Sınav Kaygısı

Kaygı, genellikle nedenini bilmediğimiz korkulardır. Kişiye rahatsızlık veren hem bedensel hem psikolojik olarak etkileyen bir durumdur. Sınav kaygısı ise sınavın bir tehdit olarak algılanması sonucunda oluşan tepkidir.

Zihnimiz bir tehdit unsuru olarak algıladığında sempatik sinir sistemimiz devreye girer. “Savaş” ve “kaç” tepkisi verir. Sınavı da gerçek bir tehdit olarak algıladığımızda bazı problemler ortaya çıkabiliyor.

SINAV KAYGISININ NEDENLERİ NELERDİR?

Sınava yüklenen anlam “bu sınavı kazanırsam iyi bir hayatım olur    “

Yanlış ders çalışma alışkanlıkları

Ebeveynlerin sınava dair beklenti içerisinde olması

Başarısızlık korkusu

Mükemmelliyetçilik “en yüksek ben yapmalıyım”

Bireyin değerlendirileceği düşüncesi

SINAV KAYGISININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Endişe, ümitsizlik, mutsuzluk

İştahta azalma ya da artma

Uyku problemleri

Konsantrasyon bozukluğıu

Mide şikayetleri

Karın ağrısı

SINAV KAYGISI İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Öncelikle bireyin planlı bir çalışma stilinin olması gerekir. Hedefinin yapılabileceği düzeyde olması ve kendi kapasitesinin farkında olması gerekir. Gerçekçi hedefler koymalıdır. Uygun, sağlıklı bir ders çalışma ortamı olmalıdır. Kaygıyı yönetmek için nefes ve gevşeme egzersizleri yapılmalıdır.

EBEVEYNLERİN YAPMASI GEREKENLER NELERDİR?

Bu süreçte en az sınav kaygısı yaşayan bireyler kadar ebeveynlerin de bu süreci yakından dahil olması sınav stresi yaşayan birey için kaygı verici olabiliyor. Bu nedenden dolayı detaycı, sorgulayıcı bir ebeveyn tutumu olmaması gerekir.

Sınavın kişinin değerini ölçen bir durum olmadığını belirtmeli ve göstermelidir. Sınava ilişkin konuşmalarda daha dikkatli olunmalı kıyaslama yapılmamalıdır.

Bazı ebeveynler sınav döneminde ev içi ve sosyal yaşantılarında değişikliğe giderler. Dışarıda geçirdikleri faaliyetleri azaltma, eve gelen misafirleri kabul etmeme gibi. Sınava çalışan bireyin çalışmama döneminde yapılan tüm aktiviteleri sınav döneminde yapılmamaya başlanır. Bu da sınav stresi yaşayan bireyi tedirgin eder. Kaygıyı tetikleyen bir durumdur. Bu nedenle ailelerin olağandışı bir durum sergilemeden sosyal yaşantılarına devam etmelidirler.