinden arındırdığı farkındalığı, “belirli bir biçimde dikkat etmek: bilerek, şu anda ve yargılamadan” olarak tanımlamaktadır (Kabat-Zinn 1994, Gülüm 2017). Bu özelliliğiyle şimdi ve an’da olmak bir farkındalık olarak da tanımlanabilir. Farkındalık Temelli Terapi “şimdi ve burada” ilkesini depresif atakların tekrarlamasını engellemek amacıyla kullanmaktadır. Bu yaklaşımlar içerisinde genel bilişsel davranışçı ilkeler ile “şimdi ve burada” ilkesi çerçevesinde düşüncelere, duygulara ve beden duyumlarına merakla ve yargılamadan odaklanan bir çeşit farkındalık meditasyonu bütünleştirilmektedir (Segal 2002, Aktaran: Vatan 2016). Söz konusu bu bütünleştirme ile üzüntü, korku ve endişenin ön planda olduğu depresyonun önlenmesinde daha kolay ve etkin çalışılabildiği belirtilmektedir (Hunot 2013, Aktaran: Vatan 2016). Kabul ve kararlık terapisinin aşamalarından biri de “ana odaklanma” ilkesidir. Bu terapide an’a odaklanma “Şimdi ve burada olup bitene odaklanma, anın içine dahil olma, şimdi ve burada olup bitenin gözlemleyicisi değil deneyimleyicisi olma” olarak tanımlanmaktadır (Hayes ve ark. 1999, Aktaran: Vatan 2016). Burada anlatılmak istenen, etrafında o anda olup bitenlere müdahale etme, yaşamın içine kalma, olayları seyretmek yerine olaylara dahil olup deneyimlemektir. Anı yaşamak sadece olumlu olan olayları anlamak ve algılamak olarak görülmemelidir. Anı yaşamak olumsuzlukları da anlamak ve yorumlamaktır. Yani nitelikli bir şimdiyi yaşamaktır. Bulunduğun an içinde neler hissettiğini ve nelerin farkında olduğunu anlamaktır. Şimdi ve an, içinde olan insan yaşamının doğallığı içerisinde yaratıcı ve özgündür (Aktan 2011, Aktaran: Avcı 2016). Bulunduğumuz an, insanın gerçekte sahip olduğu her şeydir. Yaşamın içinde sizinle birlikte olan tek şey “an” dır (Tolle 2018). İnsan hayatının içerisinde var olan ve gerçekten müdahale edebileceği tek şey olarak karşımıza çıkan “şimdi” ve “an” görüldüğü gibi birçok yazara konu olmuş ve terapi yöntemlerinin içerisinde olmuştur. Aynı zamanda insanların yaşadıkları duygusal sorunlarla baş etmeleri için bu ilkeyi benimsemeleri gerektiği konusunda birçok görüş oluşmuştur.
“Şimdi ve An’da Olmak” Kavramının Mutlulukla İlişkisi
Bu ilke mutluluğa giden yolda önemli bir nokta olarak işlenmiştir. “Matt Killingsworth, Harvard doktora çalışması sırasında telefon uygulaması ile geliştirdiği “Track Your Happiness” uygulaması ile insanların gün içinde gerçek zamanlı olarak (anlık olarak) ve bu halin mutluluk ile bağlantısını izlemiş. 15 bin katılımcısı olan uygulama çeşitli zamanlarda katılımcılara bir sinyal gönderiyor ve o andaki deneyimleriyle ilgili üç adet soru soruluyor. Bu sorular; “Nasıl hissediyorsun?, Ne yapıyorsun?, Yaptığın şeyden farklı bir şey düşünüyor musun?” şeklindedir. Verilen yanıtlarda çeşitli demografik özellikteki katılımcıların zamanının %47’sinde yaptıkları şeye odaklanmak yerine, zihinlerinin başka bir yerde olduğu ortaya çıkıyor (Tekeoğlu 2012). Bu araştırmaya göre yüksek bir oranda insan grubu yaptıkları şeyin düşünce olarak yeteri kadar içinde yer alamıyor. Bulunduğumuz ortamlarda düşünce olarak tam da orada olamıyoruz ve bu durum bizim mutluluğumuzu yüksek oranda etkiliyor. Yapılan araştırmada kişilerin sevmedikleri bir iş, aktivite yaptıklarında ya da o işi yaparken başka bir şey düşündüklerinde söz konusu işe, aktiviteye odaklandıklarından daha az mutlu olduklarını gösteriyor. Bu araştırmaya göre insanlar ne iş ya da aktivite yapıyorlarsa, onunla ilgilendiklerinde ve oraya odaklanıp o anda kaldıklarında daha mutlu oluyorlar (Tekeoğlu 2012). “Şimdi ve an’da olmak” aynı zamanda bir stres azaltma yöntemi olarak da görülebilir. Stresi azaltmanın esas dayanağı benliğe odaklanmadır. Tepkilerinizin tamamen farkında olmanın ve “şimdi ve an” ile temas kurarak düşüncelerin kontrol altına alınmasına yardımcı olduğu görülmektedir. Bu durum da stresin azalmasına olanak sağlayacaktır. Ancak mutluluğu yakalamanın en kolay yolu akış içinde “en tatmin edici” deneyime sahip olabilmektir. “Şimdi ve burada” olmanın yaptığınız işten edindiğimiz tatmin duygusuna etkisinin çok önemli olduğu görülmektedir. Bir işten ya da aktiviteden en yüksek düzeyde zevk almak “şimdi ve burada” ilkesinden geçmektedir (Hector Garcia & Francesc Miralles 2017).
Yaşamın içinde birçok şeyden yakınır, birçok şeye söylenir ve olup bitenden şikayet ederiz. İş hayatımızda başımıza gelen bir durum, amirimiz, çevremiz vb. gibi birçok konudan yakınır ve şikayetçi oluruz. Bu durum, olanı kabul etmemektir. Şikayetçi olduğumuz durumu gereken kişi ve yerlere söylemez ve yakınmaya devam ederiz. Burada yapılması gereken ya durumu kabul etmek ya da şikayet ettiğimiz durumu kim ve ne ise paylaşmaktır. Bu durum şimdi ile bağlantılıdır ve huzura ulaşmak için yapılması gerekeni yapmak ya da tamamen kabullenmemiz gerekir. Bazı insanlar her zaman bulundukları an dışında başka bir yerde olmak isterler. Bazen de bulundukları an katlanılmaz gelir. Bulunduğunuz an katlanılmaz geldiğinde ve sizi mutsuz ettiğinde üç seçeneği seçebilirsiniz. Birinci seçenek; durumdan uzaklaşmaktır. Sizi mutsuz eden ya da müdahale edemediğiniz veya etmediğiniz durumdan uzaklaşın. İkinci seçenek; bulunduğunuz durumu değiştirmek için bir şeyler yapın ve değişimi sağlayın. Üçüncü seçenek ise durumu tamamen kabullenmektir, kabullenin (Tolle 2018).
Sonuç
“Şimdi ve An’da olmak” psikoloji ve felsefe kitaplarının yanı sıra psikoterapi yöntemleri için de önemli bir konu olmuştur. İnsanların mutsuzluk ve duygusal rahatsızlıklarının nedenleri araştırılırken “şimdi ve an’da olmak” diğer adıyla “şimdi ve burada” ilkesinin bir yöntem ve teknik olarak kullanılmak üzere ortaya çıktığı görülmektedir. Bazı psikoterapi yöntemleri “şimdi ve burada” ilkesini ya da diğer kullanımıyla “şimdi ve an’da olmak” ilkesini hastayı tedavi etmek için terapi aşamalarında kullandıkları ya da bazı terapi yöntemlerinin terapi kuramlarını bunun üzerine kurdukları görülmüştür. “Şimdi ve an’da olmak” kavramının geçmişten kopma veya geleceği yok sayma olmadığı vurgulanmıştır. Rogers, bu ilkenin geçmiş ve gelecek ile bağlantısını; “Geçmiş yaşantıların olup bittiğinin farkında olan, gelecek yaşantıların ise ancak o an içinde belli olacağını bilen insan için bunları düşünmek yerine anı yaşamak daha iyidir.” diyerek açıklamıştır (Rogers 2011, Aktaran: Avcı 2016). Bu tanım “şimdi ve burada” olmanın geçmiş ve gelecek bağlantısı özetlemektedir. Çünkü geçmiş, zaman olarak geride kalmıştır. Şu an yapacaklarınız ilerideki geçmişinizi oluşturacaktır. Gelecek ise şimdi yapacaklarımızla şekillenecektir. Önemli olan “şimdi ve an’da olmak”, yapabileceklerimize odaklanmak ve onun tatmin ediciliğinden faydalanmaktır. Bu durumun, aslında “insanların daha mutlu olabilmesinin nasıl mümkün olacağının formülü”nü oluşturduğu düşünülmektedir. Yapılan bir araştırma insanların %47’sinin yaptıkları iş veya aktivite harici başka şeyler düşündüğünü ortaya koymuştur. Bu durumun insanların mutluluğunu etkilediğini ifade etmiştir. Sevmediğimiz bir iş veya aktivite bile olsa oraya odaklanıldığı zaman alınan tatmin ve mutluluk düzeyinin daha yüksek olduğu bu araştırma ile belirlenmiştir. (Tekeoğlu 2012). Bu araştırma daha mutlu olmanın formülünü bulunduğunuz anda yaptığımız işe ya da aktiviteye odaklanmak ve oranın tatmin edici gücünde faydalanmak olduğunu ispat niteliğindedir.