Sınav Kaygısı
Yazar Feyza Ağzıtemiz • 28 Aralık 2023 • Yorumlar:
Özellikle de lise ve üniversite kurumlarına giriş sınavları başta olmak üzere büyük küçük tüm sınavlarda kaygı deneyimlenebilir. Bu her zaman bir kaygı bozukluğu olduğu anlamına gelmez. Hemen hemen her öğrenci farklı miktarlarda performans kaygısı yaşayabilir.
Orta (optimum) düzey kaygı bizim için idealdir. Kaygı ile çalışırken hiçbir zaman onu sıfırlamaya çalışmayız. Çünkü kaygının kişileri kamçılayan, motive eden ve çalışmaya iten bir yanı vardır. Fakat orta düzeyin üzerinde kaygı da tam tersi kişilerin bildiklerini yapamama, performanslarında düşme, dikkatte ve bellekte bozulma ile birlikte çeşitli fiziksel semptomlar geliştirme gibi olumsuz etkileri vardır. Bunlar kişileri rahatsız edici boyuttaysa, sınav performansını etkiliyorsa ve farklı psikolojik ve fizyolojik problemlere sebep oluyorsa mutlaka destek alınması önerilir.
Sınav kaygısı ile çalışırken kişilerin kaygı duygularına doğrudan müdahale etmeyiz. Çünkü kaygılanmamaya çalışmak hiçbir işe yaramaz. Bunun yerine kişinin yoğun kaygı duygusu yaşamasına sebep olacak düşüncelerine odaklanırız. “Yetiştiremeyeceğim”, “Emeklerim boşa gidecek”, “Mezuna kalırsam aileme yük olacağım”, “Herkes hakkımda ne düşünecek”, “Yetersizim” gibi cümleler sınav kaygısı ile çalışırken oldukça sık duyduğumuz bilişlerdir. Bilişsel Davranışçı Terapi ile çalışırken öncelikle bu cümleleri ele alırız. Bunları çeşitli tekniklerle sorgular, işlevselliğini inceleriz. Bizde yoğun kaygı uyandıran böylesi cümleler genellikle gerçeklikten uzak ya da gerçeğin yalnızca küçük bir kısmını içinde barındırır. Bu sebeple bu cümleleri önce sarsmak, sonra da daha işlevsel olanlarıyla yer değiştirmek kaygıda otomatik bir düşüşe sebep olur. Böylece kişi kaygısını kontrol etmeyi öğrenir.
Diğer bir yandan, düşüncelerle kaygıyı azaltamadığımız durumlarda Davranışçı Terapi yöntemlerini kullanabiliriz. Bunlar kaygıyı azaltmak için danışanlara öğrettiğimiz çeşitli gevşeme egzersizlerini içerdiği gibi kaçınılan (ve böylelikle kaygıyı besleyen) durumlara kişiyi alıştırıp güçlendirerek aşamalı olarak maruz bırakma tekniklerini içerir. Örneğin çok midesi bulandığı için deneme sınavlarına girmeyen bir öğrenci için bu adımları en küçük ve yapılabilir parçalara böleriz. Evde deneme sınavları çözerek başlayabilir, okulda sınavın yarısında bırakıp çıkmak yerine sınavda aldığı puana bakılmaksızın sadece o sınavın sonuna kadar oturmaya devam etmek denenebilir. Burada başarı kaç puan aldığı değil sınavın sonuna kadar orada oturmaya devam etmektir. Böylece kişi korktuğu duruma duyarsızlaşır. Sonraki aşama yavaş yavaş sınavda çözdüğü sorulara odaklanmaktır. Her bir basamak kişi ile birlikte belirlenir. Danışanın kaçındığı durum ve belirlenen adımların zorluğu herkeste farklılık gösterebilir. Bu yüzden danışanın duygu ve düşüncelerini ön planda tutmak önemlidir.
Ailelerin sınav sürecinde öğrencileri kamçılamak adına baskılamaması önemlidir. Bu öğrenciyi başarıya değil tam tersi kaygı sebebiyle başarısızlığa götürür. Özellikle de ailede ve çocukta gözlemlenen mükemmeliyetçi tutumların azaltılması, hataya toleransın artırılması ve çocuğun tüm hayatının sınava odaklanmayarak nefes alabileceği basit hobi ya da etkinliklerle kendini şarj etmeye devam etmesi önerilir. Bu süreçte her zaman çocuğun sağlığının ve psikolojik iyi oluşunun her türlü sınavdan ve meslek kariyerinden önemli olduğu unutulmamalıdır. Ebeveynler nasıl davranacağını bilemediğinde doğrudan çocuğa sorabilir. “Bu sınav sürecinde sana nasıl davranmamız daha çok destek olurdu?” gibi basit bir soru bile hiç bilmediğiniz kapılar aralayabilir. Problemler uzun süredir devam ediyorsa, yoğunsa, kişi ve çevresi bunalmış-tükenmiş hissediyorsa mutlaka psikolojik destek almakta fayda var.
Psk Feyza Ağzıtemiz
Klinik Psikolog