Sivilce Nedenleri

Yazar Tuğçe KızılayFitoterapi Uzmanı • 20 Nisan 2021 • Yorumlar:

Sivilce nedenleri hakkında yazılan çizilen birçok bilgi, tedavisinde uygulanan birçok yöntem var. Sivilcenin temel nedenini bulup çözmekse tedavi yaklaşımında asıl olması gereken. Hepimizin hayatını çekilmez kılmaya yeten, bazen ne yaparsak yapalım ilerlemesi durmayan, yüzden boyuna, sırta, göğüse doğru inen sivilcelerin nedeni sadece cildimizin yüzeyinde olan sorunlar değildir.

En sık görülen akne, tipik olarak yüzünüzün t bölgesinde veya çene bölgesinde görülen, etkilenen bölgenin çevresinde beyaz nokta, siyah nokta ve genel kızarıklık karışımı ile ortaya çıkan aknedir. bu tip sivilceler ‘Acne vulgaris' olarak adlandırılır.

Sivilcelerin başka bir tipi, kistik akne olarak adlandırılan cilt altında tıpkı bir tepe gibi oluşan ve asla küçülmeyen sivilcelerdir. Bu tip akneler cildin daha derinlerine gitmeye yatkındırlar. Dokunmakla ağrılı, daha kalıcı olma eğilimindedirler. Kistik akneler daha çok cildin alt yarısında ve göğüs, sırt ve omuzlarda bulunurlar.

Akneye sahip olmak tabi ki mental olarak rahatsız edicidir. Kronik aknesi olan insanların depresyona daha yatkın olduğu keşfedilmiştir. Sivilcesi olan insanlarda sosyal çevrede rahatsızlık hissetme durumu ortaya çıkmaktadır. Sosyal çevre tarafından temiz olmadığım düşünülüyor gibi bir yargıya kapılmaktadırlar. Evet, cilt temizliği akne oluşumunda çok önemli olsa da olay bu kadar basit değil. Aknesi olan insanlar daha sağlıklı beslense de cildini sık sık yıkasa da bu iki önlem sivilceyi çözmeyi sağlayamayabiliyor.

Ergenlikte insanların %50’sinden fazlasında akne gözlenir. Çoğu insanda akne 20’lerin sonları ve 30ların başlarında son bulsa da bazılarında inatçı olarak devam etmeye eğilimlidir.
Yetişkin çağ akneleri genellikle kistik, yüzün alt tarafı ve boyun, dekolte ve sırt bölgesinde olmaya eğilimlidir. Ergenlik döneminde en azından aknenin ne zaman gerileyeceğini tahmin ederiz, yetişkin dönemdeki aknenin en büyük sorunu ne zaman gerileyeceğinin bilinmemesidir. Bu insanları ucunda ışık olmayan bir tüneldeymiş gibi hissettirir.

Akneyi çözmek için yapmamız gereken ilk şey altta yatan nedeni bulmaktır. 

Özellikle ergenlerde aknenin hormonal dengesizliklerden kaynaklandığı bilinir. İleri yaştaysa özellikle menstruasyon döngüsü boyunca kadınlarda akne oluşum nedeninin hormonal olduğu bilinir. Peki hormonal ama neden hormonlarda dengesizlik oluyor. Özellikle yetişkinlerde bunun sebepleri arasında en önemli sebep; östrojen dominansidir.

Hormonal Akne Sebeplerinin Bazıları;

1.Östrojen dominansi; östrojen seviyelerinin progesteron seviyelerinin karşısında artmış olmasını tanımlar. Normalde östrojen ve progesteron bir denge içerisinde yer alırlar, denge bozulduğunda östrojenin progesteron karşısında artmasına östrojen dominansi denir. Bu iştah dengesizliği, mod değişmesi, baş ağrıları, anksiyete gibi durumlara da neden olabilir, ek olarak aknenin en önemli sebeplerindendir,
2.Androjen fazlalığı; testosteron cilt yüzeyinde Sebum ve keratinin aşırı üretimine neden olur. Bu da porların tıkanmasına yol açar. Aşırı androjenin sebepleri arasında; polikistik over sendromu, stres kaynaklı adrenal aksın bozulması yer alabilir. Testosteron fazlalığının diğer belirtileri arasında; kıllanma, düzensiz adet dönemleri, elma tipi kilo alma sayılabilir.

3.Ailesel bir hormonal sorun yani genetik geçiş hormonal aknede rol oynuyor olabilir. Eğer ailede PCOS, erken saç dökülmesi, prostat hiperplazisi gibi bir durum söz konusu ise genetik yatkınlık göz önünde tutulmalıdır.

Hormonal sebeplerden sonra beslenmeye dikkat çekmek istiyorum.
Beslenme konusunda akneye sebep olabilecek faktörler arasında inflamatuar olduğunu bildiğimiz gıdalar bulunmaktadır. bu gıdalar;

Eliminasyon diyetinde de mutlaka kestiğimiz gluten, süt ve süt ürünleri, rafine şekerdir. Bunlar bağırsakta ve akabinde genel olarak tüm vücutta inflamasyonun yani toksik bir reaksiyonun başlamasına neden olurlar, inflmasyonun fazlasıyla artması ise vücudumuzda çeşitli organ ve sistemlerde hasarlara yol açar. Bu sonuclardan biri aknedir.
Inflamatuar gıdalar arasında sayabileceğimiz ve sıklıkla tüketiminin akneye neden olduğunu bildiğimiz diğer gıdalar arasında glisemik indeksi yüksek besinler yer alır.Glisemik indeksi yüksek besinler insülin ve beraberinde IGF1 dediğimiz bir başka maddenin aşırı salınımına yol açar. Bu maddenin reseptörleri ciltteki aknenin oluşumundan sorumlu sebase glandlarda da bulunmaktadır. Dolayisiyla aşırı salınımı akne oluşumuna sebebiyet vermektedir.

Akne oluşumunda diğer bir sebep detoksifikasyon yolaklarının yetersiz kalmasıdır.

Vücudumuz, karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve idrar yolları, bağırsaklar, akciğerler, lenfatik sistem ve deriden oluşan komplike detoksifikasyon yollarına sahiptir. Bu organların her biri, vücuttaki toksin seviyesinin ve atıkların dengede tutulmasında kritik bir rol oynar. Özellikle karaciğer detoks sitemleri akne oluşumunda ayrıca önemlidir. Kronik akneden muzdarip hastalarımızda karaciğer detoks sistemlerini desteklemek en önemli yaklaşımlarımızdan birisidir.

Ve hepimizin hayatında en çok rol oynayan sebep olarak; stres. Stres sonucunda vücut adrenallerden kortizon hormonu salgılar. Kortizon ve östrojen, testosteron gibi seks hormonları aynı yolaklardan sentezlendiği icin hormonal balance bozulur. Stres bu sekilde adrenalleri etkileyerek vücudunuzda hormon dengesizliğine yol açar ve akne oluşumuna sebebiyet verebilir.

Son zamanlarda üzerinde sıklıkla durduğumuz diğer bir konu ise bağırsak, immün sistem ve cilt bağlantısı. Kısaca şu şekilde açıklayabiliriz; bağırsak florasındaki bir dengesizlik yani imbalance bakteriyel endotoksinler ve lipopolisakkaridler nedeniyle immün sistemi aktive edebilir. Cildimizde bulunan immün sistem hucrelerinin aşırı derecede uyarılması sonucu enflamasyonun artışı cilt bariyerinin bozulmasına ve akabinde bakterilerin kolayca yerleşip akne oluşturmasına neden olur.
Bağırsaktaki disbiyozun akneye neden olmasının diğer bir parçası SIBO dur. Siboda bozulan motor hareketler kabızlığa ve bu durum inflamasyonun daha da artıp aknelerin oluşmasına sebep olur.

Sivilceyi tedavi etmek ve sonsuza kadar ondan kurtulmak için altta yatan mekanizmanı aydınlatılması çok önemlidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Tuğçe Kızılay Fitoterapi, Akupunktur, Mezoterapi Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)