Sınav Kaygısı ve Faktörleri
Yazar Serdar Doruk Avunduk • Psikolog • 26 Mart 2018 • Yorumlar:
Hepinizin malumu sınav tarihleri yavaş yavaş yaklaşıyor. Birçok aile dönemin başından beri hatta belki de evvelki yıllardan beri bu sınav veya sınavlar için çeşitli hazırlıklara girişti. Bu hazırlıklar bazen sağlıklı bir formda olup sınava girecek kişinin performansı yükselttiği gibi bazen de sağlıksız bir formda olup çatışma, kavga, hatta küslüğe kadar giden bir sürecin kaynağı oldu. Aslında tek bir ortak nokta vardı, o da aileler ve öğrenciler olmak üzere herkesin sınavın başarılı geçmesi için sarf ettiği çabaydı. Bu noktada, bu yazımda çocukları sınava hazırlanırken onlarla beraber benzer duyguları yaşayan ebeveynlere kaygının ve sınav kaygısının psikolojik öğelerinden ve hangi kaygının nasıl değerlendirilmesi gerektiğinden bahsetmek istiyorum.
Eğitim bilimlerinde ve ruh sağlığı bilimlerinde birçok kaynak sınav, sınanma, denenme gibi kavramları bir arada değerlendirir ve buna bağlı olarak oluşan kaygının doğallığı üstünde durur. Çünkü bu kaygı, hedef belirlemede ve bir güzergâh oluşturmada itici bir güç konumunda olup istediğimiz noktaya geldikçe de yerini doyum ve tatmine bırakarak bizi ödüllendiren bir deneyimdir. Nihayetinde sonuçları hayatımızı bir şekilde etkileyecek bir yapıda kaygı oluşturmamız aslında son derece olağandır. Tabi bu kaygının gerçekçi sınırlar içinde kalmasında fayda vardır. Örneğin, hâlihazırda başarılı birisinin kendisini başarısız olarak değerlendirmesi ile çalışılması gerekmektedir. Aksi takdirde mevcut çalışma düzeni bozulabilir ve değerlendirmede yaşanan uca kayma, olumsuz psikolojik sonuçlara yol açabilir.
Bir diğer kaygılanma şekli ise daha çok çevresel kaynağa sahiptir. Bununla ilgili en sık karşılaşılan durumlardan bazıları “Eğer kötü geçerse anneme, babama ne diyeceğim?”, “A kişisi beni geçerse?”, “Okulumdakilere ne diyeceğim?” şeklinde kaygının dile dökülüşüdür. Burada bahsedilen kaygı kişiyi sınav başarısının nedenlerinden uzaklaştırdığı gibi sınav sonucunun nasıl açıklanacağı veya daha açık bir ifade ile sınav sonucunun nasıl “aklanacağı” ile ilgili arayışlara sokar. Peki bu tarz bir kaygı nasıl oluşur? Araştırmalar gösteriyor ki bu tarz kaygının oluşmasında belirli ortak faktörler şunlardır:
-
Yüksek başarı beklentisi
-
Kaygılı aile yapısı
-
Olumlu özelliklerden çok olumsuza vurgu yapan çevre
-
Sınavın sonucunun ödül – ceza şeklinde değerlendirilmesi
-
Amaçsız bir şekilde sınava girme
-
Sınavın araç değil amaç konumunu alması
-
Sınava katılacak kişinin sınırlarının yıpratıcı şekilde zorlanması
-
Sınavda başarı = hayatın her alanında başarı anlayışına sahip olunmasıdır.
Bu bağlamda bu faktörlerin aile/çevre açısından ve sınava girecek kişi tarafından değerlendirilip revize edilmesi bu tip bir kaygının azalmasını sağlayabilir. Eğer ki bu kaygının devamlı ve başa çıkılamaz bir boyutta olduğunu düşünüyorsanız en yakın ruh sağlığı profesyonelinden destek almanızı öneririm.
2018 yılında sınava girecek kişilerin sınavlarının diledikleri gibi geçmesini temenni ederim.