Sınırlar
Yazar Ü. Aslı Macit • Psikolog • 2 Haziran 2022 • Yorumlar:
SEVDİKLERİMİZE YAPACAĞIMIZ EN BÜYÜK İYİLİK ONLARA HAYIR DEMEKTİR!
Bazen birini çok sevdiğiniz için istemediğiniz şeyler yaptığınız olmuştur. Bazen karşı taraf "Kırılır üzülür" diye evet deriz. Bu zaman zaman elbette doğaldır ve ilişkilerin ihtiyacına göre olabilir. Hatta bu tür düzenlemeler ara sıra istediğimiz bir şeydir. Ancak sürekli olarak istemediğiniz şeyleri kabul ediyorsanız, istemediğiniz halde evet diyorsanız bu hem ilişkileriniz hem de sizin için zararlı bir davranıştır. Birini uzun süre sevebilmek ve karşı tarafla ilişkileri sürdürebilmek için kişi önce kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir.
Kendi istek ve ihtiyaçlarımızı sürekli ertelediğimizde yoruluruz ve daha da önemlisi öfkelenmeye başlarız. Tüketen ve sürekli fedakarlıkla yürütülen ilişkileri uzun süre sürdürmemiz mümkün değildir. Ancak baktığımızda sürekli fedakarlık gereken ilişkilerde karşı tarafın sorumluluğu çok azdır. Onlar basitçe sizden bir şeyler isterler. Sizin durumumuzu ve neyi isteyip neyi istemediğinizi siz söylemediğiniz sürece bilemezler. Kendi istek ve düşüncelerimizi karşı tarafa söylemesi gerekenler, sınır koyması gerekenler bizleriz. İstemediğimiz şeylere hayır deme sorumluluğu bize aittir. Sınır koymayı öğrendiğimizde ve hayır diyebildikçe kendi ihtiyaçlarımızı da farkeder ve karşılayabiir hale geliriz. Bu da bizim sevme kapasitemiz artırır. Artık daha az yoruluruz ve hayat daha kolaylaşır.
Tabi hayır diyebilmek her zaman kolay değildir ve bazıları daha zor “hayır” der. Hatta bu kişiler genellikle çevreleri tarafında uyumlu kişiler olarak tanınırlar. Bunun bazı sebepleri vardır.
NEDEN HAYIR DİYEMEYİZ?
Sınırlar çok erken yaşlarda öğrenilir. Özellikle 2 yaşından itibaren çocuklar hayır diyebileceğini ve kararları ile çevreye etkileyebileceğini öğrenmeye başlarlar. Ancak bazen bu öğrenme sürecinde çocuğun çevresindeki kişilerin yaptığı hatalar sınırları yanlış öğrenilmesine neden olur. Bu hatalı davranışların bazıları şunlardır:
1. Aşırı Sınır ve Kontrol
Çocuklukta ailenin veya çevremizdekilerin aşırı kontrolcü ve baskıcı olması kişilerin kendi sınırlarını belirlemesini engellemektedir. Bu sebeple çocuklar neyi isteyip istemediğimizi düşünmeden kötü muamele görmemek için "tamam" demeyi öğreniler. Bu da yetişkinlikte kişilerin karşı tarafın isteklerine odaklı yaşamasına neden olur. Kişi düşünmeden sürekli onaylama davranışı gösterir.
2. Sevilme Kabul Görme İsteği
Çocuklukta koşullu sevgi, sürekli reddilmek yine sağlıklı sınır koymayı öğrenmeyi engelleyen sebeplerden biridir. "Yaramazlık yaparsan seni sevmem, derslerini yaparsan oyun oynarız. Montunu giymedin sana oyun yok. Bak ağladın anneyi üzdün."
Bu sözler sevginin ve ilginin koşullu olduğunu gösteren cümlelerdir. Bu cümlelere çok fazla maruz kalmış kişiler yetişkinlikte kendi isteklerine kulak veremez. Özellikle sevdiklerine karşı fazla töleranslıdır. Bir şeye karşı çıkarlarsa reddedileceklerini ve sevilmeyeceklerini düşünürler. Bu da hayır dememelerini zorlaştırır.
3. Bir Sebepten Dolayı İhmal Edilme
Çocuklar ihtiyaçlarını, duygularını önemsemeyi etrafatn gelen tepkilerle anlar. Ancak eğer bu tepkiler bir sebepten dolayı gelmemişse büyüdüğü ortam karmaşıksa çocuk ses çıkarmamayı, ihtiyaçlarını ertelemeyi görmezden gelmeyi öğrenir.
∙ Kavganın anlaşmazlıkarın olduğu evler,
∙ Bakıma ihtiyacı olan başkasının olduğu evler,
∙ Kayıp ölüm yaşanmış yas tutulan evler bunlara örnektir.
Yetişkinlikte ise bu kişiler rahatsız olduğu durumları farkedemezler, sorun çıkarmak istemezler "aman tadımız kaçmasın" diye düşünürler. Halbuki birine hayır demek, rahatsızlığı dile getirmek sınır koymak sorun çıkarıcı bir konu değildir.
Sınırları belirleyebilmek yaptıklarımızı sahiplenmeyi, hayatımızı kabullenmeyi veya değiştirmeyi, harekete geçmeyi, sorumluluk almayı sağlar. Sınırlar olmadığında ise kişiler çoğu zaman eksik ve amaçsız hisseder ama neyin eksik olduğunu da anlamaz. Bu uzay boşluğunda yaşamak gibidir…
İÇERİSİNİ DE DIŞARISINI DA KORUMAK İÇİN NE YAPMALI?
SINIRLARI KORUMANIN 7 YOLU
Sınırları korurken karşılaşılan en büyük zorluk kişinin kendisidir. Sınır koyarken kişi en çok buna hakkı olup olmadığını sorgular. Gerçek şu ki bir şeyi yapmak istemiyorsanız veya size karşı olan davranışların şeklini değiştirmek istiyorsanız HER ZAMAN bunu belirtme, yapmama, yapmak istemediğiniz şeyle ilgili açıklama isteme, birini durdurma hakkına sahipsiniz.
Bunu yaparken de kendi yöntemlerinizi veya şu yolları kullanabilirsiniz:
1- Öncelikle bazı cümleleri kullanmayı öğrenmmek gerekiyor:
▪ Israrın fikrimi değiştirmeyecek
▪ Şu an seni dinlemek istemiyorum
▪ Senin gibi düşünmüyorum,
▪ Sana hayır demem seni sevmediğim anlamına gelmiyor
▪ kişiyle konuşmak istemiyorum
▪ Benimle böyle konuşmanı istemiyorum vb.
2- Birine hayır demenin hem kendiniz hem de karşı taraf için çok önemli olduğunu kendinize sık sık hatırlatın. Sevmek ve sevilmek için sınırlar önemli!
3- Neden hayır diyemediğinizi uzun uzun düşünün. Kaybetme korkusu, sorun çıkmasın isteği ise bunu değiştirmeye çalışın. Çünkü sınırlar problem çıkarmaz veya terkedilme nedeni değildir.
4- Hayır dediğiniz veya itiraz ettiğiniz, engellediğiniz şeylerden neden rahatsız olduğunuzu önce kendinize açıklayın. Kendinizi ne kadar tanırsanız. O kadar kararlı olabilirsiniz.
5- Sınır koymak aynı zamanda sorumluluk almak da demektir. Özellikle sevdiklerinizin siz bir şeye hayır dediğinizde üzülebileceğini aklınızda bulundurun.
Eşiniz onunla aile ziyaretine gitmediğiniz için gerçekten üzülüyor olabilir. Bunu konuşmak ilişkinize verdiğiniz değeri de gösterir, sizi de güçlendirir. Ancak bu kararınızdan vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmez. Hem sorunları konuşabilir hem de sınırlarınız koruyabilirsiniz.
6- Başkalarının sınırlarına da saygı duyun.
Sadece bizim sınırlarımız yoktur. Gerçekten sınırların önemini kavradığımızda başkalarını da koruruz. Onların değerlerine de önem veririz.
7- Sınırlarınızı oluştururken ve korurken mutlaka sevdiklerinizden destek alın.
Çünkü hepimiz mücadele ederken daha çok sevgiye ihtiyaç duyarız. Bırakın sizi desteklesinler, övsünler, harika gidiyorsun desinler :)
Bunları yapmak hiç kolay değildir. O yüzden sakince ve vazgeçmeden ilerlediğiniz her gün için kendinizi kutlayın. Eğer zorlandığınızı hissediyorsanız bir uzmandan destek almak iyi bir fikir olabilir.