Sosyal Fobi
Yazar Burcu Aksongur • Psikolog • 29 Nisan 2020 • Yorumlar:
Sosyal Fobi Nedir?
Sosyal fobi; sık görülen, tedavi edilmediğinde uzun yıllar devam eden ve kendiliğinden ortadan kalkma olasılığı çok düşük olan, erken yaşlarda başlayan, ‘sosyal ortamlardan korkma’ halidir. Sosyal fobide kişi; göz önünde olacağı durumlarda, ‘küçük düşürücü’ bir şeyler yapma korkusu duyar. Yabancı ortamlarda, tanımadığı insanlarla karşılaştığı ya da başkalarının gözünün üzerinde olabileceği ortamlar en belirgin korkunun oluştuğu durumlardır. Korkunun kaynağı, küçük duruma düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağıdır.
Sosyal fobisi olan kişiler hata yapma, gülünç duruma düşme ya da kendilerine yakışmayacaklarını düşündükleri davranışları yapma korkusu içindedir. “Konuşurken takılıp kalırsam, düşüp bayılırsam, ya konuşamazsam” gibi düşünceler silsilesi, daha o ortam oluşmadan zihinde tekrarlanır. Sosyal faaliyetlerde arka plana itilmiş olmaktan, saçmalamaktan, alay edilmekten, aptalca görünmekten, kontrolü kaybetmekten, panik yaşamaktan, ne söyleyeceğini bilememekten, söylediklerinin beğenilmeyeceğinden ve bunlara eşlik eden fiziki belirtileri yaşamaktan korkmaktadır.
Belirtileri Nelerdir?
Sosyal fobik; en çok toplum içinde konuşmakla ilgili sorun yaşar. Otorite konumundaki kişilerle görüşmek (müdürü ile konuşmak v.b.), tanıdık kişilerden oluşan küçük bir grup önünde konuşmak (sınıf içerisinde söz almak, sunum yapmak vs.), sosyal toplantılara katılmak, toplulukta yemek yemek, telefonla konuşmak gibi korkular yaşar. Bu durumlardan mümkün olduğunca kaçınır. Kaçınma ve izolasyon davranışları sergiler. Eğer yaşadığı durumdan kaçamıyorsa fiziksel sıkıntılar yaşamaya başlar. Bunlar; kontrol dışı oluşan aşırı panik, terleme, titreme, yüz kızarması ve nefes darlığı gibi duygusal ve bedensel belirtilerdir. Yüz kızarması çok yakınılan ama kontrol edilemeyen bir belirtidir. Dışardan kolayca fark edildiği için de rahatsızlık vericidir. Yüz kızarması dışında terleme, çarpıntı, göğüste sıkışma hissi, ses titremesi ve kısılması, ağız kuruması, mide rahatsızlıkları, sıcak ve soğuk basmaları, kaslarda gerginlik, düşünce akışında yavaşlama, başta ağırlık hissi ya da baş ağrısı oluşabilir. Aslında, topluluk önünde konuşma yapmak pek çok kişiyi heyecanlandırır. Ancak, sosyal fobi ile bu durum karıştırılmamalıdır. Sosyal heyecanı sosyal fobiden ayıran en önemli özellik, kişi topluluk önünde bir şeyler yapmaya devam ettikçe bu konuda deneyim kazandıkça sosyal heyecanın azalmasıdır. Sosyal fobide ise, deneyim kazanmayla heyecanda herhangi bir azalma yaşanmaz ve kişiler bu durumdan şiddetle kaçmaya çalışırlar. Kaçınma arttıkça, günlük yaşam, iş yaşantısı, eğitim hayatı, toplumsal etkinlikler ve ilişkiler önemli ölçüde zarar görür.
Sosyal fobisi olan kişiler, çoğu zaman sınav kaygıları ya da sınıf içi katılımdan kaçınmaları nedeniyle okulda yeterli başarı gösteremezler. Öğrenciler derslere katılamazlar. Etkinliklere girmekten kaçınırlar. İş yaşamında, kişiler gerekli atılımları yapamaz, çalışanlar kendilerini ortaya koyamaz, fikirler ileri süremez, iş değiştiremez, ulaşmaları gereken düzeylerden daha alt düzey işlere razı olup ilerleyemezler.
İş yaşamında yaşadıkları sosyal sıkıntılar nedeniyle işten ayrılabilirler. Kendi başlarına arkadaş sahibi olamaz, ilişki yaşayamazlar. Yeni ortamlara giremez ve yakın aile dışındaki kişiler haricindekiler ile iletişimlerini sınırlarlar. Sosyal fobi; kişinin aslında sahip olduğu yeterlilikleri ortaya koymasını engeller. Kişi kendisini yetersiz ve işe yaramaz biri olarak tanımlamaya başlar.
Sosyal fobinin en sık olarak başladığı dönem ergenlik dönemidir. Ergenlik dönemi; gençlerin sosyal ilişkilerini geliştirmeleri gereken bir dönemdir. Ancak bu dönemde sosyal fobi, ergenin sosyal ilişkilerini geliştirmesini engeller. Bu durumdaki genç; içe kapanık, diğer insanlarla neredeyse hiç ilişki kurmayan ve izole olmuş davranışlar gösterebilir. Bu sorun eğitim hayatını da etkiler. Kişinin daha düşük düzeyde eğitim almasına ya da eğitimi yarım bırakmasına da sebep olabilir.
Sosyal Fobinin Tedavisi Var mıdır?
Sosyal fobinin tedavisi mümkündür. Sosyal fobiyle ilgili yapılan araştırmalar, ne kadar erken yardım alınırsa o kadar hızlı ve iyi sonuç alınabileceğini göstermektedir. Ancak sosyal fobi hastalarının çoğu, yardım almaktan kaçınmakta ya da tedaviye geç başlamaktadır. Çünkü, uzmanlar tarafından da olumsuz değerlendirileceklerine dair korkuları yardım istemelerini zorlaştırır. Diğer bir sebep de; yaşadıkları bu sorunların kendi kişilik özellikleri olduğu şeklinde değerlendirmeleridir.
Psikolojik tedavi yaklaşımında ağırlıklı olarak bilişsel-davranışçı psikoterapiler, şema terapileri, sosyal beceri eğitimleri, gevşeme egzersizleri uygulanabilmektedir. Psikolojik tedavilerde hedeflenen temel amaç; kişilerin bir an önce toplum yaşantısına “fobi”siz katılımlarını sağlamaktır. Terapi sonucunda; kişiler olumsuz düşünce ve davranış kalıpları, kendilerine yönelik olumsuz tutumlarını değiştirerek, yeni beklenti ve davranış kalıpları oluşturarak, eksik olan becerileri kazanmakta ve iletişim güçlerini arttırmaktadır.