Somatizasyon
Yazar Ömer Faruk Güzelgöz • 7 Haziran 2024 • Yorumlar:
Yaşanılan duygusal gerilimlerin beden yoluyla aktarılmasıdır. Birey yargılanma, anlaşılmama, kabul edilmeme gibi nedenlerden duygularını sözel olarak ifade edemediğinde bedensel semptomlar ortaya çıkabilmektedir.
Somatizasyon bozukluğu’nda karın ağrısı, bulantı, kusma nöbetleri, öğürmeler, ses kısılması, soluk alamama, çarpıntı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, yutma güçlüğü, felç, cinsel birleşme esnasında ağrı gibi bedenin değişik yerlerinde değişik derecelerde ağrılar görülür. Kişide görülen bu semptomların kaynağı tıbbi değildir, kronik bir seyirde artar ve azalırlar. Somatizasyon bozukluğu olan kişiler sağlıkları hakkında sıklıkla endişe duyarlar ve sürekli olarak tıbbi değerlendirmeden, testlerden geçerler. Kişi bir psikoloğa yönlendirilmeden önce birçok farklı alandan doktora başvurup ağrısının nereden kaynaklandığını bulmaya çalışır. Sosyal yaşamın zorluk ve stresleri; kişisel toplumsal ve ekonomik sorunları bu kişilerde fiziksel ağrı olarak ortaya çıkmaktadır. Stresle birlikte hastalık da artar. Birey hastalığı sayesinde çevre ile iletişim kurabilir, ilgi görebilir, affedilebilir, ilişkilerini güçlendirebilir.
Somatoform Bozuklukları’nın alt türlerinden konversiyon bozukluğu’nda bayılma, kas tutulması, konuşamama, yürüyememe durumu aralıklı ve ataklar halinde olur. Nörolojik bazı bulgular vardır. Çatışma anında kişinin bayıldığı, ayıldığında da her şeyin eskisi gibi devam ettiği gözlemlenir. Gerilim herkesin ortasında herkesin ilgisini çekecek şekilde boşalır. Epilepsi nöbetleriyle karışabilir, ancak konversiyon genelde herkesin içinde olurken epilepsi her yerde olabilir, konversiyon saatlerce sürebilirken epilepside kişi yarım saatte kendine gelir. Konversiyon ağrılı uyarana yanıt verir, bilinç yitimi olmaz, söyleneni duyar, kolonyayla boğulacak gibi olunca uyanır. Tedavi edilmediği taktirde yıllarca devam edebilir, örneğin kişi hep yamuk yürüyebilir. Psikolojik tedaviyle birlikte kişi süreçten koparak kendi ilgi alanlarını oluşturur.
Somatoform bozukluklarından bir diğer alt tür olan hipokondriazis için ise hastalık hastalığı tanımlaması yanlış sayılmaz. Hipkondriazis hastaları OKB’ye benzer dürtüyle bir spesifik hastalığın peşindedir. Örneğin kişi beyninde tümör olduğunu düşünerek tümörü bulabilecek doktor arayışıyla sürekli yardım arayışındadır. Somatizasyona kıyasla klinikte öfkeli bir tabloya rastlanır. Kişi duygusunu birine aktarma ister. Hastaların yalnızca 1/3’ü iyileşir.
Somatoform bozuklukları için kadınlar erkeklere, yalnız yaşayanlar ailesiyle yaşayanlara, düşük ekonomik ve eğitim seviyesine sahip olanlar yüksek olanlara, evliler bekarlara göre daha fazla risk taşımaktadırlar. Bir çalışmada endişeli bağlanma stiline sahip aleksitimili kişilerin somatizasyon bakımından en yüksek riske sahip olduğu bulunmuştur. Gelişmiş ülkelere kıyasla ‘somatik ifade’ gelişmekte olan ülkelerde daha yaygındır. Devletlere maliyeti çok yüksektir. Tıbbi bakımın yüzde 10’u tıbbi hastalığı olmayan bu kişilere verilir.
Somatizasyon bilinçli bir süreç değildir, hastaların iç görüsü olmaz. ‘yaşadığın her şey psikolojik’ yaklaşımı tanısal açıdan uygun olsa da hastanın iyileşmesi açısından kıymetli bir değere sahip değildir. Bunun yerine ‘Somatizasyon Bozukluğu’ isminde bir hastalığının olduğunu söylemek tıbbi yardım arayışı döngüsünden çıkması, bir hastalığı olduğunun çevresi tarafından anlaşılması, sağlık maliyetine yükünün hafiflemesi bakımından daha yerinde olacaktır. Bir ruh sağlığı uzmanı tarafından tanı ve tedavi uygulanması gerekir. Tedaviyle birlikte kişi duygularını ifade edebilmeyi öğrenir, arzularına ulaşabilmek için beceriler geliştirir. Suçluluk, kıskançlık, öfke gibi duygular çözümlenir. Geliştirdiği küçük hobilerle kendisi için amaca ulaşma yolunda aşamalı olarak semptomlara ihtiyacı kalmayacaktır.
Klinik Psikolog
Ömer Faruk Güzelgöz