Sınav kaygısı
Yazar Çağlar Karaman • Psikolog • 27 Ocak 2017 • Yorumlar:
Sınav Kaygısı, kişinin öğrenilen bilgisini sınav esnasında etkili bir biçimde kullanmasını engelleyen ve bu sebeple başarısının düşmesine neden olan durumdur.
Bu kaygı, orta düzeyde kaldığı sürece faydalıdır. Öğrenciyi motive eder, hedefleri için çabalamasını sağlar. Ancak aşırı ve yüksek kaygı başarısızlığa neden olur.
Sınav esnasında aşırı dikkat dağınıklığı, bilinen konuları hatırlamakta güçlük, unutkanlık, kötü senaryolar içeren düşünceler gibi zihinsel belirtiler, güvensizlik, çaresizlik, heyecan, gerginlik, sinirlilik gibi duygusal belirtiler, ders çalışmayı ya da sınavı yarıda bırakma, sürekli ders çalışmayı erteleme sınava girmeme gibi davranışsal belirtiler, baş ağrısı, sabahları yorgun kalkma, iştahsızlık, uyku problemleri gibi fiziksel belirtiler sınav kaygısına işaret olabilir.
Sınav kaygısının en genel sebebi öğrencinin ya da ailesinin sınava yüklediği farklı anlamlardır. Öğrenci sınava ailesine karşı bir borç, kendini ispat, iyi bir evlat olduğunu kanıtlama gibi anlamlar yüklediği zaman kaygı seviyesi olması gerekenin çok üzerine çıkmaktadır.
Sınav kaygısının en sık karşılaşılan sebebi ise sınava yeteri kadar hazırlanamamış olmaktır. Sınav vakti yaklaştıkça sınav kaygısına işaret eden belirtileri daha yoğun bir şekilde gözlemleyebiliriz.
Sınava hazırlanmaya geç başlanılması, konuların yetiştirilememesi veya zamanında başlansa dahi etkin bir çalışma yapılamaması, mükemmeliyetçi bir düşünce yapısı, hatasız olma isteği sınavda motivasyonun düşmesine neden olacaktır ve beraberinde de başarısızlığı getirecektir.
Öte yandan ailenin sınava yüklediği anlam, gerçekleşmesi güç hedefler, öğrenci üzerinde yoğun bir baskı oluşturacak ve bu da sınav başarısını direkt olarak etkileyecektir.
Sınav kaygısını yenebilmek adına sınavdan önce ve sınav esnasında yapılacak ufak değişiklikler faydalı olacaktır.
Sınavdan önce yapılacak hazırlıkların temelinde “doğru çalışma” yatar. Bilgi eksikliğini en aza indirmek sınavda daha huzurlu olmanızı sağlayacaktır.
Sınav vakti yaklaştığında çalışma temposunu arttırmak çoğu zaman faydadan çok zarar getirir. Bu süreçte aşırı yüklenme, bilginin depolanmasından ziyade kaygının yoğunlaşmasına neden olur.
Sınavın anlamı doğru değerlendirilmelidir. Sınav sadece sizin o konu hakkındaki bilginizi ölçer, kim olduğunuzu değil. Sizi siz yapan değerler ise sadece o konular değildir. O sınavdaki yetersizliğinizi örtebilecek bir çok iyi özelliğiniz olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Sınav sonucu değerlendirilirken kendinizi sadece bir öğrenci olarak değil aynı zamanda ailenizin bir çocuğu, iyi bir sporcu ya da iyi bir sanatçı olduğunuzu da hatırlayın.
Düşünce yapınızı mümkün olduğunca olumlu tutmaya çalışın. “Ben bu sınavı geçemem” “Ben başarılı olamayacağım” ya da “başarısız olursam aileme ne derim” gibi düşüncelerin yerine daha pozitif düşünceleri aklınıza getirin. Kendi yetersizliklerinize odaklanmak yerine olumlu özelliklerinizi ön planda tutmaya çalışın ve başarabileceğinize inanın.
Sınavdan önce uykunuzu yeterli bir şekilde almaya özen gösterin. Sınava olabildiğince dinç ve dinlenmiş olarak girin. Sabaha kadar o sınava çalışmak belki 1 ya da 2 konuyu daha bitirmenizi sağlayacaktır ancak sınav esnasında çok iyi bildiklerinizi kaygı ve yorgunluk sebebiyle yapamamanız olarak geri dönecektir.
Hayatta başarılı ve mutlu olmanın tek yolunun bu sınav olmadığına inanın.
Aileler de bu konularda çocuklarına destek olmalıdır. Başta da söylediğimiz gibi, orta seviyede kaygı başarı için gereklidir. Tamamen boşvermiş bir yapı sergilemek de faydalı olmayacaktır ancak sınavın önemi vurgulanırken öğrencilerin gözleri çok korkutulmamalıdır, alternatiflerin olduğunu da bilmeleri gerekmektedir.
Aileler çocuklarından beklenti içine girerken gerçekçi beklentiler içinde olmalıdır. Her çocuğu avukat ya da doktor olacak diye yetiştirmek maalesef oluşan yoğun kaygı sebebiyle ters tepmektedir. Çocuğun limitlerinin üzerinde bir sonuç elde etmesine karşın ters bir tepki görmesi özgüvenini, kendine olan inancını ve değerlerini direkt olarak kıracağı gibi bir sonraki sınavda da üzerinde çok yoğun bir baskı oluşmasına neden olacaktır.
Başka çocuklarla kıyaslamak da bu dönemde kaygıyı son derece arttıran davranışlardır. Her kişinin yetenekleri farklıdır. Komşunun kızının sınavdan 90 alıyor olması sizin çocuğunuzun da 90 alması gerektiği anlamına gelmemektedir. Ya da büyük oğlunuzun mühendis olmuş olması diğer çocuğunuzun da o yönde yatkınlık göstereceğine işaret değildir.
Sınav esnasında öncelikle bilinen sorulardan başlamak motivasyonu arttıracaktır. Başarabildiğinizi, yapabildiğinizi görmek sınavın kalan kısmında sizin için itici bir güç olacaktır.
Aklınıza negatif düşünceler gelirse bu düşünceleri bir an önce uzaklaştırmaya çalışın. Gözlerinizi kısa bir süreliğine kapatın, bir kaç kez derin nefes alın ve aklınıza güzel anılarınızı getirin. Bu sınavdan alacağınız not ne olursa olsun ailenizin yine de sizi seveceğini aklınızdan çıkarmayın.
Hayatın bize ne getireceği bilinmez. Sadece ipuçları vardır önümüzde. Ama sizi mutlu edecek bir yaşantının hangi üniversiteden ya da hangi bölümden geleceğini asla kestiremeyiz.
Bu değişiklikler işe yaramıyorsa ya da uygulanamıyorsa, kaygı çok ileri seviyelere taşındıysa, depresyon, anksiyete gibi ruhsal bozukluklar ortaya çıkıyorsa ve genel işlevselliği etkiliyorsa, davranış bozuklukları gözlemleniyorsa psikiyatrik destek almak bu dönemde faydalı olacaktır.