Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Hayata Katılmanın Yolları
Yazar Elif Peksevim • Psikolog • 7 Mayıs 2020 • Yorumlar:
Her birimiz yeni biriyle tanışırken, büyük bir sunum öncesi, bir insanla diyalog halindeyken, kalabalık bir restorana girerken, hatta dolmuşta ineceğimiz yeri söylerken dahi kendimizi huzursuz ve gergin hissedebiliriz. Fakat sosyal anksiyete bozukluğu tanısına sahip kişiler için bu gibi durumlar daha büyük bir kabusa dönüşür ve kendilerini tüm sosyal beceri gerektiren ortamlardan kaçınırken bulabilirler.
Bu kaçınma hali sonucunda da tüm iş, kariyer, aile, özel hayat ve diğer tüm sosyal performans gerektirecek önemli alanlar kötü şekilde etkilenmeye başlar, negatif düşünceler pekişir, kaygı ve depresyon ön plana çıkar.
Peki insanların hayatlarının en önemli alanlarını bu denli etkileyen, utangaçlık hissinden çok daha ağır şekilde tecrübe edilen sosyal anksiyete bozukluğu, diğer adıyla sosyal fobi, nedir?
Kişinin sosyal durumlara karşı duyduğu yoğun korku hali
Sosyal fobiye sahip kişi diğerleri tarafından eleştirileceğini, yargılanacağını, başkalarının önünde rezil olacağını ve küçük düşeceğini varsaydığı için kaygısını düşürmek adına sosyal ortamlardan tamamen kaçınır ya da kendini güvende hissetmek için bu ortamlarda farklı davranışlar sergilemeye başlar.
Zimbardo ve arkadaşlarının yaptığı çalışmaya göre, insanların yüzde 40’ı kendilerini kronik utangaç olarak tanımlamaktadır. (*) Fakat sosyal anksiyete bozukluğu tanısı alan kişilerin kaygı seviyeleri o kadar yüksektir ki kişi günlük hayatını, iş hayatını, okul hayatını, ilişkilerini ve diğer sosyal aktivitelerini sağlıklı bir şekilde yürütemez hale gelir.
Her ne kadar sosyal fobiye sahip insanların kaygısını arttıran olaylar birbirine göre farklılık gösterse de sosyal anksiyete bozukluğuna sahip bireylerin korkularını tetikleyen durumlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Yeni insanlarla tanışma,
Kalabalık bir ortama girme,
Topluluk önünde konuşma yapma,
Yabancı birini ilk kez telefonda arama,
Başkaları tarafından izlenirken çalışma,
Toplum içinde yemek yeme,
İlgi odağı olma,
Birinin düşüncesini onaylamadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme,
Yetkili biri ile konuşma,
Topluluk önünde hata yapma.
İlginizi çekebilir: Dijital Minimalizm: Gerçek Hayata Bağlanmanın 4 Yolu
Sosyal anksiyete bozukluğunun fizyolojik belirtileri
Yüz kızarması,
Kalbin hızla çarpmaya başlaması,
Ellerde titreme ve terleme,
Mide bulantısı,
Nefes kesilmesi ve nefes darlığı,
Boğazda kuruma.
Sosyal anksiyete bozukluğu toplumda en sık görülen psikiyatrik bozukluklardan biridir ve bir kaygı bozukluğudur. Bir araştırmada, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yüzde 24’ünde bu hastalığın olduğu saptanmıştır. Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar. Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği verilerinde, kadınlarda daha sık görüldüğü ancak klinik başvuruda erkeklerin daha fazla oranda olduğu belirtilmektedir.